Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Yusuf Ziya CÖMERT yzcomert@yenisafak.com.tr

Bazı okurlarımız, 'lüzumsuz' diye adlandırdıkları haberlerin Yeni Şafak'ta 'ne işi olduğunu' soruyor. 'Lüzumsuz' haberleri yeniden inceledim. Birkaçı müstesna, güzel haberlerdi ama, 'ama'sı var.

Her halde hiç kimse, "Bugün gidip bir gazete alayım da huzurum kaçsın, canım sıkılsın" diye gazete almıyordur. 'Sağlıklı' bir insanı, gazete almaya sevkeden şey, en basit anlatımıyla, "Dünyada neler olup bitiyor" sorusudur.

"Dünyada neler olup bitiyor" sorusu, her zaman 'politik' ya da 'ideolojik' olmak zorunda değildir. Teknoloji dünyasında neler oluyor, spor dünyasında neler oluyor, sanat dünyasında, edebiyat dünyasında, ekonomide neler oluyor' diye soranlar da olabilir, soruyu.

Gazeteler, ilgilerin toplumda ne kadar yaygın olduğunu dikkate alarak, sayfalarında bu sorulara cevap olabilecek haberler, yazılar yayımlarlar.

Bunları, gazetelerde öncelikli olarak görmek isteriz. Ama, insanlar, başka şeyler de isteyebilirler gazetelerinden.

'HABER'İN DIŞINDA ŞEYLER

Sayfaları karıştırırken durakladığınız komik bir bant karikatür, bir lekenin nasıl çıkarılacağına dair malumat, bir bulmaca, (bizim gazetede olmayan) yıldız falları, spor amacını aşan toto, loto, at yarışı, iddia tahminleri, 'Güzin abla' köşeleri, artık demode bulunan tefrika romanlar, kendine göre bir izleyicisi olan çizgi romanlar, farklı 'okur tipleri'nin ilgisine mazhar olan şeylerdir.

Bir haberi görür, tebessüm edersiniz, birini görür, demek böyle şeyler de oluyor dersiniz, o gün yapacak bir işiniz yoktur, oturur bulmacayı çözersiniz. Ya da, iyi bir eş miyim, iyi bir arkadaş mıyım, anlamak için, sayfanın birinde gördüğünüz testin sorularına cevap verir, puanınızı hesaplarsınız.

Bazen, çevrenizde kötü bir hadise olur. Bir kavga, bir cinayet, tatsız bir olay. Bu haberleri hiç okumuyorsunuzdur belki. Ama, sizin kentinizde, sizin semtinizde olmuşsa, acaba gazete nasıl vermiş diye bakarsınız.

Ve bütün bunlarda, 'belli bir gazeteyi tercih etmiş bir okuyucu' olarak, bir standart, bir bakışaçısı, bir 'özen' ararsınız.

Bütün bunları, bazı okurlarımızdan gelen 'filan sayfada' (daha çok ikinci, üçüncü sayfalarda ve arka sayfada) filan lüzumsuz haberi yayınlamanın ne anlamı var şeklindeki sorulara cevap olarak yazıyorum.

Evet, 'politik' ilgilere cevap vermeyen, ama farklı meraklara hitap eden haberlerimiz var ve olmaya devam edecek. Yeni şafak, bu noktada 'sorun' görmüyor.

ÖYLEYSE SORUN NEREDE?

Sorun, başka bir yerde. İşin, yukarıda sarfettiğim cümlenin uygulamaya geçirilişinde. Cümlemiz şuydu: "Bütün bunlarda, 'belli bir gazeteyi tercih etmiş bir okuyucu' olarak, bir standart, bir bakışaçısı, bir 'özen' ararsınız."

Geçen hafta, bazı okurlarımız, bu özenin ihmal edildiği anlamına gelen eleştirilerde bulundular. Paris Hilton'un hayatının dizi film yapılacağına ve Sharon Stone'un 49 yaşına girdiğine dair iki kısa haber, bu eleştirilerin odağındaydı.

Haberlere baktım. Her iki haberde de, (O haberler mutlaka girecekse) Yeni Şafak'ın haberlere katması gereken boyut, eksikti.

Takip eden günlerde, başka haberler için de eleştiriler geldi. Bazı okurlarımızın 'lüzumsuz' bulduğu o haberler üzerinde de dikkatle durdum. Ben, diğer 'lüzumsuz' denilen haberleri, gazetenin yerine göre heyecanlı, yerine göre politik ya da sosyal haberlerle 'katı' görünen atmosferini tabir caizse 'yumuşatan' ve yukarıda belirttiğim gibi farklı ilgilere hitap eden haberler olarak gördüm.

Sonuç olarak şuraya varıyorum: Yeni Şafak, okurlarının 'hassas' olduğu bütün konulardaki hassasiyetlerini kendi hassasiyeti olarak görüyor. İnsan hakları, özgürlükler, sağlıklı bir kültür ve ekonomi politikası ve akla gelebilecek bütün sorunlarda, 'sağlam' duruşunu sürdürürken, bu çerçevenin dışında mütalaa edilebilecek haberlerde de Yeni Şafak'tan beklenen 'özen'i göstermesi gerekiyor. Bütün eleştiriler için, teşekkürler.

Biz insan hakları konusunda hassasız

Bu, Yeni Şafak'ın yayın politikasında önemli bir yeri olan 'hak ve özgürlükler'e dair önemli bir mektup. Mektubu, gerçek bir 'Yeni Şafak okuru' gönderiyor. Şöyle diyor Dr. Atilla Pehlivan: "Cerrahoğlu'nun incilerine seyirci mi kalınıyor? Adama tüm boyalı medya alkış ve çanak tutuyor, AB muhaliflerine misler gibi malzemeyle kamuoyu yaratılıyor, sizlerden "çıt" çıkmıyor. Siz gözaltı sözcüğünün anlamını bilmez misiniz? Bu talebin açıkça "işkence imkanı" anlamına geldiği görülemiyor mu?"

Mektup, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrahoğlu'nun gözaltı süresinin 15 güne çıkmasını isteyen konuşmasının ardından yazılmış. Sonra, Emniyet Sözcüsü İsmail Çalışkan, İstanbul Emniyet Müdürü Cerrahoğlu'na katıldığını beyan etmiş. Yeni Şafak, Emniyet Sözcüsü'nün açıklamasıyla birlikte, Cerrah'ın taleplerini, "Duymamış olalım" başlığıyla manşet yaptı. Ben, Dr. Atilla Pehlivan'ın mektubunu, "Duymamış olalım" manşetinden sonra gördüm. Kendi kendime, "İyi zamanlama" dedim. Demek ki, bu hassasiyeti okurlarımızla paylaşıyoruz. Atilla Pehlivan'a teşekkürler.