Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

Şemdinli'deki patlama davasının sanıklarından PKK itirafçısı Veysel Ateş, terör örgütünden ayrıldıktan sonra Kuzey Irak'a giderek Barzani'nin peşmergesi olduğunu söyledi

Behçet Güngör

Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nde 9 Kasım'da Umut Kitabevi'ne bomba atılması olayıyla ilgili olarak Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada ifade veren PKK itirafçısı Veysel Ateş, örgütten ayrıldıktan sonra Kuzey Irak'a giderek IKDP lideri Mesut Barzani'nin peşmergesi olduğunu ve PKK'ya karşı savaştığını söyledi. Ateş, Şemdinli Emniyeti'nde gözaltına alındığında ifadesi alınmadan hazırlanan bir ifade metninin kendisine imzalatıldığını iddia etti. Şemdinli davasının ikinci duruşması önceki geceyarısı tamamlandı. Davanın ikinci gününde yapılan duruşma 16 saat sürdü. Mahkeme heyeti, yeni duruşma tarihini 1 Haziran tarihi olarak belirlerken sanıkların tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.

PKK, BARZANİ VE DEVLET'İN ADAMI

Duruşmada ifade veren Şemdinli davası sanıklarından PKK itirafçısı Veysel Ateş, 1991 yılında PKK'dan ayrılarak Kuzey Irak'a kaçtığını ve burada Mesut Barzani'nin peşmergesi olarak PKK'ya karşı savaştığını söyledi. Ateş, önce PKK sonra Barzani ve en son devlet adına bölgede faaliyet göstermesini şöyle anlattı "1991 yılında Kuzey Irak'a kaçtım. Irak'ta Barzani'nin peşmergesi oldum ve görev yaptım. Sıtkıy-i Neşeti Mervei aşiretinde kendimi korumak amacıyla sigara satarak geçimimi sağlamaya çalıştım. O dönemde PKK ile Barzani arasında 1992-95 yılları arasında meydana gelen çatışmalarda Barzani'ye peşmergelik yaptım" dedi. Devletin bütünlüğünü bozmaya yönelik suçlandığını söyleyen Veysel Ateş, "Devletin bütünlüğünü bozmak isteseydim terör örgütü PKK'dan ayrılmazdım. PKK'dan kaçtım. Kaçışım nedeniyle iki kardeşimi PKK'ya kurban verdim. Devletin bütünlüğünü bozan adres belli, orada kalırdım" diye konuştu. Ateş, 9 Kasım'da patlamanın meydana geldiği Umut Kitabevi sahibi Seferi Yılmaz'ı tanımadığını ifade ederek, "Yüce Allah şahidimdir. Şerefim namusum üzerine yemin ederim ki Seferi Yılmaz'ı tanımam. Bu tezgahlanmış bir provokasyondur" dedi.

KELLE BAŞI MI PARA ALINIYOR

Bu arada saat 01.30'de biten duruşmanın son gününde sanık ile müdahil avukatlar sık sık tartıştı. Müdahil avukatlardan Hasip Kaplan, sanık astsubay Özcan İldeniz'e ajandadaki isimlere dikkat çekerek, "Haber elemanlarının adlarının soyadlarının yazılmadığını kod numaralarının yazıldığını söylediniz. Kaybolan ajandanızda beş tane haber elemanınızın ismi var. Bunların kod isimlerini siz mi yazıyorsunuz. Denetimini kim yapıyor. Bunların bütçesini kim sağlıyor. Örtülü ödenekten mi yoksa aldığınız ödüllerden mi veriyordunuz? Kelle ödülünden mi?" diye sordu. Bu soruya karşı çıkan sanık avukatı Vedat Gülşen, "Devletin gizli bilgileri isteniyor. Bunlar devlet sırrıdır. Böyle giderse devleti çökerteceğiz" diyerek duruşma salonunu terk etti. Duruşmada müdahil avukatların isteği üzerine Veysel Ateş'in dinlenmesi sırasında Ali Kaya ve Özcan İldeniz dışarı çıkarıldı. Sanık avukatların isteği üzerine ise Seferi Yılmaz da salondan çıkarıldı.