Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv
Favorilere Ekle
Giriş sayfası yap

Yeni Şafak'ta Ara

ABD'nin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) nezdindeki daimi temsilcisi Greg Schulte, İran yönetiminin, nükleer faaliyetleriyle ilgili endişelerini açıklayan ve kendisinden uluslararası taahhütleri yerine getirme yolunda adım atmasını isteyen ve sayıları giderek artan ülkeleri "bölmeye" çalıştığını söyledi.

ABD'nin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) nezdindeki daimi temsilcisi Greg Schulte

ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nde video konferans yoluyla bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan Schulte'ye, İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani'nin ziyaretiyle ilgili düşüncesinin sorulması üzerine, "Hükümetinizin Laricani ile görüşmeleri üzerinde yorum yapmak benim işim değil" ifadesini kullandı.

Türk hükümetinin, gerek kamuoyu önünde gerekse kapalı toplantılarda, İran'ı uluslararası taahhütleri yerine getirme ve uluslararası alanda güvenilirliğini yeniden kazanmak için adım atma yolunda diğer hükümetlerin çağrılarına katıldığını belirten Schulte, bu mesajın çok önemli olduğunu vurguladı.

Türk hükümetinin, İran'a ilişkin olarak gerek kamuoyu gerekse kapalı toplantılarda verdiği mesajlarla çok önemli bir rol oynadığını vurgulayan Schulte, şunları söyledi:

"Bana göre Türkiye, İran'ın nükleer silah kapasitesine sahip olmak için çalışmaya son vermesi gerektiği yönündeki uluslararası konsensüsü sıkı biçimde destekliyor ve İran yönetimine bu yaklaşımlarının 'kabul edilemez' olduğuna dair güçlü bir mesaj verilmesi yolundaki uluslararası çabalara katılıyor."

UAEK'nin, İran ile ilgili raporunun olumsuz olduğuna işaret eden Schulte, nükleer silah sahibi bir İran'ın tüm Ortadoğu'ya da büyük bir tehdit oluşturabileceği ve diğer bölge ülkelerin de nükleer kapasitelerini yeniden gözden geçirmelerine neden olabileceği görüşünü dile getirdi.

Schulte, İran yönetiminin, sergilediği tutumla kendi halkına zarar verdiğini ve ülkeyi "uluslararası bir aktör" yapmak yerine "toplumdan dışlanmış bir ülke" haline getirmekte olduğunu savundu.

"AMACIMIZ İRAN HALKINI CEZALANDIRMAK DEĞİL"

İran'a "adım adım diplomasi" yöntemini uyguladıklarını belirten Schulte, henüz bu aşamada yaptırımların gündemde olmadığını, İranlı liderlere "bir tercih" şansı tanıdıklarını söyledi. Schulte, "Amacımız İran halkını cezalandırmak değil, bizim amacımız, İran yönetimine açık bir mesaj göndermek" ifadesini kullandı.

Türkiye, ABD ve tüm uluslararası toplumun, İran'ı "doğru yolu" seçmesini zorlamaya yönelik diplomatik çabalarında birlik içinde ve kararlılıkla hareket etmesinin önemini ortaya koyan Schulte, uluslararası toplumun taleplerini yerine getirmemesi durumunda, bu ülkeye karşı kullanılmak üzere BM Güvenlik Konseyi'nin elinde "askeri olmayan araçların" bulunduğunu, bu çerçevede "nokta yaptırımlar"ın uygulanmasının gündeme gelebileceğini kaydetti.

BM Güvenlik Konseyi içinde, İran'ın nükleer faaliyetleriyle ilgili endişeler konusunda konsensüs olduğuna işaret eden Schulte, Rusya ve Çin'in de, İran'ın nükleer silah edinmesini engellemeleri gerektiği görüşünü savunduklarına dikkati çekti.

Schulte, bir soru üzerine, ABD'nin İran ile nükleer konuda masaya oturmasının söz konusu olmadığını ifade ederek, AB üçlüsünün İran'a yönelik önerilerini zaten desteklediklerini hatırlattı.

"İsrail'in nükleer faaliyetleri varken, İran'ın neden olmasın?" şeklindeki görüşlerin hatırlatılması üzerine Schulte, İsrail'in Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nı (NPT) imzalamadığını, İran'ınsa bu anlaşmayı imzalamasına rağmen yükümlülüklerini yerine getirmediğini anımsattı.

NPT üyesi olmayan tüm ülkelere nükleer silahlardan vazgeçmeleri çağrısında bulunduklarına işaret eden Schulte, bu vizyona yönelik en büyük engelin, İran liderlerinin nükleer hevesleri olduğunu savundu. Schulte, İsrail'in hiçbir ülkeyi tehdit etmediğini, İran'ınsa "İsrail'in haritadan silinmesi" gibi sözler sarf ettiğini belirtti.

İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın, ülkesini daha radikalleştirdiği görüşünü dile getiren Büyükelçi Schulte, son dönemde İran'da mevcut yönetimle ilgili olarak bazı kesimlerden eleştiriler geldiğine işaret ederek, ülkede böyle bir tartışma ortamının olmasının olumlu olduğunu ifade etti.