T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 8 MAYIS 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Haldun DOMAÇ

Adım adım hedefe

Genellikle bir maçta alınan olumsuz sonucu veya yenilen bir golün faturasını sadece bir futbolcuya keserek onu yargılamaya pek sevmem. Bu ilkemden yine vazgeçecek değilim ama Daum'dan bir beklentimi vurgulayacağım; "Deniz Barış'ta hangi sağ bek yeteneklerini görüyor". Beşiktaş kupa maçında Tümer 'in karşısında düştüğü durumdan sonra, K.Erciyessporlu Timuçin'in önünde yaşadığı dram, aslında sadece onun değil Daum'un da yanlışıydı. Ancak hemen vurgulamakta yarar var; Daum, son haftalarda oyuna yerinde müdahaleler yaparak, oyunu iyi takip ettiğini gösteriyor. Nitekim Deniz- Serkan değişikliği bunun kanıtıydı. Daum'la başladığımıza göre onunla devam edelim. Alman hocanın Tuncay takıntısı Beşiktaş maçının ardından daha net ortaya çıktı. Tuncay İzmir'de yaptığı hatanın faturasını Kadıköy'de bile ödemek zorunda kaldı. Oysa oyunun başından itibaren sahne alacak bir Tuncay, kontrolsüz olarak ileri çıkan K.Erciyesspor savunmasının arkasında ciddi pozisyonlar bulabilirdi. İlk yarıda bu göreve soyunan Mehmet Yozgatlı iki kez kaleci Fadhel'le karşı karşıya kaldı ama becerikli değildi.

Seyir zevki yüksek böyle bir maçın seyircisiz oynanması doğal olarak futbol adına üzüntü vericiydi. Maçın kalite olarak yükselmesinde konuk ekibin gole dönük pozitif bir futbol oynama arzusunun olduğu kadar Alex'in de payı büyüktü. Gol perdesini açan Alex, markajsız oynamanın verdiği rahatlıkla, özellikle ilk yarıda ders niteliğinde ara paslar attı. Bu bölümde Anelka'nın solda Tuncay'ın pozisyonunda oynatılması, Fenerbahçe'nin daha fazla pozisyon bulmasını engelledi. Oysa Anelka, oyunda kaldığı sürede çalışkanlığı ile dikkat çeken Semih'in partneri gibi oynasa skor daha farklı olabilirdi.

Appiah'ın iyi oynadığı ve Fenerbahçe'nin bol gol bulduğu maçta, rakibinden goller yemesi, ayrıca çok sayıda pozisyon vermesinde Aureilo'nun yokluğunun payı vardı. Bir de Luciano kafasını daha çok gole endeksleyince, yalnız kalan Önder ciddi hatalar yaptı. Diyebilirim ki Rüştü Kadıköy'de hiç bu kadar oyunun içinde olmamıştı. Bu bölümde bir başka gerçek daha ortaya çıktı; Fenerbahçe'nin üzerine gelen rakipleri kesinlikle pozisyon buluyor. Nitekim oyunun ikinci yarısında oyunun kontrolü tamamen Kayseri Erciyesspor'un elindeydi.

Sonuç olarak Fenerbahçe, sadece kazanmayı düşündüğü bir maçta, rakibin rahat futbolunu da değerlendirip, sahadan 3 puanla ayrıldı ve avantajını son haftaya taşıdı.


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi