Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

Doç. Dr. Cemil Arıkan'a göre, işletmelerin dünyadaki rakipleri karşısında ayakta kalması için yenilikçilik kültürünü önemsemeleri şart

Fahri Sarrafoğlu Kobi Masası

Sabancı Üniversitesi Araştırma ve Lisansüstü Politikaları (ALP) Direktörü ve Rektör Danışmanı Doç. Dr. Cemil Arıkan, Türkiye'de inovasyon (yenilikçilik) kültürünün yaygınlaştırılması için iş dünyasına çok görev düştüğünü söylüyor. Aksi halde uluslar arası pazarlarda rekabet edebilmenin mümkün olmadığını belirten Arıkan, "Öyle görünüyor ki önümüzdeki yıllarda hepimiz toplumsal refahı yükseltebilmek dünya nimetlerinden daha fazla pay alabilmek için inovasyon yapabilmenin yani fikri toplumsal ve ekonomik yarara dönüştürebilmenin yollarını konuşacağız" şeklinde konuştu.

Bu noktada inovasyonun bir süreç olduğunu bir anlayış değişimini talep ettiğini dolayısıyla akşamdan sabaha bir şeylerin değişmeyeceğinin algılanması gerektiğine de değinen Arıkan, sözü KOBİ'lere getirerek, "Dolayısıyla toplumun tüm kesimlerinin dolayısıyla KOBİ'lerinde bu değişimi yapabilmeleri için ulusal inovasyon sisteminin sahiplenilmesi ve bu kültür değişikliğinin tüm toplumsal katmanlara yayılabilmesi ve bu süreci destekleyen mekanizmaların yaratılması gerekmektedir" dedi. Bu arada Avrupa Birliği, 2007-2013 yılları arasında 7. Çerçeve Programı'na paralel olarak "Rekabet ve İnovasyon Çerçeve Programı"nı başlatıyor. Bu aşağı yukarı

4,5-5 milyar avroluk bir program olacak. KOBİ'lerin bu kaynaktan istifade edebilmeleri için şimdiden kendilerini hazırlamaları gerekiyor.

KOBİ'LERE PROJE DESTEĞİ

Doç. Dr Arıkan, KOBİ'leri canlandırmak için ihtiyaç olan arayüzlerden biri olan "inovasyon aktarma merkezleri"nin ne olduğunu şöyle açıkladı: "Aktarma merkezlerinden şu anda Avrupa'da 70 tane var. Bunlar üç-dört kişinin çalıştığı basit kurumlar. Bunlar şunu yapıyor; bir müşteri portföyü var, KOBİ'ler. Bir taraftan da bilgi üreten yerlerin portföyü var. Yani KOBİ'nin bir teknoloji ihtiyacı varsa buraya bildiriyor, burası da kendi ağına bakıyor, o ağındaki "mükemmeliyet merkezlerinden" bu ikisini eşleştiriyor ve bir araya getiriyor." Arıkan, şöyle devam etti: "ODTÜ'de 17 bin, Türkiye'de 2 milyon öğrenci var. Düşünün bunlara deseniz ki, projelerinizle ortaya çıkın. En az 10 bin-20 bin proje ortaya çıkar. Ama şu anda "tohum sermaye" dediğimiz, fikir için ilk başta verilen 20 bin-50 bin dolar seviyesinde tohum sermayesi yok. Bu olmayınca fikri olanlar ortaya çıkamıyorlar."

Yılda en az 10 bin proje

Arıkan, aslında proje desteği için gereken paranın yüksek olmadığını savunarak "yılda siz 10 bin kişiye 20 bin dolar verin, bir yıl sonra ben size garanti verebilirim ki, 300-400 şirket kurulur, bunlardan da 15-20 tanesi uzun vadede başarılı olurlar. Ama bunu yapmazsanız, 10 bin fikri ortaya çıkaramazsınız, sadece 150-200 tane fikir ortaya çıkar, onlardan da bir tanesi kalır" diye konuştu.

KOBİ rehberi

TÜBİTAK
Ülkemizdeki bilimsel araştırmalara destek sağlamanın yanısıra: