|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 24 NİSAN 2006 PAZARTESİ | ||
|
|
Arada bir mutlaka hatırlatırım: Yeni Şafak okurları gerçekten hoş okurlar... Arada bir öyle mesajlar-analizler gönderiyorlar ki, etkilenmekten öte sayfaya taşımamak mümkün değil. Mesela şu mesaj gibi: Yakup B. adlı okurumuz mesajını şu "konu" başlığı altında göndermiş: "Acaba darbe oldu mu?" Ve sonra başlamış bu soruyu neden sorduğunu açıklamaya: "Son günlerde Türkiye hakkında daha da çok endişe etmeye başladım. Sessiz bir darbe olmuş izlenimi var. Hükümet hemen hemen ortadan kayboldu gibi. Sayın Erdoğan hastanedeymiş. Gerçekten hasta mı, yoksa göz hapsi gibi bir şey mi? Sayın Gül ve Çiçek de yeni terör yasasının 'özgürlükleri kısıtlamadığı', 'geriye dönüş' olmadığı masalını tekrarlamaktan başka bir şey yapmıyor. (...) Ne oluyor acaba? Hiç kimseden bir ses yok. Ne aydınlar, ne üniversiteler, ne sivil örgütlerimiz. Yukarlardan biri çıkıp sayın vatandaşlar merak etmeyin, bir darbe yok, herşey yolunda desin. Ya da bir general çıkıp, darbe yaptık desin. Yani en azından ne olduğunu öğrenelim..." Sizi bilmem ama işte "ben de böyle okuru severim"! "Mizah"tan destek almayı hiç mi hiç unutmadan memleketi böyle yalın, böyle saf biçimde tasvir eden okuru...
Yakup Bey, "Hiç kimseden ses yok" diyerek sıraladığı odaklar arasında gazeteleri yerleştirmeyi ihmal etmiş. Oysa sesi çıkan bir ikisi dışında bu cephe de "anlamlı bir sessizlik" içinde. Bakın mesela; memleketin en büyük gazetesinin hafta sonunda (Cumartesi) TMY'ya getirilmek istenen değişiklerle ilgili tasarı hakkındaki haberi gerçekten "bit kadar" bir şeydi. Bu "bit kadar şey"in içeriği de bir âlemdi: Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü'nün konuya ilişkin yaptığı açıklama. Bu büyük gazetemizin hafta sonu (bu kez Pazar) baş sayfasını süsleyen manşet de, okurumuz Yakup B.'yi endişelendirecek nitelikteydi. Yani şu manşet: "Ceyda Hanım Hatırına Fırça". Yani: CNR Holding sahibi Ceyda Eren, kira sözleşmesi için mahkemelik olduğu İstanbul Dünya Fuar Merkezi'nin genel müdürünü Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'e şikayet edince, Bakan da müdürü "25 kişi önünde" azarlamış... (Ne dersiniz, haberi yapan muhabir kendisini de bu tamı tamına "25 kişi"nin içinde sayıyor mu acaba!)
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin bazı gazetelerde yayımlanan fotoğrafı sizin de dikkatinizi çekti mi? Pepe, TBMM Genel Kurulu'nda elleri ceplerinde çaresiz bir biçimde milletvekillerini bekliyor. Bekliyor ki, yeterli sayıda milletvekili Genel Kurul'u teşrif etsin ve son günlerde yine öne çıkan "Arenalık" haberlerimizin arkasının kısmen de olsa kesilmesini sağlayacak Çevre Yasası TBMM'den çıksın... Pepe, "İçimden geçenleri bir kitap dolusu konuşma yapsaydım o fotoğraftaki kadar anlatamazdım" diyor. Ne kadar haklı. Genel Kurul'da CHP'liler zaten kayıp; AKP'li milletvekillerinin "mazeretlerini" ise Pepe şöyle açıklıyor: "Benim arkadaşlarımın bir kısmı Antalya 'ya, bir kısmı İstanbul'a, bir kısmı da düğüne gitmiş." Demek ki son olarak Tuzla örneğinde ortaya çıktığı gibi memleket topraklarına gömülen tonlarca zehirli atığın akıbeti iktidar ve muhalefet milletvekillerinin umurunda değil... Belli ki onlar da hâlâ Orhan Veli'nin "sanayi toplumu" öncesi Türkiye'sinde kaleme aldığı "Bedava" şiirindeki şu dizelere takılıp kalmışlar. "Bedava yaşıyoruz bedava; / Hava bedava, bulut bedava; / Dere tepe bedava; Yağmur çamur bedava;" İsterseniz şairin hakkını yemeyelim ve bu şiirin "eskimemiş", dimdik ayakta duran dizelerini de aktaralım: "Otomobillerin dışı, / Sinemaların kapısı, / Camekanlar bedava, / Peynir ekmek değil ama / Acı su bedava."
|
![]()
| ||||||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |