T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 24 NİSAN 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Koray DÜZGÖREN

23 Nisan'da "Rejimin sahibi kim?" tartışmaları

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın yayınladığı mesaj oldukça ilginç.

Meclis Başkanı yaptığı açıklamanın satır aralarında, (Düşünün, bir Meclis Başkanı bile düşüncesini ancak satır aralarında açıklıyabiliyorsa bizler ne yapalım?) bugün Türkiye'de yaşanan meselelerin nedenlerine değinmiş. Özetle şunları söylemiş:

''Ülkede bir rejim sorunu değil, rejimin sahibi olma tartışması vardır. Ülke yönetiminde inisiyatif alanlarını genişletme ya da sahip oldukları gücü kaybetmeme tartışmaları vardır''

Evet, mesele de tam budur ve bu meselenin, Şemdinli iddianamesi nedeniyle ortaya çıkan rejim bunalımı, hatta darbe havasıyla yakından ilgili olması, ilginçtir Ulusal Egemenlik Bayramı'nın kutlandığı 23 Nisan günlerine denk gelmiştir.

Yine tesadüf müdür, yoksa bu rejime sahiplenme meselesinin iyice ifrata kaçırıldığı bir döneme rastlamasından ötürü müdür bilinmez, memleketimizin herhangi bir yerinde yapılan 23 Nisan törenlerinde, yine bu konuyla ilgili çarpıcı bir olayın yaşandığına ilişkin bir haber sanırım dikkatlerden kaçmamış olmalıdır.

Haberin başlığı bile memleketimizin içinde bulunduğu şartları çok iyi anlatmaktadır.

"Paşa çarşafa çok kızdı"

Bu başlığa bakıp hemen Şemdinli iddianamesine kızan öteki paşaları anımsadınız değil mi?

Oysa bu başka bir paşa. Bu, 5'inci Kolordu Komutanı Korgeneral Metin Yavuz Yalçın paşa.

Tekirdağ'ın Çorlu İlçesi'ndeki 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarındaki geçit töreninde bir grup öğrencinin, kara çarşaf ve fesle törene katıldığını görünce çok sinirlenmiş.

Habere bakılırsa, hemen İlçe

Milli Eğitim Müdürü Zafer Altunkozaoğlu'nu yanına çağırıp, "Bu çağda kara çarşaf da nereden çıktı? Çok yazık. Sorumlular hakkında gereğini yaparsınız'' demiş.

Şimdi bu paşanın, Şemdinli iddianamesi karşısında kızıp, bildiri yayınlayan ve hükümete, "Sorumlular hakkında gerekenler yapılmalı ve sorumluların hepsi cezalandırılmalı" diyen öteki paşalardan farkı var mı?

Ankara'daki paşalar hükümete ültimatom çekip, Meclis Başkanı Arınç'ın satır arası deyimi ile, "Rejimin sahibi, yüzde kaç oy alırsan al, aslında biziz" dediler.

Kolordu komutanı paşa da aşağı yukarı aynı yaklaşım içinde.

Başbakan'ı değil ama, Başbakan'a bağlı bir memuru yanına çağırıp azarlıyabiliyor.

Hadi azarlamış demeyelim, olayı yumuşatalım ama, görevi olmadığı halde ve Milli Eğitim Müdürü ile bir ast üst ilişkisi içinde olmadığı halde onu uyarıyor.

"Bu ülke de savcılar var, yargıçlar var" diyeceğim ama, herşey öylesine birbirine karıştı ki...

(Sözünü edip savunduğumuz yargının en seçkin mensupları, 28 Şubat'ta generallerin brifingine koşar adım -uygun adım demeye utanıyorum- giden meslektaşları gibi -belki de bazıları aynı şahıslardır- Genelkurmay'ın hassasiyetlerine uygun bir şekilde Şemdinli iddianamesini hazırlayan savcıyı nasıl da cezalandırdılar. Şimdi, bu ülkede yargıdan nasıl söz edeceğiz?)

Çorlu İlçe Milli Eğitim Müdürü Zafer Altunkozaoğlu ise, "Törenlerde neler yapılacağı komite tarafından belirleniyor. Törenlerde öğrenciler üç değişik döneme ait kıyafetleri sergilediler.

Cumhuriyet öncesi, Cumhuriyet dönemi ve günümüz kıyafetleri sergilendi. Ortada bir yanlış anlama var. Bunda kötü bir niyet yok.

Bizim aklımızdan başka bir şeyin geçmesi mümkün değil. Komite bu programı onayladı.

Bu durumu komutanımıza da anlattım. Bana, 'Ne anlamı, ne gereği var' dedi. Okul yöneticileri hakkında inceleme başlatacağım'' dedi.

Haberin sonunu tahmin edebiliyorsunuz umarım:

Kaymakamlığın da, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Hanife Celep İlköğretim Okulu yöneticileri hakkında soruşturma açacağı belirtiliyor.

Bu yetkililer hakkında ne gibi kararların alınacağını tabii bilemiyoruz.

AKP Hükümeti'nin, Şemdinli iddianamesine ilişkin olarak askerlerin tepkisine ve taleplerine bütünüyle uygun davrandığını düşünürsek, söz konusu yöneticilerin de Kolordu Komutanı'nın talepleri doğrultusunda, en azından görevden alınmaları gerekmez mi?

Ulusal Egemenlik Bayramı'nda güzel bir soru değil mi?

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi