Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Osman AKKUŞAK oakkusak@yenisafak.com.tr

Bendeniz, küçük fasılalar dışında hep İstanbul'da yaşamış bir vatandaş sayılırım.. sayılırım ne demek.. öyleyim.. yani ben, Adnan Menderes'in 1957'de başladığı imar faaliyetinden evvelki günleri de hatırlarım.. yani bu fakir, yuvarlak hesap tam 50 senelik İstanbulludur.. nasıl geçmiş bu yarım asır onu bana hiç sormayın.. nasıl geçtiyse geçti.. kâh gönlümü yaparak geçti, kâh da yakarak geçti.. 50 senelik bir serencam.. şimdi ben o serencamı anlatacak değilim.. şöyle gözlerimi kapayıp maziye doğru İstanbul manzaralarını parça parça hatırlamaya çalışsam, önüme kimbilir ne enteresan görüntüler çıkacak: iyisiyle kötüsüyle, güzeliyle çirkiniyle... Bu görüntülerin içinden şahsî hatıralarımı ayırıp da geride kalan; yolları, binaları, köprüleri, vapurları, çarşıları, pazarları, plajları, köşkleri, ahşap evleri.. viraneleri, bozuk kaldırımları; bu arada yeşil mekânları, koruları, parkları; Boğaz'ın, Kadıköy'ün, Adalar'ın, Rumeli ve Anadolu yakasının nice sayfiye mekanlarını, hem cennet köşelerini hem de viranelerini hatırlamaya kalkışsam; ben bu sayısız İstanbul fotoğraflarını ne doğru dürüst resmedebilirim ne de eksiksiz tasvir edebilirim.. sayamam bile.. resimler, görüntüler ve mekanlar arasında kaybolurum.. kendimi kaybederim.

Bir o manzaraları hatırıma getiriyorum.. bir de 12 milyonluk İstanbul'un varoşlarına, gecekondularına kadar tertipli düzenli hale girmiş bulunan bugünkü durumuna bakıyorum: şaşırıp kalıyorum.. İstanbul'da artık viranelik bir arsa bulamazsınız.. yarısı yıkık yarısı ayakta molozlarla dolu mezbelelik göremezsiniz.. ne görürsünüz: devam eden inşaat görebilirsiniz.. bütün caddeler asfalttır.. yollar ve sokaklar ya betondur yahut dört köşe taşlarla döşenmiştir.. 8-10 yıl evveline gelinceye kadar, 3 gün 5 gün kaldırılamayan çöp yığınlarından geçemezdik.. şimdi çöpler her gece muntazaman toplanıyor.. elektrik kesintileri, su kesintileri artık tarihe karıştı.. şimdi artık bu belediye sayesinde Bayazıt'tan Haydarpaşa'ya gitmek için Galata Köprüsü'nü yürümek zorunda değilim.. biniyorum tramvaya.. hoop Karaköy, atla vapura doğru Haydarpaşa.. ister banliyö trenine, isterse eksprese bin!.. diyecek odur ki, Tayyip Bey'den bu tarafa İstanbul'un üzerinde sihirli eller dolaşmıştır.. işbilir, pratik, ciddi insanlar hizmet ediyor.. İstanbul ilk defa, mimar olan bir başkana kavuştu.. ve bu adam, İstanbul'u şantiyeye çevirmiştir.. tüneller açılıyor.. raylar döşeniyor.. ciddi fakat aydınlık bir yüzü var.. sözleri öyle mubalağalı değil.. sade, soğukkanlı ifadeler.. fakat beyan ettiği gerçekler sevinç ve heyecan verici.. ben Kadırga'da oturuyorum.. Büyük Şehir Başkanı'ndan da, Eminönü Başkanı'ndan da, hem iş sahiplerinin hem de ahalinin memnun olduğuna bizzat şahidim.. nasıl Beyoğlu'nun ana caddeleri, hattâ ara sokakları beton karelerle döşendiyse Bayazıd'ın Çemberlitaş'ın, Cağaloğlu ve Sirkeci'nin kaldırımları ve meydanları da o tertemiz geometrik yüzeylerle kaplanmış vaziyettedir.. İstiklâl Caddesi nasıl güzelleştiyse Sultanahmet, Divanyolu, Cağaloğlu, Saraçhanebaşı, Fatih de o kadar güzelleşmiştir.. İlçe Belediye Başkanlarının birçoğu hakkında övgüler duyuyorum.. fakat hepsinin adını ve yaptığı işleri bir yazıya sığdıramam.. Sevgili Başkanlar, hiç şüphe etmeyiniz: hizmet unutulmaz.. iyilik, güzellik ve hizmet zayî olmaz.. hiç şüphesiz bu millet kadirşinas bir millettir!..

Geri dön

Yazdır

Yukarı