T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 24 NİSAN 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Turgut KOLOĞLUGİL

Beşiktaş'ın iki yüzü

İşte Beşiktaş'ın aslı bu. Türkiye Süper Ligi'nde dipleri tarayan siyah-beyazlılar dün akşam da Sivasspor'a yenildiler. Gören ya da görmeyene net bir mesajımız var. Sakın ola Sivaspor'u galibiyetini küçümsemeyin. Geldiler, aslanlar gibi oynayıp Beşiktaş'ı yendiler. Bu maçta Beşiktaş'ın galibiyetini bekleyenler, ya da galip geleceğini umanlar umarız ki, büyük bir yanılgıya uğradılar.

Beşiktaş'ı bir önceki yazımızda tahterevalliye benzetmiştik. Bir ucu yukarıda, bir ucu aşağıda. işte dün adını koyduğumuz, yolunu bellediğimiz Beşiktaş, bizi yanıltmadı. Tabir yerindeyse, yediğimizden çıkmayıp dibe vurdular.

Sahadaki Beşiktaş formasını giyenlere bir çift sözümüz olacak. Tatil henüz başlamadı. Kaybettiğiniz maç değil, itibarınız.

Maçın sahadaki bölümlerini şöyle dilim dilim ayırırsak, Beşiktaş'ın futbol oynadığı zamanlara az rastlarız. Düşünün ki, Beşiktaş neden takım sahada Sivasspor ile değil, şampiyonlar liginde bir takımla mücadele ediyor. Bir futbol takımı ancak bu kadar ezilir, bu kadar baskı altında kalır. Karşı sahadaki takım Anadolu'dan değil, Avrupa'dan gelmiş. Adına Sivaspor United diyebiliriz. Beşiktaş'ı baskı altında tutan, sağlı sollu ataklarla bunaltan, gol üstüne gol kaçıran Sivasspor, sanırız ki, beklediğinden de kolay lokma buldu. Defans çizgisinde oynayan İbrahim Toraman ve Gökhan Zan'ın bir Balili'ye sahip çıkamamaları, acizlikten başka birşey değildi. Yürümeyen orta saha, gole koşamayan forvet, Beşiktaş'ın acizliklerinden diğer görüntülerdi. Sergen'i çok maçta baş tacı yaptık. Ancak üzüm üzüme baka baka kararıyor. Sergen'in kan veremediği forvet damarları kuruyup kaldı. Bize sorarsanız Bobo, Gökhan Güleç ve de diğerleri havanda su dövdü.

Uzun lafın kısası şu... Hedef ve amaç olmayınca hiçbir şey olmuyor. Kupada tahterevallinin yukarıdaki kısmında futbol oynayıp, "Aaaa Beşiktaş bu mu" mükemmelliğini sağlayan bu takım, lig deyince yine sönmüş fenerlere döndü. İşin aslı şu ki, ligdeki Beşiktaş'tan futbol oynamasını beklemek, kurumuş ağaçtan meyva toplamakla eşdeğerli.


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi