T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
A K T Ü E L 6 OCAK 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Darülaceze'de bir saraylı

Osmanlı Sarayı'nda başlayıp Darülaceze'de sonuna yaklaşan bir ömür onunki. Sadrazam torunu Nimet Seba parıltılı yılların ardından gelen iflasla mensubu olduğu saraya benzer bir sonu yaşıyor

Ayşe
Olgun
Osmanlı padişahlarından 2. Abdülhamit Han'ın sadrazamı Küçük Mehmet Sait Paşa'nın torunu Nimet Seba'nın Osmanlı Sarayı'nda başlayan masalsı hayatı yaşanan bir iflasın ardından Kayışdağı Darülaceze'de devam ediyor. İflas edip varına yoğuna el konulan Seba, hacizden sadece çok sevdiği kürkünü ve hatırası olan bir kaç küçük eşyasını kurtarabilmiş. Geçmiş hayatından en çok özlediği şey ise çevirilerini yaptığı kitapları artık gözleri görmediği için okuyamaması.

SARAYDAN SÜRGÜNE

1916 yılında doğan Nimet Seba, ailesiyle birlikte 1922'de ülke dışına sürgüne gönderilmiş. Saray kurallarına göre yetiştirilen ve sultan çocuklarıyla birlikte en iyi okullarda eğitim alan Seba, Brüksel ve Paris'te okumuş. Üniversitenin mezuniyet balosunda ise Paris'teki moda evlerinin sahiplerinden mankenlik teklifi almış. Babası 'dekolte giymemek' şartıyla izin verince Paris'e giderek hem masterini yapmış hem de bir süre defilelere çıkmış.

Seba ailesi İstanbul'a ancak sürgünden 15 yıl sonra özel izinle geri dönebilmiş. Cumhuriyet gazetesinin sahibi Yunus Nadi'nin oğlu Nadir Nadi ile babasının isteği üzerine nişanlanan Seba, bir süre sonra nişanı atmış. Nimet Seba, "Onu bir türlü sevemedim" diyor.

Seba, daha sonra Tunus asıllı kimya mühendisi Habib Bey ile evlenmiş. Bu evliliği ancak 6 yıl süren Seba eşini bir trafik kazasında kaybettikten sonra Osmanlı saray geleneği gereği bir daha evlenmemiş.

ŞİMDİ HUZUREVİNDE

Londra'da kuzenleriyle birlikte bir film işine giren Seba'nın şirketlerinin tek tek iflas etmeye başlaması sefalet günlerinin de başlangıcı olmuş. Seba'nın artık gözleri görmez olunca yakınları tarafından huzurevine getirilmiş. İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve Yunanca'yı çok iyi bildiğini belirten Seba, severek çevirilerini yaptığı Andre More'yi artık okuyamıyor. En büyük isteği bir zamanlar çevirisini yaptığı bu eserlerin sesli olarak kendisine okunması.

Abdülhamit Han köşkü yaktırdı

Bugün Hidiv Kasrı'nın bulunduğu alanda 2. Abdülhamit'in dedesine arazi hediye ettiğini söyleyen Seba, dedesinin buraya yaptırdığı köşkü 2. Abdülhamit'in yaktırdığını belirterek ekliyor: "Herkesin kendisine ihanet ettiğini düşünen şüpheci biriydi Abdülhamit. Dedemin ona ihanet ettiğini düşünüp köşkü yaktırmış."

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi