T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 8 OCAK 2006 PAZAR
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fehmi KORU

Bir buluşmanın anlamı

Önceki akşam bir grup meslektaşla İstanbul'daki Feriye Lokantası'nda biraraya geldik; birlikteliğimize Başbakan Tayyip Erdoğan da katıldı. 20 dost, dört saate yaklaşan süre içerisinde, hem yemeklerimizi yedik, hem de 'yazılmaması kaydıyla' (off-the-record) Başbakan Erdoğan'la sohbet ettik. Olayın ilgi çektiği medyanın verdiği önemden anlaşılıyor.

Televizyon bağlantılarım sebebiyle iki yıldır haftamın yarısı İstanbul'da geçiyor. Yıllar öncesi kurulmuş meslekî ahbaplıklar, bu süre içerisinde, kalıcı olmasını umduğum dostluklara dönüştü. Kimi bana evini ve sofrasını açtı bu dostların, kiminin lokantada masasını paylaştım. 'Yarı-İstanbullu' statüm, neredeyse her seferinde, evsahipliğini dostlarımın üstlenmesini getirdi. Feriye Lokantası'nda yeniyıl vesilesiyle buluşmak, o dostlara olan gönül borcumun, en azından dostlarımın bir bölümüne ve borcumun hiç değilse birazını, ödeme düşüncemin bir sonucudur.

O birlikteliğe daha büyük bir 'anlam' katmak için Başbakan Tayyip Erdoğan'ı da dâvet ettim; sağolsun, yoğun mesaisi arasında vakit ayırıp dostlarla buluşma gecemize o da katıldı. Gazeteci milleti açısından, hükümetin başı ve iktidar partisinin lideriyle samimi bir ortamda biraraya gelmekten daha 'anlamlı' ne olabilir? Bir de, başbakanların, 'tarafsız bir bölge'de gazetecilerle buluşması geleneğinin ülkemizde keşfedilmediğini düşünürseniz...

Başbakanlığa kadar yükselen politikacılarımızın gazetecilere geleneksel yaklaşımı 'bizden olanlar' ile 'bizden olmayanlar' ayrımı yapmaktır. Potansiyel gördüğü gazetecileri 'harim-i ismetine' alır politikacı ve böylece iki-yönlü bir kullanım sürecini başlatır: Sadece onlara kendisini açık tutma karşılığı istediği mesajları o gazeteciler aracılığıyla kitlelere iletme kolaylığı elde etme sürecidir bu. Geceyarısı telefonları onlara açılır, uçakta 'sessiz sinema' oyunları da hep o gazetecilerle oynanır...

Tayyip Erdoğan'ın medyaya karşı 'farklı' bir üslubu var. Akif Beki'nin başdanışmanlığa gelmesiyle kısmen delinse de, genel hatlarıyla 'medyaya kapalı olma' üslubudur bu. İlk iki yıl sadece resmî ortamlarda gördü gazetecileri Başbakan Erdoğan, az sayıda televizyon mülâkatına çıktı. Son birkaç aydır da uçağına dâvet ettiği gazetecilerle 'basın-toplantısı' havasında sohbet ediyor veya teke tek görüşerek demeçler veriyor...

'Yazılmaması kaydıyla' gazetecilerle buluşma dünyanın bütün demokrasilerinde devlet adamları tarafından tercih edilen bir uygulamadır. Konuşulanlar 'gizli' değildir aslında, büyük bir çoğunluğunun yayınlanmasında bir sakınca da yoktur; 'yazılmaması kaydıyla' kuralı, ağzından çıkan her sözcüğün, kullandığı her cümlenin kamuoyuna aynen sunulacağı düşüncesi siyasetçileri sınırlamasın diye icat edilmiştir. Devlet adamı konuşur, gazeteciler not alır; konuşulanlar yazarların yorumlarını daha sağlıklı kaleme almalarına, yöneticilerin haberlerini 'içten bilgiler' ile beslemelerine yarar.

Feriye buluşmamızda saatler boyu konuşulanları 'soru-cevap' formatında okuyamayacaksınız gazetelerde; buna karşılık, katılanlar konuşulanları gazetelerindeki başka meslektaşlarla paylaşacağı ve kendi yorumlarında da kullanacakları için, daha doğru habercilik anlayışına ve daha sağlıklı yaklaşımlara malzeme teşkil edecek o buluşma. Demokrasilerde bu türden buluşmaların amacı ve sağladığı yarar budur çünkü. Manipülasyon meraklısı politikacılar ile meslek etiğinden yoksun gazetecilerin bu yöntemden uzak durmalarının sebebini de, bu özet, sanırım açıklıyor...

Bu buluşmayı tasarlarken hareket noktam, cömertlikleriyle beni mahçup etmiş meslektaşlarımdan hiç değilse bir bölümüne borcumu toptan ödemekti. Buluşmamız kendi aramızda bir birliktelik olarak kalsaydı da hepimizin mutlu olacağını ummak istiyorum; Başbakan Erdoğan'ın aramıza katılmasının buluşmamıza kattığı 'anlam' ise herkesin değerlendirmesine açık.

Şaşırtıcı olan, demokrasi deneyimi 'kökleşmiş' sayılması gereken Türkiye'de, böyle bir buluşmanın, bazılarınca 'şaşırtıcı' bulunmasıdır.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi