T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
A K T Ü E L 22 OCAK 2006 PAZAR
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Söyleyecek sözüm vardı çizmeye başladım

Siyasi karikatüre getirdiği sevimli görüntü ve çizgilerle farklı bir yere oturan mimar-karikatürist Salih Memecan, toplum içersinde konuşmakta zorlanmasıyla karikatüre yönelmiş. Türkiye'den kopup Amerika'ya gidişine sebep olarak 28 Şubat sürecini gösteren Memecan'la, politikadan, mizaha, iktidardan muhalefete kadar herşeyi açık açık konuştuk.

Şamil
Kucur
Salih Memecan kendisi ile barışık ve dalga geçebilen bir insan. Utangaç bir çocuk olduğu için, kendisini ifade etmek güçlüğü çektiği ve de kekeme olduğu için karikatür çizmeye başladığını söyleyen Memecan, şu anki ününe rağmen "yine de toplum içinde elimi kaldırıp da bir soru soramam. Geçenlerde gazetecilerle Başbakan Erdoğan birlikte bir yemek yedik. Bütün herkes bir çok soru sormasına rağmen ben yine istememe rağmen soru soramadım" dedi. ODTÜ Mimarlık Fakültesi'nden birincilikle mezun olan Memecan, Fulbright bursu ile ABD University of Pennsylvania'da doktora yaptı. Memecan'ın karikatürleri, New York Times, Philadelphia Inquirer, Denver Post, Washington Post, San Francisco Chronicle gibi Amerikan yayın organlarında da yer buldu. 'Bizimcity', 'Sizinkiler' gibi kahramanların da çizeri olan Memecan iki çocuğu ve eşi ile 28 Şubat'tan sonra yerleştiği ABD'de yaşıyor.

BUSH SORGULANIYOR

"ABD'de yaşıyorum, bir Türk olarak ABD-Türkiye ilişkilerini daha rahat izliyorum. Bu benim için bir avantaj, unutmayalım ki ABD'de de herkes savaş taraftarı değil. Bush ve yönetimine Irak savaşı ile ilgili olarak orada da ciddi eleştirilerde bulunanlar var. Bush ailesi ile Bin Ladin arasındaki geçmişteki ilişkiler de sorgulanmaya başladı. Özellikle New York ve çevresindeki liberal çevreler bu sorgulamayı yapıyor ama kırsal kesimde bu sorgulamayı görmek mümkün değil.

11 EYLÜL'LE 28 ŞUBAT AYNI

ABD'deki 11 Eylül sonrası gelişmeler ile Türkiye'deki 28 Şubat sürecindeki gelişmeler, aynı teknikler ve metodlar kullanılıyormuş gibi bir izlenim uyandırdı bende. O kadar benzerlikler var ki, ABD'de 11 Eylül saldırıları sonrasında, 28 Şubat benzeri o kadar bildik görüntülere şahit oldum ki, yine de etki altında kalıyorsun.

Amerikan toplumu da aynı gaza geldi. 28 Şubat'ın Türkiye üzerinde gerçekten çok büyük tahribatları oldu. Ama diğer yandan 28 Şubat'tan sonra toplum sorgulama sürecini de başlattı. Şimdi daha uyanık, bazı olayların daha farkında, daha doğru değerlendirmeler yapabiliyor. Ve en önemlisi eskisi kadar çok fazla çabuk tesir altında kalıp gaza gelmiyor. ABD gibi yıllardır demokrasi ile yönetilen toplum bile gaza gelebiliyorsa, biz bu kadar zamanda uyanabiliyorsak bu Türk toplumu için bir başarıdır diyebilirim.

TÜRBAN YASAĞI SAÇMALIK

Türkiye'deki başörtüsü ya da türban yasağı saçmalıktır. Benim karım da kızım da türbanlı değil. Bu ülkenin vatandaşı olan o kızlarımıza yazık oluyor. Onlar bir haksızlığa uğruyor ve ben de bundan vicdan azabı duyuyorum. Devlet otoritesinin kendi toplumuna, vatandaşına bu kadar yasakçı bir anlayışa sahip olmamaması lazım. Toplumda farklı bakış açılarına sahip, çeşitliliklerin olması o toplum için bir tehdit değil, devlet doğru organizasyon yapabilirse bir gelişme ve ilerleme analyışı olur. Aksi halde karamsar tablo oluşur.

YÖK SAPLANTILI

Avrupa Birliği ve dünyada yaşanan globalleşme ile Türkiye'de de birtakım ideolojik saplantıya sahip insanlar da bazı değişiklikleri farketmeye başladı. Bu dünyaya uyum sağlamak zorundasınız. Aksi takdirde yaya ve yalnız kalıyorsunuz. Amerika'daki üniversite kuruluş ve eğitim öğretim amacı ile bizim buradaki YÖK'ün kuruluş amaçları çok farklı. YÖK kendisini bir devlet organı olarak konumlandırmış, kendisini devletin hakim ideolojisinin faili olarak görmüş. YÖK ideolojik ve saplantılı olarak hareket ettiği için Türkiye'de her zaman üniversiteler tartışma konusu ve problemler yaşanıyor."

SEZER'İ ÇİZMEK ÇOK ZOR

1970'li yılların başından itibaren siyasi karikatür çizen Salih Memecan, tecrübeli liderlerin çizdiği karikatürlere daha hoşgörülü olduğunu söyledi. Liderlerin etrafındaki "işgüzar avukatlar"ın dava açılmasına sebep olduğunu iddia eden Memecan, Demirel, Ecevit ve Erbakan'ı yıllardır çizdiğini Abdullah Gül'ü başlangıçta çizmekte zorlandığını fakat şimdi rahat çizebilmesine rağmen Cumhurbaşkanı Sezer'in karikatürlerini çizmekte hâlâ çok zorlandığını söyledi. Dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı'yı klozete oturtarak çizdiği Nokta Dergisi'nin mahkemede ceza aldığını, Özal ile çizimlerinde çok mahkemelik olduğunu belirten Memecan Cavit Çağlar hakkında çizdiği bir karikatür için ise "ağır olmuş, eğer bugün çizsem daha dikkatli çizerdim" dedi.

KARİKATÜR ŞOK ETMELİ

ABD'de birkaç ay kaldıktan sonra tekrar Türkiye'ye gelince, gördüğün olayları bir başka karşılıyorsun. Aynısı Türkiye'den ABD'ye döndüğümde oluyor. Her iki tarafta da orada yaşayan insanların görmediği, daha doğrusu farketmediği konuları siz görebiliyor, farkedebiliyor ve çizgilerinizle okuyucunuz ve seyircilerinizle paylaşabiliyorsunuz. Bu benim için büyük bir avantaj. Ayrıca Türkiye'de sağdan soldan, çevrenizden etkilenme şansınız var. Ama ABD'de iken daha özgür ve bağımsız değerlendirme ve gözlemleme yapabiliyorsunuz.

LİMON VE ZEYTİN

Birçok anne ve baba bana gelerek, "benim kızım, oğlum sizin kitaplarınızla okumayı söktü, okumayı sevdi" diyor, bu da beni çok mutlu ediyor. Şimdi çizgi filmleri, kitapları ve tiyatrosu da geliyor. Biz karikatür kitabı yayınlamayı düşündüğümüzde yayınevleri bizi, "karikatür kitabı satmaz" diyerek geri çevirdi. Ama şimdi biz kendi yayınevimizde kitaplarımızı basıyoruz ve ilgiden de çok memnunuz.

'SİZİNKİLER'DE GRİP YOK

Limon ve Zeytin'i kuş ya da tavuk karakteri gibi görmediğim için, kuş gribi ile bağdaştırmadım ve bu konuyla ilgili çizmedim. Tavuk iki ayaklı ve iki kanatlı olduğu için anneye, horozu babaya, civcivleri de çocuklara, kümeslerini de eve benzetiyorum. Yani bizim çizgilerimizdeki gagalı ve kanatlı karakterler aslında bizi yani insanı ve aileyi anlatıyor. Bu çizgi kahramanları ile insanı anlattığım için, kuş gribini bu taraflara yaklaştırmadım.

ALT YAPI ŞART

İyi bir karikatürist olabilmek için, özellikle de siyasi karikatür çizmek istiyorsanız, muhakkak alt yapınız olması lazım. Okumanız, araştırmanız, farkında olabilme özelliğine sahip olmanız, disiplinli ve çok çiziyor olmanız lazım. Siyasi bir alanda çiziyorsanız, altyapınız ve bir duruşunuz olmalı ve o bakış açısı ile olaylara yaklaşmanız lazım. Bazen sağcı gibi durduğunuz olur bazen de solcu gibi ama bazen de her ikisi de sizi dışlar. Mesele sizin doğru, dürüst ve ahlaki bakabilmenizdir.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi