|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 25 OCAK 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
|
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, dün, hükümetinin Kıbrıs'la ilgili yeni 'eylem planı'nı dünya kamuoyuna açıkladı. 'Eylem planı', özellikle Rumların 'uzlaşmaz' tutumu yüzünden bir düğüm haline gelmiş olan Kıbrıs sorununda Türkiye'nin attığı yeni bir yapıcı adımı teşkil ediyor. Bununla amaçlanan ise, Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'den beklediği bazı açılımların gerçekleşebilmesine dönük şartların taraflara duyurulmasıdır... AB, Türkiye'den, müzakereler başladığı için diğer AB üyesi ülkelere sağladığı kolaylıklardan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin de yararlanmasını talep ediyor. İlk beklenen, Türkiye'nin deniz limanlarıyla hava sahasının Rum kesimi gemileri ve uçaklarına da açılması... Türkiye, kendisinden beklenenleri yerine getirmek için 'Kıbrıs sorunu'nda öncelikle yapılması gerekenler olduğunu, Dışişleri Bakanı Gül'ün ağzından, dünyaya hatırlatmış oldu. Bugün bunu yapabilecek durumda Türkiye. Geçmişte, Kıbrıs'ta çözüm istemeyen taraf olarak görülen ve öyle de davranan Türkiye, gücünü, hep başkalarının hamlelerini boşa çıkartmak için kullanırdı. O yöntemle fazla bir başarı kaydedilemediği açık. Annan Planı için yapılan referandumlarda, adanın kuzeyinde yaşayan Türkler tarafından planın kabul görmesi, buna karşılık güneydeki Rumların büyük çoğunluğunun BM genel sekreterinin planına karşı çıkması tabloyu değiştirdi. Türkiye'nin elini daha da sağlamlaştıran ise, Türkiye'nin, Kıbrıs'ta 'proaktif' bir politika izlemeye başlamasıdır. Dün açıklanan 'eylem planı' o politikanın yeni bir aşaması... Diplomasi, sonuçların bir çırpıda alınabildiği bir alan değil. Manevra ustalığı yanında sabır da gerekiyor. Rumlar, çıkarları onu gerektirdiği için, Kıbrıs'ı AB sorunu haline getirip BM ilgisinden uzaklaştırmak istiyor; Türkiye ise, kendisinin ve Kıbrıs Türklerinin çıkarları gereği, BM ilgisinin eksilmemesini sağlama çabasında. 'Eylem planı', BM Genel Sekreteri Annan'ın 2006 yılı mayıs ayında dört tarafın katılımıyla uluslararası bir toplantı düzenlemesini öngörüyor. Türkiye, âdil çözüme ulaşılması, o zamana kadar da KKTC üzerindeki tecrit edilmişlik durumunun kaldırılması için, uluslararası arenadaki dostluk ve irtibatlarını da bu amaçla seferber etme gayretinde. Bu gayretin önemli sayılabilecek bir sonucu yine dün alındı: İngiltere Savunma Bakanı Jack Straw KKTC'ye giderek Mehmet Ali Talat ile makamında görüştü. KKTC'ye gitmek ve KKTC Cumhurbaşkanı unvanını taşıyan Talat'la makamında görüşmek 'jest' olmaktan öte anlamlar taşıyor. Bu yüzden de Rumlar alışılmadık bir infial sergilediler. İngiltere'nin atağı AB üyesi diğer ülkeler ve Brüksel tarafından sürdürülecek olursa, Rumları çözüme yanaştıracak bir baskı oluşabilir. Geçmişin 'mızıkçı' görüntüsü Türkiye'nin işini bugün de zorlaştırıyor. Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti o yanlış görüntü sayesinde AB üyesi olabildi; AB üyesi olması Kıbrıs'ta âdil bir çözüme ulaşmayı daha da zorlaştırıyor. Türkiye, pozisyon değiştirmekle kendisini hapsettiği dar alandan çıkardı, ancak eski politikaların olumsuz etkisi hâlâ sürüyor. Bu yüzden de sonuç almada bayağı sabırlı olmak gerekiyor. 'Eylem planı' Türkiye'nin Kıbrıs'ta çözüme ulaşılması konusunda iyiniyet sahibi olduğunu gösteriyor. Bu iyiniyet, Kıbrıs'ın kuzeyinde yaşayan Türklerin sıkıntılarının uluslararası câmia tarafından hafifletilmesiyle mükâfatlandırılmalıdır. BM Genel Sekreteri Annan'ın dün açıklanan 'eylem planı'na vereceği olumlu cevap ve AB'nin hep Rum tarafını kollamaktan vazgeçtiğini belli etmesi, açmaz durumunu bozabilir. Kıbrıs konusuna iddia edildiği kadar önem veriyor ve Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tek taraflı olarak üyeliğe aldığından gerçekten rahatsızlık duyuyorsa, bunu göstermesi için en uygun fırsat, Türkiye'nin açıkladığı 'eylem planı'na AB'nin de sahip çıkmasıdır. Dün atılan hiç kuşkusuz önemli bir adım.
|
![]()
| ||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |