|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| A K T Ü E L | 12 ŞUBAT 2006 PAZAR | ||
|
|
Ezanı makamında okuyan az
Türk musikisinin duayenleri Türkiye'de ezanın Arap müziğinin etkisi altına girdiğini ve giderek daha çok arabeskleştiğini söyledi. Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre, eskiden imam ve müezzinlerin musiki ve makam bildiğini, son yıllarda Arap tarzının hakim olduğunu düşünüyor. Sanatçı Ahmet Özhan, Osmanlı Türk inanç, musiki ve ruh yapısının eseri olan ezan kültürünün tekrar ele alınması gerektiğini söylüyor. Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça, "Toplumun birçok kesiminde olduğu gibi ezan ve mevlit de arabeskin etkisinde kaldı" diyor. ÜSKÜDAR'A EZAN DİNLEMEYE GİDİLİRDİ Ezanın milli, manevi ve kültürel bir geleneğin yansıması olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre, "Osmanlı - Türk kültür ve geleneğinde her vakte göre ezan okuma, bu milletin musiki kültürü, estetiği ve ruh inceliğinin ifadesi idi" dedi. Hafız, imam ve müezzinlerin, musiki ve makam bilgisine sahip kültürlü kişiler olduğunun altını çizen Özemre, "Son yıllarda eski geleneğe ve kültüre vakıf insanlar kalmadığı gibi bir de Arap tarzı ezan okuma adet oldu. Bizim zamanımızda hoparlörsüz olarak Yahya Efendi'den okunan sabah ezanı Üsküdar'dan dinlenirdi. Kültür inanç ile birleşmiş, asırlarca devam eden bir medeniyet meydana getirilmiş ama bugün bu güzellikler kalmadı" diye konuştu. GÜZEL SES CENNETTEN Mİ GELİYOR Hafız ve mevlithan Yunus Balcıoğlu, her gün okunan beş vakit ezanın her vaktinde ayrı makamda okunduğunu ancak bunun kurumsal eğitim ile birlikte şahsi gayret ve ihtiyaç olarak görülerek ilgili kişinin kabiliyet ve gayretiyle bağlantılı olduğunu söyledi. Balcıoğlu, Kur'an'ı, ezanı, kasideyi güzel ve makamına uygun olarak ve de aşk ile okunduğu zaman yurtdışındaki Müslüman olmayan insanların bile ne kadar etkilendiklerine şahit olduğunu söyledi. Balcıoğlu bir Amerika konseri sonrasında, bir Amerikalının kendisine programda dinlediği ezanın ne olduğunu sorduğunu ve 'cennetten gelen bir sesti' dediğini söyledi. TOPLUM ARABESKTEN ÇOK ETKİLENDİ Klasik Türk Musikisinin üstadı Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça, "Diyanet İşleri Başkanlığı, ilahiyat fakülteleri, daha da temele inerek imam hatip liselerinde, Kur'an'ın, ezanın, mevlidin anlamı, güzel okunduğu taktirde dinleyen insan ve toplum üzerindeki tesirleri öğretilmeli ve bu mesuliyet duygusu verilmeli. Kaybettiğimizi kaybettik ama kalanı geri kazanabiliriz. Toplumun bir çok kesimi arabeskten nasibini aldı" diyor. Günümüzde gelişigüzel, her sesine güvenenin ezan okuduğundan şikayet eden Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça, "Kur'an, ezan ve mevlit okumanın bir ilmi, kaidesi ve üslubu var. Hali hazır, usül ve makamına göre Kur'an, ezan ve mevlit okuyan kişilerin sesleri kaydedilmeli" diyor. İYİ OKUYANA 1, KÖTÜ OKUYANA 10 ALTIN Gelenekten gelen hafız ve mevlithan Aziz Bahriyeli, güzel ezan okumanın Müslümanlarla birlikte başka dine mensup insanları da etkilediğini söylüyor. İstanbul'un işgal yıllarında bir işgal komutanının Divanyolu'ndan Çemberlitaş'a giderken minareden okunan ezandan etkilenerek, aracını durdurup müezzini çağırdığını ve bir altın verdiğini anlatan Bahriyeli, hikayenin devamını şöyle anlatıyor: "Bu komutan geri dönüşünde cadde üzerinde başka bir minareden ezan okunduğunu duyarak aracını yine durdurarak, müezzini çağırtarak 10 altın verir. Komutan, ilk okuyana bir, sonraki okuyana neden on altın verdiğini soran şoförüne, 'İlk okuyan beni o kadar etkiledi ki onun için bir altın verdim. İkinci okuyana da beni kendi dinimde bıraktığı için on altın verdim' demiş." EZAN OKUMAYIP BAĞIRANLAR Sanatçı Ahmet Özhan, ciddi bir eğitim ve hassasiyet gerektiren ezan okumanın bir kültür olduğunu vurguluyor. Özhan,"Ezan okuyan birinin, neden Hz. Peygamber Efendimiz'in ilk ezanı Bilali Habeşi'ye okuttuğunu düşünmesi gerekir. Biraz Kur'an okumasını biliyor diye insanlar cami görevlisi yapılırsa, olacağı budur. Ezanın usül ve erkanını bilmeden okuyanların yaptığına bence, ezan okuma değil bağırma denir" diyor. İSTANBUL'DA OKUNAN EZAN BİR BAŞKA İstanbul hayranı İsviçreli tur operatörü Margret Sengupta, güzel ve usulüne göre okunan ezanları her dinleyişinde kendisini farklı bir alemde hissettiğini söyledi. Sengupta, "Ezandan ayrı kalmayan insanların bizler gibi his, maneviyat ve hasret duyguları içinde dinlediklerini pek düşünemiyorum. Eğer öyle osa idi, bu millet bu güzel geleneğe ve ilahi sırlarla dolu güzelliğe ve davete gereğince sahip çıkardı" dedi. EYFEL'DE EZAN OKUNSUN Sosyolog Prof. Dr. Ümit Meriç, son durumu, "Bir tel kopar, ahenk ebediyyen kesilir demiş şair" sözüyle dile getiriyor. Ezanı, fani varlığımızla kainat arasında günde 5 defa ses ile kurulan bir gökkuşağı olarak tanımlayan Ümit Meriç; "Bugüne kadar ezanın kötüsünü duymadım. Yeter ki okunsun. Eyfel Kulesi'nin dünyanın en büyük minaresi olması için Paris'te dua etmiştim. Bakalım Allah bu duamı kabul edecek mi" dedi. FARABİ'YE GÖRE MAKAMLARIN TESİRLERİ
Rast makamı: İnsana sefa (neşe, huzur) verir.
|
![]()
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |