T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
K Ü L T Ü R - S A N A T 29 HAZİRAN 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Müslümanların miladı: Asr-ı Saadet

'Bütün Yönleri ile Asr-ı Saadette İslam' eserinin editörü Vecdi Akyüz, bu çalışmada okurların 'İslamiyet en doğru nasıl yaşanır?' sorusunun cevabını bulacağını söylüyor

  ELİF YILDIZ
Her Müslümanın zihin dünyasının oluşumundaki ve ideal İslam düşüncesindeki en büyük pay Asr-ı Saadet'e aittir. İslâm'dan hareketle toplumsal örgütlenme modeli üzerine kafa yoranlar, kendilerine Asr-ı Saadet'ten dayanaklar bulmak durumundadır. Sahip olduğu bu önem ve örnekliği tüm Müslümanlara anlatma amacı ile, Asr-ı Saadet, ilk kez Vecdi Akyüz'ün önderliğindeki İslam uzmanları tarafından, kaynak eser haline getirildi. Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet'te İslâm, adıyla yayınlanan bu çalışma, bu önemli dönemdeki ekonomik, sosyal, siyasal ve toplumsal hayatı incelemeyi amaçlıyor. 4 cilt olarak yayına hazırlanan eser, İslâm'ın yüzyıllar önceki saf halini gözler önüne seriyor. İlk döneme ait kaynak eserlerde dağınık olarak yer alan bilgiler de bu eserde belirlenmiş konular ekseninde incelenerek okuyucuların istifadesine sunuluyor. Eserden yola çıkarak konuştuğumuz Vecdi Akyüz, bu eserin 'İslam'ı Hz.Muhammed'in (s.a.) ve sahabesinin yaşadığı saf haliyle öğrenmek ve tanımak için' okunması gerektiğini söylüyor.

Bu eseri hazırlamaktaki amacınız neydi?

Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet'teki İslam adlı eseri bir editör olarak hazırlamaktaki temel amacım, bütün Müslümanların dilinde soyut olarak yer alan Asr-ı Saadet kavramına günümüz bakış açısıyla belli bir açıklık kazandırmaktı. 40 ana başlık altında Asr-ı Saadet'teki yaşayışın bir fotoğrafını çekmek, bu temel amaca hizmet içindi.

Eseri hazırlarken karşılaştığınız zorluklar oldu mu? Proje grubundan birbirleri ile çelişen bilgilere ve bakış açılarına sahip kişiler arasında nasıl bir uzlaşma sağladınız?

Her şeyden önce, projeyi yayıncılara anlatmakta zorluk çektim. Birkaç yayıncıya konuyu açtığımda, belki de elde somut bir çalışma olmadığından, yalnızca dinleyip geçtiler. Beyan Yayınları'nın sahibi Ali Kemal Temizer Bey'e de, bir buluşmamızda konuyu açtım. Daha bir ilgiyle dinledi. Yaklaşık bir yıl sonra, sözünü ettiğim projeyi birlikte yürütebileceğimizi belirtti. Yaklaşık bir yıllık bir çalışma sonunda, eser ortaya çıktı. Yazarların yazılarına şekil dışında hiçbir müdahale yapılmadı. Her yazar farklı bir konuyu ele aldığından, fazla bir çelişme durumu ortaya çıkmadı ve eserin uyumu da kendiliğinden sağlandı. Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet'te İslam'da 2.500 kadar, genellikle de konuya uygun düşebilecek görsel gereç kullanıldı. Eserin hazırlanmasındaki bir başka zorluk, bazı başlıkların eksikliği oldu. Şiir ve edebiyat, çocuk, gençlik, zühd gibi konuların da yer alması uygun olurdu. Çeşitli sebeplerle, eserde bu başlıklar şimdilik yer almıyor. Ayrıca daha büyük boyutlu bir çalışmada, konular elbette buna göre zenginleştirilebilir.

Eserin bir iki makale dışında tümü Türkiyeli yazarlara ait. Bunu özellikle mi tercih ettiniz?

Yazarların Türkiye'den olmasını özellikle tercih ettik. Çünkü dili ve yaklaşımları, bize daha uygun düşüyordu. Ayrıca Türkiye'deki İslami ilimler birikimi ve zenginliği, böyle bir çalışmanın yüz akıyla yapılabileceği potansiyeli taşıyordu. Türkiye dışından sadece kendisini her zaman ülkemiz mensubu saydığımız rahmetli Muhammed Hamidullah hocamız ile konusunda dünya çapında uzmanlığı herkesçe teslim edilen Mustafa el-A'zami'nin esere çok uygun düşen yazıları var.

Eserinizde Asr-ı Saadette İslamiyet'in diğer dinlerle kurduğu ilişkiye nasıl bir yaklaşım söz konusu?

Eserin amacı, Asr-ı Saadet'teki yaşayışı gündeme getirmek olduğu için, özellikle bu çerçevede müşriklerle, Yahudi ve Hıristiyanlarla ilişkiler, yaşandığı biçimiyle bütün boyutlarıyla yer aldı. Bu açıdan, diğer dinlerle ilişkiler diyalog da dahil gerçekleştiği bütünlük içinde ilgili uzmanlarca ele alındı.

Miladı, Asr-ı Saadet'ten önce ve sonra olarak ayırırsak, öncesini ve sonrasını keskin biçimde ayıran neler olur?

En önemli ayrılık, dünya kültür ve medeniyet sahnesine İslam eksenli yeni bir kültür ve medeniyetin çıkması. İslam'ın getirdiği din, dünya, insan, ilim, sanat, siyaset ve toplum vb. alanlardaki yepyeni anlayışlar, İslam kültür ve medeniyetinin temel belirleyicileri olmuş ve insanlığın ufkunu genişletmiştir. Bütün bu gelişmeler sonucunda insanlık tarihinin akışı kesin biçimde İslam eksenli olarak gerçekleşmiş ve gerçekleşmektedir. Kültür ve medeniyet tarihi eserleri ve atlasları incelendiğinde, bu durum açıklıkla görülebilir. İslam'la birlikte dünyanın siyasi ve kültürel haritası kesin bir değişikliğe uğradı.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi