T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 30 TEMMUZ 2006 PAZAR
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Bugünkü Yeni Şafak
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
  Favorilere Ekle
  Giriş sayfası yap

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Hayrettin KARAMAN

Ortadoğu, demokrasi ve İslam

Ortadoğu bize (Müslüman kültürü, medeniyeti ve tarihine) ait bir terim değil, Batı'dan bakılarak, Batı esas alınarak yapılmış bir coğrafi taksimin sun'î sonucu. Bizim inancımıza ve kitabımıza göre doğu da batı da Allah'ındır; buralarda yaşayan ve tamamı yaratılış bakımından Allah'a ait olan insanların vazifesi doğusu ve batısı ile bütün dünyada Allah'ın hoşnut olacağı bir yaşama düzeni kurmak, insanların yaratılış amaçlarını hür iradeleri ile gerçekleştirmelerine fırsat oluşturmaktır.

Müslümanlar dünyanın yalnızca doğusunda yer almıyorlar, her yerde Müslüman nüfus var, İslam devletleri de yalnızca Ortadoğu'da değil, uzağında da mevcuttur. Bu sebeple bizim tercih edeceğimiz terim "İslam dünyası, Müslüman ülkeler vb." olmalıdır.

İslam ülkelerinin başta gelen ihtiyaçları nedir?

Bu soruya birçok platformda cevap aranıyor ve farklı cevaplar veriliyor. Bana göre başta gelen ihtiyaç, Müslümanların kendi tarih, kültür, medeniyet değerlerine sadık kalarak, onları bozmadan ve başkalarıyla değiştirmeden çağdaşlaşmalarıdır.

Değerlere sadık kalmak ve çağdaşlaşmak bir arada nasıl gerçekleşir?

Tabii başta bir başka medeniyeti taklit etmemek, onun değiştirici etkisine kapılmamak gerekiyor.

İkinci olarak dinin değişmez ilke ve kuralları, çağın durum ve ihtiyaçları göz önüne alarak yorumlanmalı ve uygulanmalıdır.

Bilim, teknoloji, ekonomi ve askeri güç olarak ötekine muhtaç olmadan ayakta kalabilmek için gerekli tedbirler alınmalıdır.

Yaşayan medeniyetler içinde bir medeniyet olarak İslam medeniyeti, başkalarının anlayıp örnek alabilecekleri veya saygı duyacakları, takdir edecekleri bir formatta dünyaya sunulmalıdır.

Bütün bunların olabilmesi için İslam dünyasında, ister kral, sultan, ister cumhurbaşkanı ismiyle olsun, Batı'nın işbirlikçisi despotlar değil, aklı, ruhu, ahlakı ve ilmi ile Müslüman olan seçilmişler işbaşında olmalı, onların sözü geçmelidir.

Bunun için de şuurlu Müslümanlar, İslam dünyası ölçeğinde işbirliği yapmalı, bir sivil hareket çerçevesinde eğitim ve öğretim yapılmalıdır.

Ekonomi ihmal edilerek bir şey yapmak mümkün olmadığı için yine -öncelikle- İslam ülkeleri arasında ekonomik işbirliğine ihtiyaç had safhadadır.

İçeriden ve dışarıdan vaki olacak engellemeleri bertaraf edebilmek veya etkisini asgariye indirebilmek için de sivil örgütlenmeye, dünyadaki denge unsurlarını kullanmaya ve hukuk çerçevesinde mücadeleye ihtiyaç vardır.

Peki demokrasi bunun neresindedir ve hangi demokrasi?

Bu soruya gelecek yazıda cevap verelim.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi