Eskişehir'in en önemli tarihi yapılarından biri olan 748 yıllık Alaaddin Camii'ndeki restorasyon çalışmaları sırasında, cumhuriyetin ilk yıllarındaki zulmün boyutlarını gözler önüne seren gerçekler ortaya çıktı. Camideki Allah (c.c), Peygamber Efendimiz'in ve Hulefa-i Raşidin'in (dört halife) mübarek isimleri Arap harfleri ile değil, Latin harfleriyle yazılmıştı.
TÜRKÇE EZAN OKUNAN DÖNEMLER
İnönü ilçesinde bulunan Selçuklu dönemi eseri Alaaddin Camii, Mayıs ayının 20'sinde restorasyon çalışmaları sebebiyle ibadete kapatıldı. Çalışmalar sırasında, sıvaların altından duvara Latin harfleriyle yazılmış “Muhamet, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Hüseyin” yazıları çıktı. Her camide Arapça olarak yer alan Allah (c.c), Hz. Muhammed (s.a.v) ve sahabelerin isimleri, Alaaddin Camii'nde Latin harfleri kullanılarak yazılmıştı. Hatta Hz. Muhammed'in (s.a.v) ismi de hatalı olarak “Muhamet” şeklinde yazılmıştı. Arapça ezanın yasaklandığı, Kur'an-ı Kerim okumanın suç sayıldığı 1940'lı yıllardan kalan bu ibret vesikaları, tek parti dönemi zulmünün ne kadar ileri gittiğinin de ispatı niteliğindeydi.
1940'LARDA LATİN HARFLERİYLE YAZILDI
Camiye çocukluğundan beri geldiğini anlatan 82 yaşındaki Hüseyin Küçükçiftçi, restorasyon sırasında ortaya çıkan durumla ilgili, “1940'lardan 1950'ye kadar ezan Türkçe okundu. 'Tanrı Uludur, Tanrı Uludur' diye. O zamanlar Arapça yazılar, Türkçe harflerle yazılıydı. 1940'lardan sonra bu cami restore oldu. O zamanlar bu yazılar yazıldı. Ezanın Türkçe okutulduğu dönemlere denk geliyor. Ondan evveli zaten hep Arapça'ydı” dedi.
KİMSE BİR ŞEY SÖYLEYEMİYORDU
Durumun 1940'lı yıllara kadar her camide aynı olduğunu ifade eden Hüseyin Küçükçiftçi, dindar insanların o dönemlerde birçok zorlukla karşılaştığını kaydederek, “O dönemlerde Kur'an öğrenmek yasaktı. Hatta bizden öncekiler dahi öğrenemediler. Biz işte biraz kaçak maçak, köşelerde orada burada öğrendik. Ancak bizden 3-5 yaş büyük olanlar hiç öğrenemedi, çünkü çok sıkı yasaktı. Kim nerede Kur'an okuyorsa orayı basıyorlardı, cezalandırıyorlardı. Halktan hiç kimse karışamıyordu zaten, devlet öyle istiyordu. Vatandaş da bir şey diyemiyordu. Kim bir şey diyebilirdi ki?” ifadelerini kullandı.
Camiden çıkarılırdık
Çocukluğunda babası ile birlikte bir namaz vaktinde bahse konu camiye geldiklerinden bahseden Küçükçiftçi, küçük olduğu için camiden çıkartıldığını belirtti. Küçükçiftçi o anları şöyle anlattı: “Ben çocuktum babamla buraya geldik. Abdest aldık, buraya geldik ve camiye girdik. İmam, 'çocukları çıkarın, çıkarmazsanız kendi imamınızı bulun' dedi. Diğer çocuklar çıktı, ben de korktum ve çıkacak oldum, babam sıkıca tuttu beni. O zaman jandarmanın onbaşısı geldi ve beni camiden çıkardılar."
TÜRKÇE EZAN OKUNAN DÖNEMLER
İnönü ilçesinde bulunan Selçuklu dönemi eseri Alaaddin Camii, Mayıs ayının 20'sinde restorasyon çalışmaları sebebiyle ibadete kapatıldı. Çalışmalar sırasında, sıvaların altından duvara Latin harfleriyle yazılmış “Muhamet, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Hüseyin” yazıları çıktı. Her camide Arapça olarak yer alan Allah (c.c), Hz. Muhammed (s.a.v) ve sahabelerin isimleri, Alaaddin Camii'nde Latin harfleri kullanılarak yazılmıştı. Hatta Hz. Muhammed'in (s.a.v) ismi de hatalı olarak “Muhamet” şeklinde yazılmıştı. Arapça ezanın yasaklandığı, Kur'an-ı Kerim okumanın suç sayıldığı 1940'lı yıllardan kalan bu ibret vesikaları, tek parti dönemi zulmünün ne kadar ileri gittiğinin de ispatı niteliğindeydi.
1940'LARDA LATİN HARFLERİYLE YAZILDI
Camiye çocukluğundan beri geldiğini anlatan 82 yaşındaki Hüseyin Küçükçiftçi, restorasyon sırasında ortaya çıkan durumla ilgili, “1940'lardan 1950'ye kadar ezan Türkçe okundu. 'Tanrı Uludur, Tanrı Uludur' diye. O zamanlar Arapça yazılar, Türkçe harflerle yazılıydı. 1940'lardan sonra bu cami restore oldu. O zamanlar bu yazılar yazıldı. Ezanın Türkçe okutulduğu dönemlere denk geliyor. Ondan evveli zaten hep Arapça'ydı” dedi.
KİMSE BİR ŞEY SÖYLEYEMİYORDU
Durumun 1940'lı yıllara kadar her camide aynı olduğunu ifade eden Hüseyin Küçükçiftçi, dindar insanların o dönemlerde birçok zorlukla karşılaştığını kaydederek, “O dönemlerde Kur'an öğrenmek yasaktı. Hatta bizden öncekiler dahi öğrenemediler. Biz işte biraz kaçak maçak, köşelerde orada burada öğrendik. Ancak bizden 3-5 yaş büyük olanlar hiç öğrenemedi, çünkü çok sıkı yasaktı. Kim nerede Kur'an okuyorsa orayı basıyorlardı, cezalandırıyorlardı. Halktan hiç kimse karışamıyordu zaten, devlet öyle istiyordu. Vatandaş da bir şey diyemiyordu. Kim bir şey diyebilirdi ki?” ifadelerini kullandı.
Camiden çıkarılırdık
Çocukluğunda babası ile birlikte bir namaz vaktinde bahse konu camiye geldiklerinden bahseden Küçükçiftçi, küçük olduğu için camiden çıkartıldığını belirtti. Küçükçiftçi o anları şöyle anlattı: “Ben çocuktum babamla buraya geldik. Abdest aldık, buraya geldik ve camiye girdik. İmam, 'çocukları çıkarın, çıkarmazsanız kendi imamınızı bulun' dedi. Diğer çocuklar çıktı, ben de korktum ve çıkacak oldum, babam sıkıca tuttu beni. O zaman jandarmanın onbaşısı geldi ve beni camiden çıkardılar."
Eskişehir Valiliği'nden ‘sonik patlama' uyarısı
Beyin kanaması geçiren Nuri Alço'dan iyi haber: Hayati tehlikesi görünmüyor
İstanbul Havalimanı bir ilke imza atıyor: Tamamı o ilden karşılanacak
Parti binasından doküman fışkırmıştı: DEM Parti Batman İl Eş Başkanı Tekik gözaltına alındı
Trabzon'un 2 aylık ihracatı 211,8 milyon dolar oldu
Beykoz'da seçim sonuçlarına itirazlar reddedildi
Beyin kanaması geçiren Nuri Alço'dan iyi haber: Hayati tehlikesi görünmüyor
İstanbul Havalimanı bir ilke imza atıyor: Tamamı o ilden karşılanacak
Parti binasından doküman fışkırmıştı: DEM Parti Batman İl Eş Başkanı Tekik gözaltına alındı
Trabzon'un 2 aylık ihracatı 211,8 milyon dolar oldu
Beykoz'da seçim sonuçlarına itirazlar reddedildi