''(Ey sevgili!) Senin uğrunda canını vermeyen ebedi hayatı bulamaz. Sonsuza dek diri olarak anılan kişi, ancak sana kurban olan âşıktır'' diyor İskender Pala, ''Sırat-ı Aşk – Aşkı sıratta bulup cennette yitirenler''de…
SIRAT-I AŞK, aşkın kelimelere sığmayan ve insanlık tarihinden beri insanlığın gündeminde olan, terbiye metodu, şairlerin ilhamı, bilgelerin rehberi mahiyetinde olan, ''Aşkı sıratta bulup cennette yitirenler!''i biraraya getirdi. 14 Şubat'ta çıkacak olan SIRAT-I AŞK İskender Pala, Tuna Kiremitçi, Recep Garip, Ayşe Büşra Erkeç, İsmail Acarkan, Bülent Gündoğan, Hazal Taş, Ayşe Yılmaz ve 32 yazarın öykülerinden oluşuyor.
İskender Pala, ''Aşk yolunun sonu melekliğe çıkar'' isimli öyküsünde Aşk''ın boyutlarını kaleme alıyor. ''(Ey sevgili!) Senin uğrunda canını vermeyen ebedi hayatı bulamaz. Sonsuza dek diri olarak anılan kişi, ancak sana kurban olan âşıktır. Dizelerinde varmak istediği nokta işte burasıdır. Ayrılık mı, Vuslat mı?'' Divan Şiirinden de esintiler göreceğimiz öyküsünde İskender Pala ''Gönlüm! Aziz dostum!... Nerelerdesin, ya dön artık yurduna; ya iki satır yaz bize...'' serzenişi ile okuyucuya sesleniyor.
Sevilen yazarlar arasında yer alan Tuna Kiretmitçi ise, ''Değiştim ben sevgilim'' isimli öyküsünde, "Lütfen kes şunu!" dedi kadın, "Beni korkutuyorsun!" Adam onu duymuyordu. Titremeye devam etti. Titrerken sırtından bir çatırtı duyuldu. Dehşete kapılmıştı kadın. Derken adamın omuzlarından yükselen şeyi fark etti. Tüylü, rüzgârla oynayan, bembeyaz şeyler... Adam titredikçe o bembeyaz şeyler bir tür kanata dönüştü. O kadar büyüdüler ki, adam masayla sandalye arasına sığmadığından ayağa kalkmak zorunda kaldı. Şimdi sadece kadın değil kahvedeki herkes şaşkınlıkla bakıyordu. Kanatlar son şeklini aldığında adamın titremesi de bitmişti. Peçeteyle sildi alnındaki teri. Kanatları toplayıp oturdu yerine. "Demiştim ben sana." dedi, "Değiştim ben sevgilim." insanın aşk uğruna nasıl çaba sarf ettiğine dikkat çekiyor.
Sırat-ı Aşk''ta Gazeteci kimliği ile ön plana çıkan Ayşe Büşra Erkeç''in de bir öyküsü yer alıyor. ''Ruhistan''ın Anaforu'' isimli öyküsünde Ayşe Büşra Erkeç, ''Aşk'' mevzu bahis olduğu zaman insan ruhunda ki değişimleri ve içsel çatışmaları dile getiriyor. ''Akıl, ruhumun vitrininde sergilediğim en şık giysim. Ücreti kavi, bereketi menfi, çığırtkanı kalp olmuş, didişmekten geri durmuyorlar… Ve Kalb sesleniyor; Görülmedi ki kalp biter, hiçliğe gider! Ne aklın güdümünde yiter, ne de akıl kalp ile iltica eder… Ruhistan'a gelince… O bana gelmenin, gelip kemale ermenin yollarını bu şekilde ifade eder!''
Kitabın yayına hazırlanmasında ve okuyucuya sunulma aşamasında emek veren yazar Eda Bildek''in de öyküsüyle yer aldığı kitap, ''aşk''ın hallerini 32 dilde yazılan farklı dünyaların ışığından ortaya konulan öykülerle okuyucuyu sarıp sarmalayacak…