Son günlerde "Kurban kesilmese de olur" biçiminde ilerleyen 'Kurban tartışması'na açıklık getiren Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, kurbanın "Peygamberimiz'in bir uygulaması" olduğunu vurgulayarak "Kurban kesmek yok" demenin İslam'ın ruhuna ters düştüğünü söyledi.

İslam'ın büyük bir din olduğunu söyleyen Yılmaz, İslam'ın sadece abdest, namaz ve oruçtan ibaret olmadığını, büyük bir medeniyet olduğunu vurguladı. Din adına herkesin konuşmasının dine ve ülkeye zarar verdiğini belirten Yılmaz, "Her gün televizyonlarda ne çamlar devriliyor. Din adına konuşanlar uzman ve yol gösterici, aydınlatıcı olmalı. Zihinlerde tereddüt uyandırmamalı" dedi.

Kurbanın, şokla bayıltılarak kesilmesinde dinen bir sakınca olmadığını da ifade eden Yılmaz, hayvanların mezbahanelerde veya belediyelerin tahsis edileceği yerlerde kesilmesi gerektiğini söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 76. kuruluş yıldönümü dolayısıyla Türkiye Diyanet Vakfı Toplantı Salonu'nda bir basın toplantısı düzenleyen Mehmet Nuri Yılmaz, Diyanet'in kuruluşu ve çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Vatandaşlar kurban kesecektir

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Yılmaz, kurbanın 15 asırdan bu yana kesildiğini söyledi. "Kurban Peygamberimizin bir uygulamasıdır" diyen Yılmaz, tartışmaya "Hacda kesilmesi ile ilgili ayetler vardır. Kurban Bayramı'nda kurban kesmek Hanefi mezhebinde vacip, diğer mezheplerde sünettir. 'Hacda kurban kesmek var başka yerde yok demek' İslam'ın ruhuna ters düşer. İster vacip ister sünnet olsun vatandaşlar kurban kesecektir. Bayramın ilk üç gününde kesemeyenler parasını fakirlere dağıtabilir" ifadesiyle açıklık getirdi. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'ndan aldıkları görüşe göre, hayvanın şoklama ile bayıltılabileceğini ve bu sırada kesilebileceğini belirten Yılmaz, "Hayvanın kalbi durmuşsa, tıbbi ölüm gerçekleşmişse kurban olmaz, eti de yenmez" dedi.

'Din adına çam devriliyor'

Dinin anarşinin, haksızlığın, kötülüğün, zulmün, şiddetin, terörün ve cehaletin düşmanı olduğunu kaydeden Yılmaz, "Dinî duyguları zayıflamış, manen çökmüş toplumların varlıklarını devam ettirebilmeleri oldukça güçtür" dedi. Bugün dünyada dine dönüşün yaşandığını belirten Yılmaz, "Dinin yeniden itibar kazanmasında, bir asırdan beri bilgi ve tefekkürün artması, aydınların konuya ilgi göstermesi ve geçmişte olduğu gibi sosyal, siyasi ve milletlerarası olaylar üzerinde dinin belirleyici gücünün fark edilmesi etkileyici olmuştur" diye konuştu. Türkiye'nin her geçen gün birlik, beraberlik, kardeşlik ve hoşgörüye ihtiyacı bulunduğunu bildiren Yılmaz, dinin siyasi olarak kullanılmasına da karşı olduklarını söyledi. Yılmaz, "Din insanların müşterek hükmüdür. Bizim dinimiz evrensel bir dindir. Siyasiler, dini kullanmasın. Siyaset yıpranırsa din yıpranmasın. Din herkesin sığınacağı bir makam olarak kalsın" dedi.

Yılmaz, din adına herkesin konuşmasının da dine ve ülke zarar vereceğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Her gün televizyonlarda ne çamlar devriliyor. Din adına konuşanlar uzman ve yol gösterici, aydınlatıcı olmalı. Zihinlerde tereddüt uyandırmamalı. Dinin her yerde olmaması da doğru değil. Bakkalda, manavda, siyasette her yerde din konuşuluyor. Bu kadar çok konuşulması dine duyulan ilgiden bu sevindirici ama din Batı'da hiç bu kadar gündemde değildir."