Ülker-Efes final serisinde, daha önceki maçların istatistiklerine bakılacak olursa, iki takımda ribaund olsun, top kaybı olsun, hemen hemen aynı verilere sahipti.

Son maç, en ufak hatanın dahi kabul edilemeyecek olmasına endeksliydi. Dengeler, yaptırılan ufak hatalar veya yüzdeli şutlarla bozulabilirdi. Bir perdeleme veya faul atışı bu maçı kazandırabileceği gibi, lüzumsuz gerginliklerde maçı verdirebilirdi.

İşte bu eşitliklerle Efes maça, motivasyon değişikliği düşünerek, Kerem ve Kaya ile başladı. Ancak ilk çeyrekte Efes'in oyun düzenine bir farklılık getirmedi. Ülkerspor, 9 sayı farkla oyuna ağırlığını koydu.

İkinci çeyreğe, Kambala ve Kerem'i çıkararak başlayan Efes, oyuna tempo getirdi ve farkı kapadı.

Ülker, tedbir olarak, 3 kısaya dönüp uygun eşleşmelerle denge sağladıysa da, ilk yarı 40-38 Efes lehine kapandı.

Oyunun kırılma noktası, 3. çeyreğin başı oldu, diyebiliriz. Bir tarafta Ülker çok sayıda top kayıpları yaparken, Efes kanadında, Ender ve özellikle Granger üçlüklerle oyunun seyrini Efes lehine çevirdiler.

4. çeyrek yine Efes'in yüksek yüzdeli dış şutlarıyla devam ederken Üker de pas hataları ve düşük yüzdeli şutlar bu önemli final maçının 80-70 Efes lehine bitmesine neden olmuştur.

Bu maçta hakemler için bazı hataları dışında, büyük bir eleştiri getirilemez. Onlar görevlerini yaptılar, diyebiliriz. Ülker bu gerilimli maçta çok pas hatası yaptı ve düşük şut yüzdesiyle oynadı. Daha hırslı oynayan ve kazanmak isteyen taraf, Efes olarak göründü. Efes, 10. şampiyonluğu haketti. Bu arada, Türk basketbolseverlerine uzun bir final serisiyle keyifli maçlar izlettiren, her iki takımı, teknik kadrolarını ve yöneticilerini kutluyorum.

Künye

Temsilcilikler

AboneFormu

MesajFormu