AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
ABD'nin yeni hasmı Türkiye...

Konuyu, daha önce (öngörülerinin çoğuna katılmadığımı belittiğim Attila İlhan'a gönderme yaparak) iki kez gündeme getirmiştim; ortada ne Usame var, ne İslam terörü olgusu, ne de tezkere tartışmaları...

Hani, kemalizmi anti-batı temelinde "yeniden" yorumlayarak, buradan bir "çağdaşlaşma" modeli süzmeye çalışan şair-mütefekkir...

Şiirleri iyidir.

Yeni yazdıkları "Yağmur Kaçağı"nı, "Sisler Bulvarı"nı aratsa da, ülkemizin "birinciye gelen" şairlerindendir.

Mütefekkir yönüne gelince...

Kemal Tahir ve Cemil Meriç'ten sonra, "Batıcılık" olgusuna ciddiyetle eğilen, bu konuda isabet yüzdesi yüksek yazılar yazan neredeyse tek isim...

Konu, ABD'nin Irak'a yapmayı tasarladığı saldırı ve uzun vadeli emperyal hesapları...

Müttefikimiz Irak'a demokrasi götürecek; bunu da, "uluslararası hukuku" hiçe sayarak, demokrasi dışına çıkmasına göz yumduğu bazı müttefikleriyle işbirliği yaparak gerçekleştirecek.

Türk medyası, Türk entelijansiyası, hele de ABD'ye serenat yaparak geçinen Türk aydını görmek istemese de, sağduyu sahipleri, Ortadoğu'daki yeni kolonyal süreci (hesabı) görüyor, tartışıyor, değerlendiriyor.

George W. Bush'un, "Savaşımız uzun sürecek ve Afganistan'la sınırlı kalmayacak, bu bir Haçlı seferidir" sözleri, bu hesabın, örtük biçimde de olsa, "dinler savaşı" ekseninde yürütüleceğini gösteriyor ki, bu hiçbir zaman "şaşırtıcı" olmadı Bush'u iktidara sürükleyen süreci bilenler açısından.

Gerçi, hazret, sonradan "Hayır, ben öyle demek istemedim, bu bir Haçlı seferi değildir" diyerek, güya yanlış anlamaların önüne geçti ama, ortadaki hesabın aynı zamanda Haçlı asabiyyetine dayandığını artık bütün dünya görüyor.

Bunu Attila İlhan da görmüş.

Bizim bu konudaki düşüncelerimizi/evhamlarımızı fazla uçuk buluyorlar.
Belki onu dinlerler.
Ola ki batıyla, daha doğrusu Amerika'yla ilişkilerimizde yeni bir perspektif sunar.
Okuyalım:

"Batı'nın ('Sistem'in) vakti XIX. yy. boyunca sömürge (koloni) savaşlarıyla geçiyor; o zaman düşmanı ya Kızılderililer, ya kara derililer, ya da sarı derililerdir. Batılı, beyaz ve hıristiyan olmayanı o dönemde adamdan saymıyor; onları yok ediyor, topraklarına el koyuyor, medeniyetlerini darmadağın ediyor..."

(....)

"II. Dünya Savaşı ertesinde Batı yeni 'düşmanını' öteki 'totaliter'de, yani eski müttefiki Sovyetler Birliği'nde, onun temsil ettiği anti-kapitalist düzende buldu. Bu çatışmayı, atom silahlarının dehşet dengesi sayesinde yeni bir dünya savaşına çevirmediyse de, 'Soğuk Savaş' o dengeyi korumanın gerektirdiği silahlanma (Arada çıkarılan yöresel savaşlar: Kore, Vietnam, Çin vs.) silah fabrikatörlerinin yüzlerini güldürmekte devam ediyordu."

(....)

"Sistem'in açıkça ilan edilmiş ya da edilmemiş yeni savaşlara, 'yeni düşmanlıklara' ihtiyacı vardır. İran, batı için bir savaş odağıdır; ihtilaf hanidir sürüyor. Ya Irak? Irak Batılı koalisyonun resmen hasmıdır, ona karşı savaşılmıştır; şu anda kıskıvrak bağlanmış, hâlâ başeğmediği için de 'ambargo' ile birlikte yeni türden bir 'Sevres' dayatılmıştır."

(....)

"Peki, Libya'ya ne demeli? ABD uçakları Libya'yı bombalamış, Akdeniz'de sinek uçsa kabahatli olarak Libya gösterilmiştir. Son seçimlerden sonra Cezayir, ondan önce Sudan, bu arada Somali, hatta Afganistan Batı'nın ('Sistem'in) potansiyel düşmanları arasında yer alıyorlar. Farkettiyseniz, saydığım ülkelerin hepsi 'radikal' değil, ama hepsi Müslüman... Sistem, 'radikallik' bahanesiyle bu defa en eski 'hasmına', yani Müslümanlığa takmış olmasın. Buradan yola çıkarak, 'küreselleşme' çağında Batı'nın kendine seçtiği yeni düşmanın kim olacağını anlamak zor değil."


10 Mart 2003
Pazartesi
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED