T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Cennete akar bütün çocuklar...

Annelerin içinde sessizce akan sular gibidir çocuklar. Akarlar, akarlar... Anne ile ırmak arasındaki iletişim kopunca cennete dökülür sonunda bütün o kocaman bakışlar... Anne ölünce çocuğun, çocuk ölünce annenin yüzünde anlamı unutulmuş bir duaya dönüşür bütün efsaneler.

Bir gün bir anne ufak ufak anlatmaya başladığında içindeki çocuğun efsanelerini. Hiç anlamadım. Ne küçücük gülüşlerin zamanla bir duaya dönüşen mırıltısını anlamıştım, ne takvimlerin gözyaşı ırmaklarına karışan hüznünü, ne de albümlerdeki siyah beyaz anılarını... Çünkü anneler anlatmaya başladığında yüzlerindeki kedere dalıyor benim gözüm, söz siliniyor, içli bir duaya dönüşüyor ses, anlattıkları kederi dinleyemiyorum.

Bir gün bir anne rüyasından başının üzerinde kocaman bir güneşle uyandı. Rüyasında her biri "elif"le başlayan binlerce yıldız vardı, yıldızlar elini uzatsa dokunabileceği kadar yakındaydı. Sonra ay semadan indi ve annenin tam kalbinin hizasında durdu. Anne yumdu gözlerini, içinden binlerce "elif" geçti...

Şimdi zalimlerin "ölüm makineliri"yle kuşatılan bütün odalarda annelerin gözlerinin içinden binlerce elif geçiyor. Ağrılara bulaşan bütün anneler odaların en diplerinde imkansız sabahlara kadar kaderlerine yanacaklar. Bir tek hüzne bile veda edemeden, günlerce içlerine yerleşen o zehirli ölümün "küresel Nazileri"ni bekleyecekler.

Hiçbirimizin haketmediği küresel bir "lanet"in kıyılarında bir anne kendi sesiyle gurbetini ürkütmek istiyorsa, çıldırmak istiyorsa biraz olsun, bu onurlu bir insan olarak biz ondan daha fazla çıldıracağız demektir.

Çünkü kıyametimiz kendi içimizde biliyorum. Birgün dayanamayacağız kendimize. Birden ve kendiliğimizden yok olacağız bütün zakkumlar gibi... Çünkü zalimleri alkışlayarak yükselttiğimiz küresel çağın zehri giderek ağırlaştırıyor dallarımızı. Bu yüzden ölümü kendi ellerimizle veriyoruz ellerimize.

Oysa biz başka türlüyüz, zalimler başka türlü... Ara sıra da olsa zalimlerin kuşattığı annelerle ve gözlerinden geçen binlerce "Elif"le buluşmalıyız. Yıllarca iyi fotoğraf veren zalimlerle aynı karede durduğumuz için beş para etmiyor deliliğimiz. Hep böyle kalbimize ihanet ederek gezemeyiz. Ya kalbimizin götürdüğü yere gideceğiz, yada zalimlerle birlikte toptan intihar edeceğiz...


26 Ocak 2003
Pazar
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED