AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Millet hesap sorulmasını bekliyor

Yoksulluk.. Öyle, ortalama bir yoksulluk değil. Yani, 8 milyonluk liralık peynir yerine 2 milyon liralık peynir almak zorunda bırakan... Ya da, çocuğuna yeni kitap yerine, kullanılmış okul kitabı arattıran... Ünlü markalar yerine, markasız, Mahmutpaşa malı, tezgah malı giyecekler aldırtan... Et yerine tarhana çorbasını tercih ettiren yoksulluk değil.

Babanın, akşam eve ekmek götürememesi. Akşam, utancından evine ancak çocukları uyuduktan sonra gidebilmesi. Kendi kapısını çalarken, ben bu kapının bana açılmasını haketmiyorum diye gözyaşı dökmesi. Annenin, evde, bir çorbacık kaynatamaması... Eşine, çocuklarına, onların içini ısıtacak bir çorba sunamaması... Bir gencin, eşime ekmek veremem diye, yuva kuramaması... Böyle yoksulluk.

İnsanım diyorsanız yapamazsınız

Bizim, böyle yoksullarımız var. Böyle, yüzbinlerce, belki milyonlarca insanımız var. Var, var, var.

Yaşadığınız ülkede, ya da yaşadığınız yeryüzünde, kelimelerle anlatılması mümkün olmayan boyutlarda bir yolsuzluk olduğunu bile bile, üzerinde yoksulun hakkı olan şeyleri çalabilir misiniz?

'İnsanım' diyorsanız, yapamazsınız.

Bu ülkenin çocuğuysanız, kendinizi bu milletin bir ferdi olarak görüyorsanız, bu topraklarda yaşayanlar benim kardeşim, benim bir parçam diye düşünüyorsanız, asla yapamazsınız.

Peki, yapıldı mı bu ülkede, çalındı mı yoksulun hakkı olan ekmek? Evet, yapıldı. Evet, yoksulun hakkı, yoksulun sofrasında olması gereken ekmek, yoksulun tenceresinde kaynaması gereken çorba, çalındı. O ekmeklerden, yatlar, villalar yapıldı, yoksulun gözyaşı kadehlere konuldu ve 'şerefe' diyerek tokuşturuldu. Hâlâ tokuşturuluyor.

Türkiye, bu yüzden, dünyada gelir dağılımının en eşitsiz olduğu ülkelerden biri. İstatistikler, "Allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul/Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul" mısralarındaki eşitsizlik seviyesinin bile, çoktan aşıldığını gösteriyor.

Çalınan yüzmilyarlarca dolar

Evet, yolsuzluk. Yetkililerin, 'korkunç rakamlar' dediği, yüzmilyarlarca dolara varan hırsızlık. Batırılan bankalardan, cep to cep'lerden... Milletin aleyhine yapılan uluslararası gaz anlaşmalarından... Dışarıdan getirilip yurtiçinde bire on kârla satılan kaçak yakıttan... Milletin parasını birkaç kişiye yedirmek için yapılan şişirilmiş ihalelerden ve sayısız oyunlarla sayısız 'iş'ten aktarılan yüzmilyarlarca dolar...

Kim tarafından nasıl ve ne zaman yapılırsa yapılsın, yolsuzluk, kelimenin bütün anlamlarıyla ihanettir. Millet, o hortumun, gerçekten kesilmesini ve yoksulun sofrasındaki ekmeği alan elden hesap sorulmasını bekliyor. Dün veya bugün, ne zaman yapılmış olursa olsun.. Ve millet, bu yolun artık kapanmasını bekliyor. Millet, bu en zorlu işin, artık üstesinden gelinmesini bekliyor.

Geçen hafta, Hukuk'un Yeni Şafak'ın yayın politikasındaki özel önemine değinmiş, hak ve özgürlükler konusunda en güçlü sesin her zaman Yeni Şafak'tan çıktığını belirtmiştik. Yolsuzluklar konusunda da aynı şeyi söyleyebiliriz. Türk basınında, yolsuzluğa karşı mücadelede Yeni Şafak'ın müstesna bir yeri vardır. Yeni Şafak, o müstesna yeri korumaya kararlıdır.


21 Temmuz 2003
Pazartesi
 
EDİTÖRDEN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED