Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Nar-ı Beyza
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

13 Mart'ta görev süresi dolacak olan Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti'nin tekrar atanması için lobi faaliyetlerine hız verildi. Daha önce kıyasıya eleştiren bazı iş ve ekonomi çevreleri bile ısrarla Serdengeçti'yi istiyor

Yeni Merkez Bankası (MB) Başkanı'nın kim olacağı tartışması alevlendi. 13 Mart'ta görev süresi dolan Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin bu göreve tekrar atanması için yurtiçi ve yurtdışı lobi faaliyetlerine hız verildi. Daha önce Serdengeçti'yi kıyasıya eleştiren iş dünyası ve ekonomi medyasından birçok kimse bile MB Başkanı'nın hükümete uzak bir isim olmasını gerektiğini savunarak bu göreve yeniden atanmasını istiyor. Bu çevreler MB Başkanı'nı yanlış faiz ve kur politikası uyguladığu gerekçesiyle başarısız bulan bazı yazarlar ve iş dünyası temsilcileri 'Başarısız ama kalmalı' görüşünde.

Son 5 yıldır Türkiye'nin kur ve faiz politikasına yön veren kişi olan Süreyya Serdengeçti'nin iş çevreleri ve ekonomi medyası tarafından en çok eleştiri alan uygulamaları ise aşırı değerli YTL ve yüksek faiz politikası oldu. MB Başkanı, YTL'nin aşırı değerlenmesine izin vererek ithalatın cazip hale gelmesine yol açtığı gerekçesiyle yoğun şekilde eleştirildi.

İTHALAT PATLADI

Ucuz döviz sayesinde hızla artan ithalat nedeniyle Türkiye'nin dış ticaret açığı 40 milyar dolara çıktı. İhracatçılar da ucuz döviz nedeniyle yurtdışı pazarlarda kar kaybı yaşadıklarını sık sık dile getiriyorlar.

Serdengeçi'nin eleştiri aldığı diğer konu olan devletin yüksek faizle borçlanması eleştirisine göre de ekonomideki güven ortamına rağmen MB Türkiye'yi, dünya ortalamasının 4-5 katı oranında yüksek faizle borçlandırdı. MB, enflasyon oranı yüzde 7'lere indiği halde faizleri yüzde 13,75'den daha aşağı çekmiyor. Bu nedenle Türkiye yüzde 7 civarında bir reeel faiz ödüyor.

KRİZE RAĞMEN TERFİ

Bu arada, Türkiye'nin 2000-2001 krizilerinde yaşadığı acı fatura siyasetçiler tarafından ağır şekilde ödendi. Ancak finansal krizin oluştuğu sırada para politikasına yön veren üst düzey bürokratlar adeta ödüllendirildi. Dönemin MB Başkanı Gazi Erçel, 19 Şubat 2001'deki develüasyon kararından iki gün önce yerli ve yabancı büyük bankalara 5,8 milyar dolar satmakla ve kendi parasını TL'den dövize çevirmekle suçlandı. Dönemin Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Süreyya Serdengeçti ise Başkan yapıldı. Serdengeçti 5,8 milyar dolarlık satış işleminin normal olduğunu savunmuştu.

Meksika da Merkez Bankası Başkanı'nı değiştirdi

Meksika'nın şu anki Merkez Bankası Başkanı Guillermo Ortiz Martinez bu göreve atanmadan önce hükümetin Finans Bakanı idi. 1997'nin sonunda boşalan Bank of Mexico'nun koltuğuna o dönemin Finans Bakanı Ortiz atandığında piyasalar olumlu tepki vermiş, Meksika pezosu değer kazanırken kısa vadeli faizlerde düşüş yaşanmıştı.

FED'in ünlü başkanı Alan Greenspan bile gitti

Türkiye'de Merkez Bankası Başkanı'nın hükümete uzak bir isim olması için yoğun bir lobi yapılıyor. Ancak, ABD ve Meksika örnekleri bu göreve gelen kişinin hükümete çok yakın isimlerden seçilebildiği gerçeğini ortaya koyuyor. Geçtiğimiz Ocak ayında Amerikan Başkanı George Bush, efsane isim Alan Greenspan'dan boşalan Merkez Bankası (FED) Başkanlığı koltuğuna Teksas'lı hemşehrisi olan Ben Bernanke'yi getirdi. Bernanke'yi adeta sağ kolu ilan eden Bush, mali piyasaların rahat bir nefes almasını sağladığı gerekçesiyle IMF, Dünya Bankası ve büyük sermaye çevreleri tarafından tebrik edildi.