T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 14 ŞUBAT 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Vecdi AKYÜZ

Resim ve minyatür

Resim konusundaki hükümler, İslâm'ın belirli hassasiyetleri dikkate alınarak ortaya konmuştur. Bu hemen her konuda geçerli hassasiyetler, bir din olarak İslâm'ın getirdiği inanç, ahlâk, dünya ve toplum anlayışıyla ilgilidir. Sözkonusu hassasiyetler, her türlü konuda mübahın (serbestliğin) sınırlarını oluşturur.

İslâm'ın resim konusundaki hassasiyetlerini, birkaç noktada toplayabiliriz:

1) Tevhîd inancına aykırılıklar: İslâm inancının temelini tevhîd, yani Allah'ın birliği anlayışı oluşturur. İman esaslarından günlük davranışlarımızdaki en küçük birime kadar tevhîd bilinciyle ve duyarlılığıyla hareket etmek durumundayız. Resim konusunda da bu temel anlayış ve bilinç geçerlidir. Bu yüzden Hz.Peygamber (s.a.) "Kıyamet gününde azabı en şiddetliler, musavvirlerdir"(Buharî, libâs, 90), "Bu sûretleri yapanlara kıyamet gününde 'yarattıklarınıza can verin' denilerek azap edilecektir." (Buharî, libâs, 89) buyurarak, tevhîd duyarlılığını büyük bir hassasiyetle ortaya koymuştur. Demek ki sûret yapanlar (musavvirler), Allah'ın musavvir (biçim vericilik, yaratıcılık) (Haşr, 59/24) sıfatını inkâr eden ve taklide kalkışanlardır. Öyleyse, konuca sınırlama getirilerek tapınılan, tanrı ve kutsal sayılan (dinî takdîs ve tazîme yönlendiren) şeylerin resmini yapmak ve kullanmak haramdır. Bu resimler, ancak bilgi edinmek amacıyla açık veya kapalı müzelerde ve ilgili kitaplarda vs. bulunabilir. Hıristiyanlık'ta ikonlar, Budizm'de Buda'nın resim ve heykelleri, bizim açımızdan elbette tevhîd inancına aykırıdırlar. Ama bunlar, o dinlerin kutsal şeyleri arasında yer alır. Bu yüzden, tahkir ve tezyif konusu olamazlar.

2) İslâm ahlâkına aykırılıklar: Resim konusunda ikinci hassasiyet ve sınırlama noktası, İslâm'ın ahlâk anlayışıdır. Bu ahlâk anlayışında çıplaklık ve müstehcenlik, resimler konusunda da geçerlidir ve çıplak insan resimleri yapmak ve kullanmak haramdır. Müstehcenlik, İslâm ahlâkının hoşgörü sınırları dışında kalır.

3) İslâm'ın insan ve toplum anlayışına aykırılıklar: İslâm insanı, evrenin en üstün ve şerefli varlığı olarak görür. Öyleyse insan, hem kendisi, hem de başkaları hakkında bu şeref anlayışına uygun düşünceler besleyecek ve davranışlarda bulunacaktır. Bu yüzden, ahlâk anlayışının da bir uzantısı olarak insanlık ve kardeşlik duygularıyla hareket edecek, yalandan, iftiradan, suça teşvikten, tahkir ve tezyiften uzak olacaktır. Resim konusunda da bu ölçüler geçerlidir. Sözkonusu ölçüleri aşan davranışlar insan hak ve özgürlükleri içinde yer almazlar. İfade tarzları söz, yazı ve çizgi gibi nasıl ve nerede olursa olsun, bu aykırılıklar hukuk tarafından korunmazlar.

Canlı resimleri konusunda Hz.Peygamber'den (s.a.) bir kısmı bunları caiz görmeyen, bir kısmı da sergi, yastık, minder gibi kullanım eşyalarında olmasını caiz gören niteliktedir. Hadisler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, tevhîd duyarlılığına dikkat çektikleri ve bunu ölçü aldıkları görülür.

Eski sanatlardan birisi de, minyatür sanatıdır. Minyatürlerde çok değişik figürler bulunur. İnsan figürleri de bunlar arasındadır. İslâm minyatür sanatında, genellikle İslâm inancına ve anlayışına uygun minyatürler yapılmıştır. Özellikle Hz.Peygamber'in (s.a.) minyatürlerde tasviri pek yapılmamıştır. Reşîdüddîn Fadlullah'ın (ö.718/1318), Câmiü't-Tevârîh adlı eserinde Hz.Peygamber'in doğumundan yaşantısındaki çeşitli olaylarla ilgili minyatürleri bulunmaktadır. Bîrûnî'nin (ö. 440/1048) el-Asâru'l-Beliyye adlı eserinde (1307'de istinsah edilmiş), İranlı Mîr Hâvend'in (ö.903/1497), Ravdatü's-Safâ adlı eserinin 1595 tarihli nüshasında ve daha başka özellikle siyere dair eserlerde de Hz.Peygamber'in (s.a.) minyatürleri vardır. Gerek Osmanlılardan önce, gerekse Osmanlı döneminde yazılan başka eserlerde de hem peygamberlerle, hem de İslâm tarihinin önemli olayları ve kişileriyle ilgili minyatürler yapılmıştır. Minyatürlerde, Hz.Peygamber'in yüzü beyaz olarak bırakılmış, bir şekil verilmemiştir. Bu, tamamen bir saygı ifadesidir. Ayrıca bu minyatürler, pek fazla yaygın olmadığı gibi, kayıtsız şartsız da hoşgörülmüş değildir. Bu tür eserlerin, sadece Avrupa ülkelerinde bulunduğunu, dolayısıyla İslâm ülkelerinde yok edildiklerini söylemek, sadece kendi kültüründen habersiz olmakla ilgilidir.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi