YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Parantezler

DO RE Mİ FA SOL LA Sİ DO.............. Şu "do" notası ne kadar ağlamaklı değil mi? Ya şu "re", nasıl da burkuyor insanın içini durduk yerde. Peki şu "fa" notasının hafiften bir serinlik yaydığını farkettiniz mi odaya? Ben farkettim. Hem onu, hem de sobanın üstünde yanan bir portakal kabuğu gibi kokusunu her yana yayan şu zarif "mi" notasını... Bütün coşkuların içine sızan o hafif hüzün kokusuna benzer koku... Hissettiniz mi? Belki de siz "fa"nın sarsıcı çınlamalarına kulak veriyordunuz o sırada. Tabii bir de "sol" notası var, bir sabah meltemi gibi durmadan benliğimize dokunan o ipeksi "sol" notası...

Şu notalar diyordum, ne kadar çok şey biliyorlar hayat hakkında!.. Yanyana gelip uyumlu ve etkileyici bir armoni olduklarında, bizi bizden daha derin kavrayan yansımalarımız oluyorlar aynı zamanda. Biz onları sadece bir kere besteliyor ve avcumuzun içinde titreşen küçük serçeler gibi havaya bırakıyoruz sonra hepsini. Ama onlar, her kulağımıza çalındıklarında yeniden yeniden besteliyorlar bizi. Yaşamaktan bile ürken küçük kırılgan serçeler gibi o notaların içinde geçiriyoruz neredeyse ömürlerimizi.

* * *

Bu eski şarkı beni mutlaka bir yerlerden hatırlıyor olmalı! Etrafta bir sürü insan var, ama o hepsini öylece bırakıyor ve gelip sadece benim içime dokunuyor!

* * *

Her zaman söylenecek son bir sözüm daha olduğunu düşündüm. Ama son olarak söylemeyi düşündüğüm o söz, söylediğim ilk söze fazlasıyla benziyordu. Sanki arada hiç konuşmamışım, hiç yaşamamışım, hiçbir şey öğrenmemişim gibi... Tuhaf ama böyle bu!.. Ağzımızdan dökülen irili ufaklı bütün o cümlelerin sonunda, konuşmaya ilk başladığımız o noktaya geri dönüyoruz.

Bir kelimeden yola çıkıp, hayatın gösterdiği yöne doğru konuşmaya devam ettiğimizde, söylediğimiz o ilk kelimeye ulaşıyoruz yeniden?

Dünya gibi, söz de yuvarlak galiba!

* * *

Benim yerimde kim olsa aynı şeyleri yapardı. Bu sabaha doğar, bu nehirde yıkanır, bu esintide kurulanırdı. Sonra bu çiçeklere takılı kalır, aklını bu polenler gibi savururdu havaya. Aynı havayı çekerdi içine, aynı gökyüzüyle genişletirdi göğsünü dünya kadar.

Kim olsa aynı şeyleri yapardı benim yerimde. Parmağını bu gizemli mehtaba uzatır, bu lacivert tarladan yapardı yıldız hasadını. Bu kağıdın üstüne bu resmi çizerdi karakalem ve üstüne de renkler akıtırdı bu gökkuşağı hokkasından. Hatta belki yeni renkler de icâdederdi içine sığmayan bu kocaman heyecandan.

Benim yerimde kim olsa aynı şeyleri yapardı. Bu sağanaklarda alev alev ıslanır, bu çöllerde sırılsıklam kavrulurdu. Bu şiirlerden toplardı kelimeleri dağ çileği toplar gibi, sonra bu sepete saklardı hayatının bütün hoş notalarını sakladığı gibi.

Benim yerimde kim olsa aynı şeyleri yapardı. Çünkü kim olsa benim yerimde, baştan ayağa yine seninle dolardı............... DO Sİ LA SOL FA Mİ RE DO


7.AĞUSTOS.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...