YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

O bir muhalif...
O bir marksist...

Hâlâ marksist ve muhalif... Vaktiyle "Playman"i çıkarmış; meslek icabı kadınlara "ister istemez" meta olarak yaklaşmış, ama onları pek severmiş, yaptığı işten de hiç utanmamış.
Peki, aşk?
Aşksız yaşayamazmış ki...
Adı Mehmet Y. Yılmaz.
Radikal gazetesinin genel yayın yönetmeni.

İddialı konuşmaktan pek hoşlanmayan bir tabiatı var Mehmet Y. Yılmaz Bey'in. Ama iş Radikal'e ve "Radikal'in Türkiye'ye yaptıkları"na gelince tevazunun gerçek zannedilmesinden endişe ediyor. (Bu "Y" kısaltmasının Yakup olduğunu, Mehmet Y. Yılmaz'ın "Yakup" diye çağrılmaktan hoşlanmadığını Hürriyet'te çalışan bir arkadaşım söylemişti. Röportajlarında artık "Yakup"u es geçiyor .)
Yakup Bey'le örtüşüyoruz.
Ben de iddialı konuşmaktan pek hoşlanmam.

"Radikal'in Türkiye'ye yaptıkları" konusunda ise ("Türkiye'ye kattıkları" demek istiyor Yakup Bey, ama ben bu ifadeyi ısrarla yanlış anlamak istiyorum) tevazu ne kelime, az bile söylediğini düşünüyorum.

Bir yazısında diyordu ki:

"İki yıl boyunca (1997-1998 yıllarını kastediyor) demokrasi ve insan haklarının geliştirilmesi politikamızdan taviz vermedik. Demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerini savunduk. Siyasetteki ve iş dünyasındaki kirlenmenin karşısında durduk. Türkiye'yi rahatlıkla at oynatabilecekleri bir çiftlik zanneden çıkar gruplarını bıkıp usanmadan 730 gündür rahatsız ediyoruz. İtiraf etmeliyim ki, verdiğimiz bu rahatsızlık nedeniyle fazlasıyla mutluyuz."

Yakup Bey'in mutluluğunu "yürekten" paylaşıyorum; ancak izin verirse atladığı bir iki ayrıntıyı hatırlatmak istiyorum burada:

Radikal'in iş hayatındaki çıkar gruplarıyla yürüttüğü savaşta, biz TEDAŞ ve POAŞ ihalelerinin akıbetiyle ilgili tek satır okumadık, neden acaba?

Neden mi?
Neyse, girmeyelim.
Uzun mevzu...
"Demokrasi ve insan haklarının geliştirilmesi" konusunda ne yapmışlar, asıl ona bakalım:

Aklıma, "Paşa, Başkanı hizaya soktu" diye bir başlık geliyor. Yakup Bey hatırlamayabilir; buradaki "Başkan" seçimle gelmiş bir belde yöneticisinin, "Paşa" da demokrasiye balans ayarı yapan bir generalin sıfatı oluyor.

Yakup Bey, "atanmış" iradesinin seçilmişlere galebe çaldığı bu totaliter vasatı "muhalif" kimliğiyle nasıl bağdaştırıyor, merak ediyorum

İkinci merakım da insan haklarıyla ilgili.

Radikal gazetesi başörtülü öğretmenlerin eylemini "Bu nasıl öğretmen!" başlığıyla duyurmuştu. "Başörtüsü"nü insan hakları çerçevesinde mütalaa etmediklerini, okuma hakları gaspedilen yığınların direnişini büyük bir pişkinlikle "türban şov" diye aşağıladıklarını biliyoruz da, hani yine de muhalif Yakup Bey'den, çıkar gruplarını rahatsız edecek tarafsız ve objektif habercilik bekliyor insan.

"Radikal hiçbir grubun sözcülüğünü üstlenmedi."

İddialı konuşmaktan hoşlanmayan Yakup bey bu konuda çok iddialı: "Hiçbir grubun sözcülüğünü üstlenmedik."

Gel de merak etme; özgürlüklere yönelik baskılar Radikal gazetesinin de onayladığı ve sözcülüğünü üstlendiği bir grubun, daha doğrusu nesebi gayrısahih bir iktidar odağının marifeti değil miydi? "Radikal gazetesi, demokrasi talep eden yığınların sözcülüğünü üstlenmedi" diyorsa, doğru.

Yakup Bey, Radikal'i "çok başarılı" buluyor.

Ona ne şüphe.

Ben, ayrıca "Posta" gazetesini de "başarılı" buluyorum.

Çünkü, Posta'nın genel yayın yönetmeni de Mehmet Yakup Yılmaz.

Radikal ortanın solunda bir gazete.

Posta ise, hafif sağdan çarklı.

Aynı Mehmet Yakup Yılmaz'ın Posta'da "ak" dediğine Radikal'de "kara" demesi, kimileri için belki bir "gazetecilik başarısı"dır, ama bana sorarsanız, daha çok bir "ruh haleti"ne işaret ediyor.

Bir insan "çift kişilikli", yani aynı anda hem sağcı hem solcu, hem sistem karşıtı hem sistem muhibbi olabilir mi?

Hele bu, hâlâ "marksist" ve "muhalif" olduğunu söyleyen bir yazarsa...

Olur, olur.

Yakup Yılmaz, Ayşe Arman'a verdiği mülakatta, çok para verdikleri için bütün bunlara katlandığını söylüyordu.

"Çok para" bazı şeylere katlanmaya değer mi?

Belki de katlanılan (!) şeylere bağlıdır, bilmiyorum.

Çok para, çok kadın demek.

Çok kadın da, çok aşk...


7.AĞUSTOS.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...