Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Bonsai!- İşte ağustos da bitiyor! - Kim ekmişti ağustosu? - Ekildiğini nereden çıkardınız? - Ekilen tohumlar biter! - Dikilenler bitmez mi? - Tohum dikilmez ki, ekilir! Dikilen, fidandır; tutar ya da tutmaz! - Benimle eğleniyor musun? - Ben yolcuyum, eğlenemem! - Yolcular eğlenmez mi? - Yolcular mola verirler, eğlenmezler! - Mola mı eğlencelidir, yolculuk mu? - Oturganlık dışında her şey eğlencelidir! - "Oturganlık" nereden çıktı? Sözlüğümüzde var mı? - Hayatımızda var, sözlüğümüzde olmuş olmamış, ne çıkar! - Peki ağustos bitmeyecek mi şimdi? - Elbette bitecek. 1071 biter, 1921 biter de ağustos bitmez mi hiç? - 1071 kök saldı, 1921 yeşil mi diyorsun yani? - Yeşil! - Tehlikeli değil mi? Mavi desek, mor desek olmaz mı? - Yedi yüz şu kadar bin kilometrekare asfaltla kaplanabilir mi sanıyorsun! - Ama zift kokusu, katran karası, asfalt ağırlığı sarmış gibi her yanı. Saksılarına gizli gizli toprak taşıyanlar var. - Saksıda çınar yetişmez ki! - Bonsai! - Sahi mi? O da nesi? - "Bonsay" Bakınız: Bonsai. (Japonca: bon, saksı, ve sai: ağaç) Köklerinin kısaltılması, dal ve sürgünlerinin bağlanması ve biçimlendirilmesi suretiyle saksıda yetiştirilen bodur ağaç. Japonya'da saikei denen yayla peyzajı sanatının doğmasına neden olmuştur." Anladınız mı şimdi? - Ama burası Türkiye! - Emin misiniz? Hem ayrıca küreselleşiyoruz! - Fakat, okudunuz işte, bonsai bir sanatmış. Hayat, sanatı da, sanayii de aşar.
ikardes@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|