YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Bir partiden bir partiye koşarken, böbrek elden gidiyor

Felekten bir gün çalmaya niyetleniyor delikanlı. Ancak hırsızlık konusunda tecrübeli değil... Hafta sonu bir partiye gidiyor. Çok eğleniyor. Birkaç bira içiyor ve orada tanıştığı bir kız, ondan çok etkilendiğini söyleyip başka bir yere davet ediyor. Orada da ayrı bir parti var. Yine dans ediliyor, içki içiliyor...

İçkisine bol miktarda uyku ilacı karıştırıldığı için hemen uykuya dalan delikanlı olan bitenin farkına varamıyor.

Daha sonra uyandığında, kendisini içi buzla doldurulmuş bir küvette çırılçıplak buluyor. Göğsünde bir kâğıt, kâğıtta rujla yazılmış bir yazı:

"112'yi ara yoksa öleceksin."

Küvetin yakınında duran telefonla hemen 112'yi arıyor.

Fakat nerede olduğunu, ne içtiğini, kimlerle olduğunu bilmiyor. Telefondaki hemen küvetten çıkmasını ve bir ayna bulmasını söylüyor. Delikanlı, ayna buluyor, bakıyor her şey normal. Yüzünde ve göğsünde hiçbir farklılık yok. Telefondaki sırtına bakmasını istiyor. Sırtını görünce paniğe kapılıyor delikanlı. İki tane büyük yarık var çünkü.

Operatör, tekrar buz dolu küvete dönmesini ve orada ambulansı beklemesini söylüyor. Hastanede yapılan kontrolde, iki böbreğinin çalındığı ortaya çıkıyor.

Bir böbrek, karaborsada on bin dolarmış. Delikanlı şimdi hastanede bir alete bağlanmış vaziyette, dokularına uygun bir böbrek bekliyor.

Bu işleri tezgahlayanlar, çok iyi örgütlenmiş durumda, profesyonellerle çalışıyorlar. Büyük şehirlerde rahat hareket edebiliyorlar ve en çok New Orleans, New York ve İstanbul'da faaliyet gösteriyorlar.

112 hattı, bu suçu artık iyi tanıdığından, arayan kişileri hemen aynaya yönlendirerek olayın boyutunu anlamaya çalışıyor.

Delikanlı, hayatı boyunca bir daha hiçbir partiye gitmemeye karar veriyor.

Tabii yaşayabilirse.

Sayıştay yangını

Sayıştay arşivi yandı bitti kül oldu. Bundan sonra, sayışmak da zor.
"O piti piti, karamela sepeti..."

Lahana yahut önyargılı muhalefet ağzı

Baba, iş gezisi dolayısıyla şehir dışında. Evde ana-kız kalıyorlar bir müddet için. Akşam yemeği olarak, lahana sarması yapmaya karar veriyorlar. Herşey var, bir tek lahana yok. Kadın birkaç gün önce salı pazarına gitmiş, sebze-meyva almış ama, lahana almamış. Kızını pazara gönderiyor, o da cuma pazarından bir lahana alıp dönüyor. Yol kenarında iki adam ayaküstü sohbet etmekte; biri şöyle söylüyor:

- Bak işte vatandaş ne halde! Görüyorsun değil mi, kızcağız pazara gitmiş ve sadece bir lahana alabilmiş. Bu pahalılıkta vatandaş nasıl geçinsin?

İşte böylesi durumlara, önyargılı muhalefet ağzı deniyor bizim yörede. Sizde ne deniyor?

İkisi de olmasın

İlk duyduğumdan bu yana, hep doğru bulduğum bir söz vardı. "Akılsız dostun olacağına, akıllı düşmanın olsun" sözünü bugünlerde yeniden düşünmeye başladım. İsrail Başbakanı Barak ülkemize geldi ya...

Kırkıncı yaş

Yolun yarısını çoktan geçmişsin,
Yüzünde çizgiler derinleşiyor.
Yine ne oldu da hiddetlenmişsin,
Sesin birden bire gerginleşiyor.

Yalnızlığı, kahrı kendin seçmişsin,
Etrafın giderek seyrekleşiyor.
Bugün dünden daha pembeleşmişsin,
Yüzün birden bire gerginleşiyor.

İbrahim Kalkan, "Gönül Şarkıları"

 


Faks: +90 (212) 613 14 92 - 93
29 AĞUSTOS 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...