YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Müziğin evrensel dili

Yimpaş'ın Hamm'daki mağazasının açılışı Anadolu'nun ürün ve hizmetleriyle birlikte türkülerini de Avrupa'ya taşıdı.

Anadolu insanının hayatında türkülerin vazgeçilmez bir yeri ve önemi vardır. Çünkü türküler bizim insanımızın romanıdır. Yaşanan hayat bütün boyutlarıyla türkülere yansır.

Anadolu insanının iki yiğit sesi, Fatih Kısaparmak ve Uğur Işılak türküleriyle, Avrupa'daki Anadolu'nun gönlünde uyuyan aslanları kükrettiler.

İnsanımızın içindeki dev uyanıyor.

İster girişimci, ister sanatcı, isterse politikacı olsun her başarı, öncelikle büyük bir entellektüel birikime dayanıyor.

Güçün kaynağındaki entellektüel boyutu ihmal edenler, önünde ya da sonunda büyük bir boşluğa düşmekten kurtulamıyorlar.

"Babıali Kültür Yayıncılığı"nın öncüsü Rahim Er sözkonusu birikimin bilincinde olduğu için Türkiye gazetesindeki köşesine "entellektüel boyut" adını verme zorunluluğunu duydu.

Almanya'da iki gün boyunca açılışa katılan Seyit Mehmet Buğa, Reşat Petek, Beşir Atalay, Zekeriya Karaman ve İsmail Durak Ünlü'yle birlikte olduk. Entellektüel boyuttaki derinlik, birleşik kaplar gibi, her alanda kendini hissettiriyor.

Kısaparmak ve Işılak'ı dinlerken, yıllar önce kültürümüzün ana kaynaklarından biri olan Buhara'nın kalbinde eşimle birlikte hüzünle dolaşırken karşılaştığımız bir genci hatırladım.

Buhara'lı genç bizim Anadolu'dan geldiğimizi anlayınca, ellerini havaya kaldırarak, ünlü bir sanatcı ile futbolcunun adını yüksek bir sesle iki kere tekrarladı. Başka hiç bir şey demeden de uzaklaşıp gitti.

Müzik ve sporun dili, ticaret ve kültürün dili gibi evrensel.

Müzik ve sporun yalın dilini bilmeyenler, kültür ve ticaretin dilini kolay kolay öğrenemezler.

Yahya Kemal'in vurguladığı gibi, müziğimizi anlayamayanlar, kültürümüzün derinliklerine de inemezler.

Müziğimiz kültürümüze açılan kapıdır. O kapının, açılışın sırrı müziğin nağmelerinde uyum ve düzende gizlidir.

O nağmelerdeki uyum ve düzeni yakalayamayanlar, kültürümüze giden yolları da açamazlar. Bunun için Mevlana müziği Cennet kapılarının açılırken çıkardığı sese benzetir.

Kısaparmak ve Işılak'ın türkülerini dinlerken dinleyiciler, gönüllerinde uyuyan aslanın müzik eşliğinde harekete geçtiğini gördüler.

Türküler büyük romancı Cengiz Aytmatov'un deyişiyle, "Dağın kayalarını delip fışkıran, geçtiği yolları yeşerten, çiçekler açtıran kaynak" gibi Hamm'la birlikte bütün Avrupa'ya yayıldı.

Müziğin gücü yaydığı sevgi ve çoşku dalgaları, Türkler gibi, Almanları da kuşattı.

Almanya'da "Küçük Bir Anadolu" var.

Almanya çok katı ve düzenli bir toplumda ayakta kalan Anadolu insanı, dünyanın her ülkesinde başarılı olabilir.

Anadolu insanı müziği, sporu, kültürü, ürünü ve hizmetleriyle dünyaya açıldıkca, Türkiye'nin ekonomik yapısıyla birlikte siyasal düzeni de büyük ölçüde değişecektir.

Elektrikle aydınlanmadan gaz lambasıyla aydınlanmaya dönüş olmadığı gibi, özgür bir ekonomik ve siyasal yapıdan da dayatmacı bir yapıya dönüş olmaz.


29 AĞUSTOS 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Nazif Gürdoğan

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...