Bir dahaki sefere

Fatih Terim'in iskeletini oluşturduğu 4 yıldan beri kemikleşen ve makineleşen G.Saray, dünya futbolunda hakim olan pres, dar alanda kısa paslaşma metodunu Avni Aker'de de istediği gibi uyguladı.

Ne rakibe ne de maçın atmosferine göre sistem üreten Sarı-Kırmızılılar oyunun ilk yarım saatinde Trabzonspor'u kendi sahasına kapattı. Bir türlü oyun kuramayan defanstan çıkmakta zorluk çeken Bordo-Mavililer, orta sahadaki pas problemini çözemeyince üretime yönelik görüntü çizemedi.

Emre, Okan, Suat ve Ergün'den kurulu G.Saray'ın orta sahasında ileri uca çıkan toplarda Sarı-Kırmızılı takımın son haftalardaki formda futbolcusu Hasan Şaş yüzde yüzlük iki gol pozisyonunu cömertçe harcadı.

Trabzonspor'da ise ilk yarıda sadece Lange ve Zafer'le gol koklayabildi. Trabzonspor'da bir tek savaşan Osman var. Bunu da ilaveten Gökdeniz.

G.Saray sahada adeta 10 kişi gibi oynuyor. Rumen Hagi koşmuyor, mücadeleye de girmiyor. Sadece topla buluştuğu zaman klasını konuşturuyor. Bunun için G.Saray'ın diğer futbolcuları bir yerine iki defa koşuyorlar. G.Saray'ın kazandığı gol Capone'nin klasiklerinin biri oldu. Capone, defanstan çıkarak bunu hep yapıyor. G.Saray Jardel'siz de Fatih'siz de işi götürüyor. Çünkü oyuna giren cıkan birbirini aratmıyor. Sarı-Kırmızılı takımda dünkü maçın en iyileri arasında Emre Belözoğlu vardı.

Hiçbir maç hakemin bitiş düdüğünden önce bitmiyor. Galatasaray kaçırdıklarının bedelini ödedi. Trabzonspor uzatmada Jarkov ile altın golü bularak bir puanla yetindi.