YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...



  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

'Taşkent-Lima Şiir Hattı'nda

Bu hafta, Kültür A.Ş. ve E dergisinin organizasyonuyla 28-30 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen "Taşkent-Lima Şiir Hattı" adlı kültürel faaliyet esnasında seslendirdiğim sempozyum metnini, Yeni Şafak okuyucularıyla da paylaşmak arzusu duydum. Umarım, söz konusu organizasyonun bağlamı hususunda bir fikir verecektir.

"Bugün burada, insanoğlunun sanatsal yaratı faaliyetlerinin en muhkem alanlarından biri ve aynı zamanda sahihlik zemini ve değeri hayli derin köklere sahip olan 'şiir' adına biraraya gelmiş bulunuyoruz. Heidegger'vârî bir aforizmayı işin işine katacak olursak; şiir, bizim ortaklaşa kullandığımız 'ev'imizdir, diyebiliriz. Taşkent'ten Lima'ya, söz konusu bu ortak ev hassasiyetini paylaşan/ileten ve bu hassasiyet bağlamında insanlığın his ve tecrübelerini birer şiir adasına dönüştüren şair dostlarla, dünden bugüne dünya şiirinin en kadim merkezlerinin başta geleni İstanbul'da buluşmanın ayrı bir anlam ve heyecanı var benim için. İster Türkçe, ister İspanyolca olsun; hayatını, şiirin çekim alanına açarak/kaptırarak 'eser veren' ve böylelikle belki de dünyanın en esrârengiz ve kutsal fiilini gerçekleştiren insanlarla bir ve beraber olmaktan mutluyum ayrıca..

Hiç kuşkusuz, 'şiir', insanlığın en kalıcı mîraslarından olması itibariyle, biz şairlere hem bugünler hem de yarınlar adına önemli görev ve sorumluluklar yüklüyor. Dünyayı/eşyayı daha derinliğine kavramak, insanı/hayatı künhüyle anlamak/anlamlandırmak ve Heidegger'in vurguladığı gibi "Varolanın gizlilikten kurtulması" demek olan "Hakikat"i sanat eserinin (şiirin) ana ekseni kılmak borcumuzu, inkâr edemeyiz. Zira, ontolojik duruşumuzun sağlamasını yerine getirmenin yegâne imkânlarındandır 'şiir'.. Şiir, bu gücünü, insan varoluşunun kendini ifade etme/edebilme motivasyonunu elinde tuttuğu müddetçe, daha da arttıracaktır. Sahici olanı arama/bulma kaygusunun ortak paydasında, şairiyle ve okuyucusuyla söz konusu manevî iklim, her geçen gün biraz daha yeşerecektir. Bundan hiç kuşku duymuyorum..

Bugün, dünyanın tüm insanları gibi bizler de 'Globalleşme'-'Küreselleşme' dayatması/tehdidi altında yaşıyoruz. Kapitalist-emperyalist hakim görüş ve uygulamaların son versiyonu olan globalleşme-küreselleşme furyası, giderek, insanların tek merkezden sevk ve idaresini, bunun için de tektipleşmesini, dolayısıyla insanın monist bir çizginin nesnesi hâline gelmesini öngörüyor. Diğer taraftan, ulusal dil ve kimlikleri açıkça asimile etmeğe yöneliyor. İletişim teknolojisinin âdeta gönüllü kölesi kılınmak istenen insan teki, korkunç bir aymazlıkla Batılı değerlere mahkûm bir konuma sürükleniyor. Bu arada, Batılı güçlerin son yüzyılda iyice parlatılan jargonundaki kimi büyülü kavramları olan "İnsan hakları ve temel özgürlükler", "Kendi geleceğini belirleme hakkı", "Yaşama hakkı" vbg. sözde ideallerin nasıl iğdiş edilerek çifte standartlarla akim kaldığını hep birlikte görüyoruz. İşte, dün; Domuzlar Körfezi çıkartması, Fakland Adaları baskını, Bosna-Hersek trajedisi ve bugün Çeçenistan'ın işgali... Dünyayı tek kutuplu, tek merkezli ve salt Batılı değer ve anlayışlarla tahakküm altına almak istemenin bariz örneklerinden bazıları..

Tüm bunlar olurken, yani Batılı-monist hakim çizgi kapitalist-emperyalist bir dünya hayâliyle askerî/ekonomik güç denemelerine hız verirken; öte yanda, örneğin BM Nüfus Fonu'nun son yaptığı açıklamalara göre, çoğu öldürülme nedeniyle her yıl dünyada 60 milyon kız çocuğu kayboluyor! Batılı sözüm ona gelişmiş ülkelerle gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkeler arasındaki gerek kaynakların paylaşım ve kullanımı, gerek gelir dağılımı ve bölüşümü, gerekse genel yaşama standardı açısından varolan uçurum, gitgide daha inanılmaz ve katlanılamaz boyutlara ulaşıyor.. Kısaca söylemek gerekirse, Batılı hakim sınıflarla diğer sınıflar, 'Kuzey-güney' ekseni bağlamında adı konulmamış, müthiş bir savaşın tarafı durumundalar günümüzde..

Esasen, olay ve olgulara biraz daha soğuk kanlı bir bakış açısıyla yaklaştığımızda, ortada duran tabloyu okumamız hayli kolay olabilecektir: Bu tablo, Batı medeniyetinin krizidir! İleri teknolojinin, endüstrileşmenin ve ekonomik/askerî gücün üstündeki perdeyi kaldırdığımızda, Batılı insanın tarihinin belki de en ağır ahlâkî/manevî yozlaşma ve bunalımını yaşadığını göreceğiz. Söz konusu krizin temel sebebiyse, "Materyalist" algılama, kavrama ve yaşama biçimlerinin boyunduruğuna esir olmaktır. Bütünüyle materyalize olarak ruhsal-mistik yeti ve gücünü yitirmiş bir toplumdan şiirsel verimlilik beklemek ise, nafile bir çabadır. Dolayısıyla, dünya kavrayışı ve hayat algısı sadece materyalist donelerle kuşatılmış bir Kuzey Amerika ve kıta Avrupası'nda şiirin yaşayan bir anlam alanı olmaktan çıkışı bu yüzden, diye düşünüyorum. Belki, bu son yargımı hafifletmenin bir yolu şu olabilir: Büyük ve köklü krizler karşısında, toplumu uyaracak/uyandıracak en nitelikli şans, o dilin asıl sahipleridir, şairlerdir! Bildiğim kadarıyla, Batı, hâli hazırda, bu şanstan da yoksun görünüyor..

Yine de, tümüyle şanssız sayılmazlar: Pek âlâ, Türkçe ve İspanyolca ya da Arapça-Farsça-Urduca veya Afrika dillerinde eser veren, şiirin o zarif burçlarını yoklayan şairlerin eserlerini kendi dillerine tercüme edebilirler. Her ne kadar, şiir, asıl dilinden bir başka dile aktarıldığında büyülü atmosferinden çok şeyler kaybedecekse de, hiç olmazsa, farklı, yeni ve yenileyici bir algının kapıları aralanabilir belki..

Öte yandan, benzeri bir alış-verişi bizler de kendi aramızda yapabilmeliyiz değil mi? Dillerimizin verimlerini tanımalı, karşılıklı olarak tanıtmalıyız.. Bu yıl ilki gerçekleşen Taşkent-Lima Şiir Hattı'nın "İstanbul buluşması", umarım bu hususta iyi bir vesile olur, faydadan uzak kalmaz.. Ben diyorum ki; yalnız şiirsel verimlilik değil, tüm bir kültürel vaha, karşılıklı olarak birbirine açılmalı, bunun varolan imkânları sonuna kadar kullanılmalıdır..."


2.EKİM.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...