YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Ecevit 12 Eylül'ü hatırlıyor mu?

Dün takvimler yine 12 Eylül'ü gösterdi ve çoğumuz bu tarihin yirmi yıl önce gerçekleştirilen bir darbenin yirminci yaşına ulaşmış olduğuyla ilgilenmedik bile.

Televizyonlar özel programlar yapmasalar, gazeteler hüzünlü darbe dizileri hazırlamasalar belki de farkına bile varmayacağız.

Darbeyi yapan aktörlerden hiçbiri geçen bu zaman içinde sahnede kalmayı başaramadı. Kenan Evren güneyde resim yapıyor; diğer paşaların isimlerini bile hatırlayan yok!

Ama darbenin mağdurları siyaset gündemindeki yerlerini hâlâ belli ölçülerde koruyorlar.

İlk bakışta insanı demokrasinin zaferi gibi kolaycı varış noktalarına sürükleyen bu tablo, yakından bakıldığında parlaklığından çok şey kaybediyor ne yazık ki!

12 Eylül mağduru siyasi liderlerden Süleyman Demirel yeniden iktidar olmayı başardı. Başbakanlığının ardından Çankaya Köşkü'ne de çıktı. Şimdi emekli!.. Popülaritesi azalmış eski popçular gibi gündemde kalmanın çarelerini arıyor. Özellikle 90'lı yıllar boyunca gösterdiği iktidar performansı, demokratik kriterler hesaba katıldığında kendisini mağduriyetine dened olan paşalardan çok da farklı kılmıyor. Ardında Süleyman Demirel mağduru bir demokrasi bırakıyor.

Mağdurlardan bir diğeri Necmettin Erbakan, şu anda 12 Eylül'deki durumundan daha iyi bir durumda değil!.. Yine siyaset yasağı var, yine konuşamıyor! Kısa bir başbakanlık tecrübesinin ardından siyasetin dışına itildi. İşin acıklı tarafı, ona reva görülen bu demokratik ayıbın sahibi, iktidarı paylaşmış bulunan eski kader arkadaşları, 12 Eylül mağdurlarıydı.

Alparslan Türkeş artık yaşamıyor. 12 Eylül'den sonra siyasi bir başarıya imza atamadan dünyadan ayrıldı. Partisi şu anda 312. maddeyi geri getirmek, Erbakan'ı bölücülük suçundan idam ettirmek gibi işlerle meşgul!..

Bu liderler içinde 12 Eylül dönemini en dramatik biçimde yaşadığını düşündüğüm isim olan Bülent Ecevit ise bugün Başbakan. Uzun yıllar sonra yeniden bir sandık başarısı yaşadı. Ancak 12 Eylül öncesinin Karaoğlan'ından ve 12 Eylül sonrasının yalnız cengaverinden geriye maalesef pek fazla bir şey kalmadı. O artık 28 Şubat'ın icraat hükümetine başkanlık yapıyor. Devletin memurlarını doğru dürüst tanımı bile yapılamamış suçlardan mahkum ediyor. Başkalarının ağzıyla konuşmayı rahatlıkla içine sindirebiliyor. İnsan hakları ihlalleri ile ilgili hiçbir somut tedbir almıyor. Devletin içine çöreklenmiş çeteler aklanırken kılını bile kıpırdatmıyor. Siyasi rakipleri tuhaf gerekçelerle siyasetin dışına itilirken sessizce seyrediyor. O artık beyaz güvercininin yüzüne bile bakamıyor!

Tam yirmi yıl geçti aradan. Müdahaleler gündemimiz 12 Eylül'ü aratmayacak yoğunluktaydı bu süre içinde. Çoğumuz 12 Eylül'den geriye hiçbir şey kalmadığına inanmaya başladık. Ancak ben kendi adıma bu geçen yirmi yılın ardından o dönemin aktörlerine baktığımda 12 Eylül'ün siyasetin değerler sistemini nasıl târumar ettiğini görebiliyorum.

Umarım birgün kendileri de görebilirler!


13 EYLÜL 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...