YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Osmanlı'yı atlayarak yürümek!

Yerli ve özellikle de yabancı bütün büyük tarihçilerin üzerinde ittifak ettikleri trajik bir gerçek var: Türkiye kadar kendisine, kendi dinamiklerine, dünya tarihine damgasını vurmuş devasa ve zengin deneyimlerine kayıtsız kalan, sırtını dönen; tarih yapan iradesini, ruhunu, "tarihi yönü"nü değiştiren, sonra da bir yön bulamayan ve bu nedenle de kendisiyle, kendi dinamikleriyle kavgaya tutuşan başka bir ülke yok yeryüzünde!

Osmanlı 20. yüzyılın ilk çeyreğinde tarihe karıştı. Toynbee, Osmanlı'nın tarihe karışmasının pek de kendiliğinden olmadığını, "Osmanlı'nın durdurulduğunu" söyler. Gerçekten de Osmanlı resmen tarihe karışınca Osmanlı'nın temsil ettiği İslam medeniyeti de tarihten çekilmiş; İslam medeniyetinin merkezi olan Osmanlı coğrafyası Batılılar tarafından paramparça edilmiş; kaynakları ise paylaşılmıştır!

Osmanlı, çöküş anının son noktasına kadar, sürekli hayatiyet ve silkinme hamleleri yapmaktan geri durmamıştır. Osmanlı'nın son asrında yaşanan sanatsal, edebi, kültürel ve entelektüel hareketlilik ve sıçrama mecrasını yitirmeden devam ettirilebilmiş olsaydı, bugün çok farklı bir "yer"de olacaktık. Oysa Osmanlı'nın son bir asrında yaşanan canlılık, hareketlilik Cumhuriyet döneminde hiçbir zaman görülmemiştir. Dahası, Osmanlı tarihe karışırken bile, siyaseten üç kıtanın en güçlü dinamiklerinden ve aktörlerinden biridir. Varlığı bile, siyasi bir gücün ifadesidir.

Osmanlı'nın çöküşü, dünyadaki haritaların silbaştan değiştirilmesi sonucunu doğurmuştur: Öyle ki, yeni kurulan genç Türk devleti bile, varlığını, Osmanlı'yı olumsuzladığı, inkar ettiği oranda meşrulaştırabileceğini düşünmüş ve tarihi, bu toplumun yürüyüşünü tersine çevirmeye kalkışmıştır! Tabii bu bize çok pahalıya patlayacak büyük bir tarihi yanılgı ve yenilgiden başka bir şey değildir. Bunun faturasını bugün her bakımdan ağır bir şekilde ödüyoruz.

Oysa daha öncesini geçtik, modern dünya tarihinde Osmanlı'nın çağdaş'ı olan büyük milletlerin hiçbiri, imparatorluklar döneminin sona ermesiyle birlikte tıpkı bizim gibi tarihi tersine çevirme aymazlığına kalkışmadı! Evet hiçbiri! Ne Alman'ı, ne İngiliz'i, ne Fransız'ı, ne de Rusyası! Bu ülkeler, imparatorluklarını yitirdiler ama hiçbiri imparatorluk dönemlerindeki iddialarından, sözlerinden, miraslarından, misyonlarından vazgeçmediler. Çünkü böylesi bir şeyi düşünebilmek bile abestir büyük bir ülke için. O yüzden bu ülkelerin her biri, dün fiilen hakim oldukları coğrafyalarda bugün yine söz, iddia ve güç sahibidirler. Bu emperyal güçler arasında sadece Türkiye "emperyal" iddialarını, sözlerini, yani asıl gücünü bile isteye terkeden, reddeden ve üstüne üstlük bununla da övünmeye kalkışan tek ülkedir!

Yıl: 1939. Byzantium adlı dergide bile "Osmanlı'nın unutturulmaya çalışıldığı" hatırlatılır ve "Osmanlı neden unutturuluyor?" diye sorulur.

Niyazi Berkes, yine o yıllarda bir Rus aydınının kendisine şu yakıcı soruyu sorduğunu hatırlatır: "Dünyada Türk aydınları kadar kendi tarihlerine, kültürlerine ve toplumlarına yabancılaşmış başka bir ülke görmedim. Neden böylesiniz?"

Serge Latousche, 1990'larda, "Türkiye, başkası bile olamayacak kadar kendi deneyimlerine ve dinamiklerine yabancılaşmalı mıydı?" diye sorar.

Osmanlı deneyimi, sıradan bir deneyim değil. Halil İnalcık'ın dediği gibi, "Osmanlı bilinmeden dünya tarihi yazılamaz."

Osmanlı bilinmeden, Osmanlı'yı unutarak, yok sayarak Türkiye yönünü de tayin edemez, yeniden büyük bir güç de olamaz! Tam da Osmanlı'nın misyonunu üstlenmesi gerektiği bir zaman diliminde Türkiye'nin tam tersi bir yol izleyerek, kendisiyle, kendi dinamikleriyle kavga et(tiril)mesi, kendi asli ve asil dinamiklerini düşman bellemeye kalkış(tırıl)ması ne kadar acı, ne kadar düşündürücüdür!


13 EYLÜL 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Yusuf KAPLAN

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...