![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... | ||
|
|
İtirafçı bir yazar değilim
Çağdaş Amerikan edebiyatının parlak temsilcilerinden Paul Auster, yeni kitabıyla tekrar gündeme geldi. Meraklıları için, yazarın çeşitli yerlerde yayınlanmış röportajlarından derlenmiş bir söyleşi sunuyoruz.
Kitaplarında genellikle kendini konu edindiğini belirten yazar, "Ancak ben itirafçı bir yazar değilim. Kendi özel hayatımı dünyaya sunmakla hiç ilgilenmiyorum" diyor. Romanlarınızda kendinize gizli göndermeler bulunmasına rağmen, Yalnızlığın Keşfi ve yeni kitabınız Cebi Delik gerçekten otobiyografik sayılabilir. Edebiyatta "Ben" zamirini kullanmak neye benziyor? Bu benim için önemli bir soru. Birinci şahıs zamirini kullanmak benim için bir hayli zaman aldı. Yalnızlığın Keşfi, bu zorluğu gösterir. Sadece babam hakkında olan ilk bölümü, "ben" zamirini kullanarak yazdım. Ancak, kendim üzerine odaklanan ikinci bölüm için üçüncü şahıs zamirini kullandım... Ben itirafçı bir yazar değilim. Kendi özel hayatımı dünyaya sunmakla hiç ilgilenmiyorum; bende böyle bir hırs yok. Cebi Delik'te şüphesiz ki bir hayli içtenlik var ve bu kitabı yazarken işimin önemli bir bölümünü, iki ayrı tehlikeden kaçınmaya harcadım: Kendine acıma ve kendini göklere çıkarma. Yine de tam bir biyografi değildir bu kitap. Belirtmeliyim ki her şeyden çok para hakkında bir kitaptır o... Para sizin için ne ifade ediyor? On ya da yirmi yıl önce bu konuda bir şey yazmak istedim. "İsteme Üzerine" adlı küçük bir makale bile düşündüm. İki yıl kadar önce, Smoke ile Blue in the Face'i bitirdiğimde, nihayette bunu yazmaya zorunlu hissettim kendimi. Ancak bana öyle geldi ki hiç kimse kapitalizmi analiz eden başka bir kitaba ihtiyaç duymuyor, en azından benim yazdığım bir analize. Böylece belirli bir açıdan aynı amacı ifa eden bu otobiyografik ve bir hayli kişisel kitaba soyundum. Bu kitap, paranın, herşeyi ölçmede tek ölçüt olduğu zaman ne gibi huzursuzluklara yol açtığı hakkındadır. En azından ABD'de para böyle bir huzursuzluğa yol açmaktadır. Sanat ve kültür gazeteciliği bile para hakkındadır. Ciddi bir ilişkide olduğunuz bir tür var: Amerikan polisiye romanları. New York Üçlemesi'ni bitirdiğinizde, birçok eleştirmen sizi bu gelenekle ilişkilendirdi; ancak siz polisiyelerden etkilendiğinizi reddettiniz. Ama şimdi Köşeye Kıstırılmak ortaya çıktı ki bu gerçekten bir polisiye. Nedir bu durum? 20 yıl kadar önce, polisiyelerden çok hoşlanırdım. Fakat sonra ilgim kayboldu. Köşeye Kıstırılmak o döneme aittir. Kendine özgü bir biçimde yazdığım bir kitaptır o. Bir türün taklididir ve iyi bir taklittir. Ancak bir taklit olduğundan fazla bir önem taşımaz. Bu nedenle onu Paul Benjamin adıyla yayınladım. Şöyle de denebilir: Yazarken kendimin ancak üçte ikisini kullandığım bir kitaptı o. Ve bu benim için bir sır oldu. Yaptığım hiçbir söyleşide onun adını zikretmedim. Sanırım bunu ifşa etmenin şimdi tam sırası. Şimdi hangi türle ilgileniyorsunuz? Tarih, siyaset ve bilim hakkında kitaplar okuyorum. Roman hakkında her şeyi de. Okuduğum romanlar arkadaşlarımın ve bunları, onlarla ilişkide olmak için okuyorum. Birçok kişi sizin bir kült yazar olduğunuzu düşünüyor? Kült? Ne demek bu? Sanki kötülük habercisi bir şey gibi görünüyor...
KÜLTÜR SERVİSİ
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|