YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

  Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Bir işte kırk yıl

Osmanlı Devleti'nin güçlü olduğu dönemlerde bir kişi Saraybosna'da doğar, Medine'de eğitimini tamamlar, İstanbul'da da iş bulup çalışabilirdi.

O dönemin insanının coğrafyası gibi, düşünce dünyası da zengindi. Türk toplumu sürekli hareket halindeydi. Osmanlı'nın dinamizmi, bu hareket kabiliyetinin büyüklüğünden kaynaklanıyordu.

Özal'ın özgürlüklerin yolunu açan politikalarıyla Anadolu insanı, Osmanlı dönemindeki zengin coğrafyaya yeniden açıldı. Dış ticaret hacminin seksenli yıllarda geçmişte görülmedik bir biçimde artması, toplumun eski dinamizmine kavuşmasından kaynaklanır.

Amerikalı ünlü yönetim ustası Tom Peters geçen hafta İstanbul'da bir konuşma yaptı. Amerikan hükümetinden büyük şirketlere kadar değişik kurumlara danışmanlık yapan Peters, bizde Robert Waterman ile birlikte yazdığı "Mükemmeli Arayış" isimli kitabıyla tanınıyor.

"Öğrenen" şirketlerin, "unutan" şirketlere dönüşmesi gerektiğini söyleyen Peters'in "Liberation Management", "The Cirele of Innovation", "Thriving on Chaos" ve "The Pursuit of Wow" gibi, Türkçe'ye çevrilmemiş kitapları var.

Peters konuşmasında kırk yıl aynı işte çalışan babasıyla kendisini karşılaştırmış. Babası kırk yıl aynı şirketin, aynı binasında hiç yer değiştirmeden çalışmış. Kendisi ise, çok değişik kurumlarda farklı işler yapmış.

Bir iş yerinde uzun süre kalma, çalışanların kendilerini geliştirmelerini büyük ölçüde önler. Çünkü çevre ve iş değişmediği için çalışanlar, başka iş yerlerindeki gelişmeleri izleyemezler.

Bir insanın, bir şehirde, bir iş yerinde, uzun yıllar çalışması, onun birikimini zenginleştirmekten daha çok yoksullaştırır. Zaten hangi iş olursa olsun, bir süre sonra belirli bir sürece dönüşerek, özgün olma özelliğini büyük ölçüde yitirir.

Eskiden bir kişiyi işe alırken, öncelikle çok iş değiştirip değiştirmediğine bakılırdı. Eğer çok iş değiştirmişse, sabırsız ve geçimsiz olabileceği düşünülürdü. Bir insan, her yıl bir iş değiştirmişse, bu, onun kararsız biri olduğunu gösterirdi.

Son yıllarda bu görüş köklü bir biçimde değişti.

Bir kişi çok farklı yerlerde çalışmışsa, bu, herşeyden önce, onun zengin bir birikime sahip olduğunu gösterir. Çok işyeri, çok tecrübe, geniş bir çevre, farklı şirket kültürleriyle içiçe olma anlamına geliyor.

Günümüzde ekonomi ya da politika alanında başarılı olabilmenin yolu, Peters'in vurguladığı gibi, dünyayı büyük bir "çarşı" kendini ve kurumunu dünya çapında bir "marka" yapabilmekten geçiyor.

Çarşının yolunu genişletenler, çalışanlarına önem verme yanında, gerek alıcı gerekse satıcı olarak, çevrelerine güven verenler olacak.

Kurum ve kuruluşlar, kusursuz bir hizmet vermek için, birer araçtırlar. Amaç ise, herkes için, dünyayı hem yaşanır, hem de anlamlı kılmaktır.

Kültürsüz kurum ve kuruluş, kurum ve kuruluşsuz kültür olmaz.


6 HAZİRAN 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Nazif Gürdoğan

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...