YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

'İkincil Güçler'in meydan okuyuşu

İsrail'in Filistin'e yönelik ikinci ayına giren saldırıları, yeniden başlayan intifada süreci, Arap kamuoyunda kendi yönetimlerine karşı büyüyen öfke, barış sürecinin uzunca bir süre tekrar gündeme gelme şansının kalmaması, Barak hükümetinin ırkçı kesimlerle olağanüstü durum hükümeti kurma çalışmaları ve hayatını kaybeden Filistinli sayısının iki yüzü geçmesi bütün dünyanın dikkatlerini Ortadoğu'ya yoğunlaştırırken, Türkiye'yi de çok yakından ilgilendiren bazı gelişmeler gözden kaçıyor.

Paris'te yapılan iki günlük AB-Rusya ve Fransa-Rusya zirvesi, gerek AB'nin Rusya ile 'stratejik ilişkiler' kurma projesi, gerekse ABD'nin tek kutuplu dünya hakimiyetine karşı etkin bir muhalefet sergileyen Fransız dış politikasının önceliklerini göstermesi açısından çok önemli. Zirve Türkiye'nin Kafkaslar ve Orta Asya'ya yönelik politikalarına da uzun vadede ciddi zarar verebilecek bir içeriğe sahip.

Rusya Avrupa'ya bağlanıyor

Rusya'nın 'Avrupalı lider'i Vladimir Putin'in Rusya-AB yakınlaşmasına verdiği önem bilinmektedir. Paris'teki zirve bu alanda atılmış en ciddi adımların ilkini oluşturuyor. Ortadoğu, Kafkaslar ve Orta Asya'daki etkinlik yarışını ABD'ye kaptıran Avrupa ise, 21. yüzyıla dönük açılımını Orta Asya'dan değil bizzat Rusya'dan başlatıyor.

Özellikle Rusya'nın sahip olduğu enerji kaynakları üzerine milyarlarca dolarlık yatırım projeleri hazırlayan AB, Avrupa'nın enerji ihtiyacını Batı ve Doğu Sibirya kaynaklarını faaliyete geçirerek karşılamayı, bu arada Rusya ile de ABD'nin hiç hoşuna gitmeyecek 'stratejik birlik' oluşturmayı planlıyor.

Yeni enerji projeleri Rusya topraklarından doğrudan Avrupa'ya ulaşacak. Böylece Türkiye'nin de içinde bulunduğu ABD Bloku'nun Hazar petrol ve doğal gaz güzergahları ile tercihini ABD'den yana koyan Ukrayna ve Türkiye gibi bölge ülkeleri by-pass edilecek. Rusya ile Çin arasındaki yakın ilişkiler Rusya'dan Avrupa'ya uzanan bu hattın ayrıca Rusya'dan Çin'e, Hint Okyanusu'na kadar uzamasına da imkan tanıyacak. Yani ABD'nin, dolayısıyla Türkiye'nin Orta Asya'daki etkisi büyük oranda kırılacak, enerji tekeli ABD'nin kontrolünden çıkarılacak.

AB-Rusya yakınlaşması ve yeni enerji hattı, OPEC ülkelerini de yakından ilgilendiriyor. Bazı kaynaklar OPEC ülkelerinin bu projeyi hiç değilse zayıflatmak için yakın zamanda petrol fiyatlarında önemli indirimlere gidebileceğine işaret ediyorlar.

Fransa Türkiye'yi de peşinde sürüklüyor

Hem Rusya, hem de zirveye ev sahipliği yapan Fransa, yeni dünya sistemine karşı manevra alanları oluşturmak için yoğun çaba harcayan ülkelerden. Özellikle Fransa bu yönde uyguladığı özgün dış politikasıyla Almanya, Çin, Japonya hatta Türkiye ve Hindistan'a yol gösterici bir pozisyonda.

Türkiye bu yeni sürecin farkında. Her ne kadar ABD ekseninde yer alsa da, kendine manevra alanları açmak için dış politikasında bazı 'sapmaları' hissettiriyor. Türkiye'nin Rusya ve Çin ile oldukça pahalıya mal olan uzun vadeli ilişkiler kurma çabaları, Ortadoğu'da ABD-İsrail'e endeksli politikasındaki gel-gitler, özellikle Suriye, Irak ve Filistin'e yönelik son zamanlarda attığı ciddi adımlar, Fransa, Rusya, Çin, Almanya ve Hindistan gibi 'ikincil güçler' (secondary powers) arasında sayılan Türkiye'nin 'büyük güç' olma hevesinden uzak durmadığının birer göstergesi.

Paris'teki AB-Rusya zirvesi bir çok alanda en az ABD kadar Türkiye'yi de etkileyecek. Türkiye'nin Doğu'ya yönelik stratejileri, enerji savaşı, ABD-İsrail eksenindeki konumu, AB ile ilişkileri, Rusya ve Çin'e yönelik yakınlaşma çabaları, AB-Rusya 'stratejik birliği' kurulması halinde derinden etkilenecek. Ancak en önemlisi Türkiye'nin ABD, AB ve bölge ülkeleriyle ilişkilerinde kendini hissettirecek. Fransa örneğine imrenerek bakan ve Fransız dış politikasını bir çok alanda örnek alan Türkiye, ABD güdümündeki 'bölgesel etkin devlet' konumundan başlı başına bölgesel/büyük güç olmaya doğru evrilecek mi?

Türkiye bunu hiç de yabana atmıyor hatta bir çok alanlarda açıkça ortaya koyuyor. Rusya, Çin, Suriye, Irak hatta İran'la ilişkiler bunlara örnek verilebilir. Paris'teki zirvenin başarılı olması ve sonrasının gelmesi Türk dış politikası üzerinde derin izler bırakacak.


28 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İbrahim Karagül

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...