YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Kültür

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 


Türk medyasının insan haklarına bakışı masaya yatırıldı

Medyamız özgür değil

Ünlü yazar Cengiz Aytmatov'un onur konuğu olarak katıldığı Feshane Kitap Fuarı, çeşitli etkinliklerle sona erdi. Fuar kapsamında Birey Yayıncılık tarafından düzenlenen "İnsan Hakları ve Medya" konulu panelde, medyanın insan haklarına bakışı, hem ülkemizden, hem de dışardan örneklerle masaya yatırıldı. Kürşat Bumin, Yusuf Kaplan, Edibe Sözen ve Abdurrahman Dilipak'ın konuşmacı olarak katıldığı paneli gazeteci-yazar Mehmet Emin Kazcı yönetti.

Türk medyası, özerk değil

Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden gazeteci-yazar Kürşat Bumin, Türk medyasının özerk ve özgür olmadığını ve bu nedenle de kendine özgü bir tarihi, popüler hafızası olmadığını söyledi. Bumin konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ülkemizde basın özgür ve özerk olmadığı için, gazeteler ve televizyonlarda objektif habere rastlayabilmek pek kolay olmuyor. Medya-mafya-siyaset-çete ilişkilerinin yön verdiği, medyanın halkın sorunlarıyla hiç mi hiç ilgilenmediği bir ortamda gazetelerin tirajının üç milyonu bulması bile şaşırtıcıdır. Okuyucu seçmeci, dikkatli olmayı başardığı ölçüde medyayı terbiye etmesini de başaracaktır."

Panelde konuşan gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak da medyanın insan hakları sınavında başarısız olduğunu söyledi: "Türkiye'de her medya grubu kendi at gözlüğü ile olaylara bakıyor. Bu yanlış bir şeydir. Medyanın doğasına ve asli işlevine aykırı bir tutumdur. Medya her ne suretle olursa olsun haksızlıklara karşı asla susmamalı, sessiz kalmamalıdır. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır."

Konuya farklı bir açıdan yaklaşan İ. Ü. İletişim Fakültesi profesörü Edibe Sözen, insan haklarının bir masal olduğunu söyledi. Sözen; "İnsan hakları geçmişte kaldı. Çağdaş dünyada insan hakları bir masal haline geldi. Çünkü hak dağıtanlar ve hak alanlar diye bir ayırımın olduğu bir dünyada insan haklarının varolabileceğinden sözedebilmek hem zordur, hem de gülünçtür. Bizim medyadan isteyebileceğimiz şey, bizi olan bitenler konusunda yanıltmaması, doğru bilgilendirmesidir. Bu nedenle biz insan haklarını medyadan istemekle yanlış yapıyoruz" dedi.

Kaos ve şiddetin merkezi

Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden Yusuf Kaplan ise "Medya, doğası ve dili gereği, kaos ve söylemsel şiddet üretiyor" dedi. Medyanın gücünden mi, yoksa gücün medyasından mı sözetmek gerektiği sorusunun gözardı edilemeyecek bir soru olduğunu belirten Kaplan şunları söyledi: "İletişimbilimciler, haberi, "haber, halktır" diye tanımlarlar. Bugün tüm dünyanın kullandığı modern medyaların anavatanı olan Batı'da medya, devletle, yani iktidar aygıtlarıyla halk arasında, halkın sorunlarını yansıtmak için icat edilen bir vasıta olarak doğmuştur. O yüzden Batı'da medya genel anlamda demokrasinin, halkın sorunlarının, taleplerinin yansıdığı bir vasat oluşturan bir vasıtadır. Dolayısıyla Batı'da medyanın halk lehine bir gücü olduğundan sözedilebilir. Ama Batı-dışı toplumlarda medyanın gücünden değil, gücün medyasından sözetmek durumunda kalmaktayız."

 


Kağıda basmak için tıklayın.

 

 

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...