YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

AB üstüne iki soru

Avrupa Birliği'ne katılım sürecinde Türkiye için bir tür "akıl defteri" işlevi görmesi beklenen "Katılım Ortaklığı Belgesi" üzerinde daha çok tartışma yapılacak. Beğenmediğimiz her uygulamayı yakışıksız bulduğumuz her "duruş"u mahkum edecek sihirli formul elimizde artık.

AB ile Türkiye ilişkileri görünürde "geri dönülmez" bir noktaya gelmiş olsa da, bir zamanlar "karşı oldukları" söylenen siyasi grupların da dahil olduğu geniş bir konsensüsden bahsediliyor olsa da bu konuda "siyasi irade"nin gerçekten Avrupa Birliği'ne tam üyelikten yana olduğunda ciddi kuşkular var. Avrupalıların bir müddet sonra dönüp "siz gerçekten üye olmak istiyor musunuz?" türünden bir soruya muhatap olmak kaçınılmaz görünüyor. Oysa düne kadar "bizi gerçekten istiyor musunuz?" sorusunu soran Türkiye idi.

Varolduğu söylenen ya da oluşturulan "konsensüs"e rağmen hala "siyasi irade" ile "siyasilerin görüşleri" gibi ikilemin varlığı bile Türkiye'nin üyelik sürecinin temelde "siyasal kültür" sorunu olduğunu ortaya koyuyor. Sonuçta, AB taraftarı olanlarla taraftarmış rolü oynayanların, kendilerine taraftar olmaları telkin edilen ve bu yüzden kafası hayli karışık hale getirilen kesimlerin yüzleşmekten korktukları temel soru şu: AB'ye girmekle kazanılacağı varsayılan siyasal, sosyal ve kültürel normları üretecek siyasal kültür Türkiye'de mevcut mudur?

Avrupa Birliği'ne girip girmemeyi dert edinen herkes öncelikle bu sorunun cevabı üzerine kafa yormak zorunda. Siyasal kültürü de şekillendiren siyasal irade denilen belirleyici çekim gücünden böylesi sonuç istihsal etmek zor görünüyor. AB dışında kendi varoluş alanı içinde özgün bir siyasal kültür oluşturma iddiası ile AB'ye çekince koyanlar siyasal irade ile siyasal kültür arasındaki çelişkiyi çözmedikce "katılım ortaklığı" dışında bir referans üretmeleri, en azından seslerini duyurmaları zor görünüyor.

Yine, AB bağlamında sorulması gereken bir soru daha var: Avrupa Birliği, Türkiye'yi içine sindirecek bir siyasal kültüre (siz buna siyasal, toplumsal olgunluk da diyebilirsiniz) ulaşmış mıdır?

Avrupa Birliği üyelerinin resmi açıklamalarındaki romantik görüşbirliğine rağmen "derin irade"nin Türkiye'yi kabul edecek kadar tarihi bağlamdan koparak değerlendirme yaptığından emin olmak için elimizde çok az gösterge var. AB'de siyasi iradeyi belirleyen "derin irade" Türkiye konusunda iç barışıklığa, çoğulcu kültüre ulaştığından Türkiye'de yaşayanlar kadar Avrupalılar da emin görünmüyor.

Hem Türkiye'ye, hem Avrupa Birliği'ne yönelik iki soru bazılarına çok önyargılı gelse de iki taraf için ilişkileri belirleyen dipten gelen bir "kuşku dalgası" varolmayı sürdürecek.


9 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Akif Emre

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...