YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

 

 

İzmirli işadamları efelik etmişler!..

Türkiye'nin işadamları da, açıkçası şaşırtıcı tutarlılıklar sergiliyor..

Sabah gazetesine göre Dinç Bilgin'e "Ege'den büyük destek" gelmiş.. Onbir işadamı kuruluşu, "Dinç Bilgin, Etibank'a devlet el koyduktan sonra bankayı boşaltmadı" diye, teşekkür ve destek bildirisi yayınlamışlar..

"KİPA" ve ENDA" Enerji Başkanı Şinasi Ertan, desteği daha ileri götürmüş..

-Dinç Bilgin'in Türk ekonomisi ve medyasına yaptığı katkı ortadadır, demiş Şinasi Ertan..

Dinç Bilgin'in Türk ekonomisine yaptığı katkıyı, elbet işadamları ve "KİPA" ile "ENDA"nın yöneticileri, bizden daha iyi bilir.

Ama Dinç Bilgin'in "Türk medyasına yaptığı katkı"yı, basın mesleğinin mensupları bile, henüz tartışıyor..

Örneğin "Andıç" gereği, Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand'ın, "Sabah"ın manşetinden hedef gösterilmeleri ve Birand'ın susturulması, "medyaya yapılmış bir katkı" gibi pek görünmüyor.

Hele şu son günlerde, Cengiz Çandar'ın "Sabah" üst-yönetimi tarafından hem sansürlenmesi ve hem de kendi sütununda jurnallenmesi, bazılarına göre "negatif bir katkı" gibi algılanıyor..

"Türkiye Gazeteciler Cemiyeti"nin önceki gün yayınlanan bildirisinde, Dinç Bilgin'in Türk medyasına yaptığı son katkı, şöyle değerlendiriliyordu..

-Yayınlanmayan bir yazının konusunu kamuoyuna sübjektif biçimde açıklamak ve yazarı o konunun muhataplarına karşı hedef haline getirmek, basın geleneği ve meslek ilkeleriyle bağdaşmayan, yanlış bir uygulamadır.

Egeli işadamları, Dinç Bilgin'in medyaya ve ekonomiye katkısını vurgularken, tabiî ki bu tür meslekî ayrıntılara girmek durumunda olamazlar..

Ayrıca "ekonomiye katkı" konusu da, açıkçası, fazla ince elenip, sık dokunacak bir mesele olmamalıdır..

Önemli olan "banka boşaltmak", "yasaları çiğnemek" falan değildir galiba..

Önemli olan "rejimi yılmadan savunmak"tır.

İzmirli işadamlarının onbir kuruluşu da böyle düşünüyor.. Şöyle diyorlar:

-Sahibi olduğu kuruluşlarda cumhuriyeti, demokrasiyi, parlamenter rejimi hiç yılmadan savunmuş, Atatürk ilkelerini her vesile ile, ticarileştirmeden savunagelmiştir..

Açıkçası, biz de Murat Demirel ve Hayyam Garipoğlu hakkında böyle düşünüyoruz..

Murat Demirel'in, şeriat rejimi istediğine dair hiçbir bulgu yok elimizde..

Hayyam Garipoğlu'nun da, cumhuriyete, demokrasiye ve parlamenter rejime karşı bir tutum içinde bulunduğunu, hiç düşünmüyoruz..

Daha da ötesi, İnter-bank'ı boşaltan Cavit Çağlar, "rejim"e bağlılık yemini etmiş bir parlamenter ve eski bir bakandı..

İzmirli işadamlarının üzerinde durduğu, "Atatürk ilkelerini ticarileştirmeden savunmak" meselesi de bu açıdan ele alınabilir..

Eğer "28 Şubat post-modern müdahalesi" sürecinde, siz, "laikliği savunuyorum" diyerek, "Andıç"ları manşetlerinize taşır ve karşılığında devletten banka, kredi falan alırsanız, bu biraz, "Atatürk ilkelerini ticarileştirmek" olmaz mı?

Biliyoruz ki Atatürk ilkelerini savunanlardan bazıları "durumdan vazife", bazıları da "durumdan banka boşaltmak" çıkardı..

Durumdan vazife çıkartanlardan bazıları da, emekli olur olmaz, durumdan banka boşaltma çıkartanların yönetim kurullarına katıldılar..

Neyse.. İzmirli işadamları, Dinç Bilgin'e destek vererek, efelik etmişler.. Hep birlikte Çakıcı'nın türküsünü de söyleseler bari.. "İzmir'in kavakları.. Dökülür yaprakları.. Bize de derler Çakıcı.. Yakarız konakları."

ŞAKA

Bravo Dinç Bilgin!..

Egeli işadamları, Dinç Bilgin için bildiri yayınlamış.. Şöyle deniliyor özetle:

-Önemli olan husus, Sayın Dinç Bilgin'in devlete ve yasalara karşı saygısı ve uzlaşmacı tutumudur. Devletin bankaya el koymasından sonra bankayı boşaltmış, kredi borcunu kabul etmiş, bir ödeme planı sunarak dürüst bir tüccardan beklenen her türlü yaklaşımı göstermiştir..

Biz de, "devletin el koymasından sonra bankayı boşaltmayan" ve "yasalara karşı uzlaşmacı" tutum göstermek alçak-gönüllülüğünü gösteren Bilgin'i, kutluyoruz..

TEBESSÜM

Kıssalar ve hisseler...

Afrika'da avlanmaya giden iki beyaz-adamı, yamyamlar yakalamış.. İkisini de bir kazanın içine koymuşlar.. Su dolu kazanın altını yakmışlar..

Kazandaki sular fokur fokur kaynamaya başlarken, pişirilen beyaz avcılardan biri, kıkır-kıkır gülüyormuş..

Öbür avcı, gülen avcıya sormuş..

-Aptal mısın? Ölümün eşiğindeyiz, sen hala gülüyorsun!..

Gülen avcı, alçak sesle cevap vermiş:

-Aman duymasınlar.. Bu aptal vahşilerin yemeğinin içine işedim..

KISSADAN HİSSE- Hayatta birilerine kazık atmaktan başka hiçbirşey düşünmeyenler, bazan pişirilmekte olduklarının da farkına varmayabilir.

Ağır hasta bir adam, doktoruna çıkışmış:

-Doktor! Hem bir ay ömrümün kaldığını söylüyorsunuz, hem de, bir ay içinde ödemem mümkün olmayan bir tedavi faturası ile borçlandırıyorsunuz beni!..

Doktor hastanın yakınmasını dinlemiş.

Sonra cevap vermiş:

-Eğer bir ödeme planı yaparsanız, altı ay daha yaşamanız mümkün olabilir..

KISSADAN HİSSE- Hayatını ödeme planına bağlayarak uzatmayı uman hastaları, doktorlar değil, banka murakıpları tedavi edebilir..


9 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet BARLAS

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...