YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Dizi

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...


  Arşivden Arama

 


- 3 -

 

Dünya ekonomik krizinden de etkilenen Türkiye'de para dalgalanmaları başlamış, ihracat yok denecek kadar azalmış, imar hareketleri durmuş, vergi gereğince toplanamaz olmuş, memur maaşları zamanında ödenmemeye başlamış, yoksulluk alıp yürümüştü. Bu sırada Mustafa Kemal'in aklına kurtarıcı olarak Celal Bayar'ın ismi geldi.

Bayar'ın yükselişi

Atatürk, "Artık Mustafa Şeref Bey'le çalışmak istemiyorum" deyince, İnönü hiç sevmediği Bayar'ı "İktisat Vekaleti"ne getiren kararnameyi imzalamak zorunda kaldı


Mustafa Kemal, İnönü'nün katı, otarşik, devletçi tutumuna karşı, "denge unsuru" olarak hep Fethi Okyar'ı öne sürümüştü.

Okyar, dengeli ve ılımlı bir siyasetçiydi. Henüz yerleşme sıkıntılarını atamamış rejim için "ideal" bir başbakan adayı sayılmazdı.

İlk deneyiminde başarılı olamamış, istifa etmek zorunda kalmıştı.

İkinci deneyimini "Serbest Fırka"yla yaptı.

"Serbest Fırka", Mustafa Kemal'in kafasındaki "demokratikleşme" tahayyülünün ürünü olarak doğdu. Partiyi Fethi Okyar kuracaktı.

Parti 1930 yılında kuruldu ve hızla örgütlenmeye başladı.

Başvekil İnönü'den sıtkı sıyrılmış halk için yeni kurtarıcı Fethi Bey'di.

Serbest Fırka'nın kısa sürede kazandığı popülarite ve rejim muhaliflerinin bu parti etrafında kümelenmeleri hesaba katılmayan bir gelişmeydi.

CHP'liler durumdan rahatsızdı.

"Fırka kapatılsın"

Başvekil İnönü, "Serbest Fırka"nın kapatılması için Mustafa Kemal'e telkinlerde bulunmaya başladı. Bütün iktidar hayatı boyunca "baskı"yı yönetim anlayışı olarak benimsemiş İsmet Paşa'ya göre, "çok partili parlamenter sistem" rejim muhaliflerine meşruiyet sağlamaktan öte bir işe yaramayacaktı. Dolayısıyla bu parti kapatılmalı, "serbestlik" fikri bir süre askıya alınmalıydı.

İnönü'nün beklediği fırsat "Menemen Olayı"yla ayağına geldi.

Asteğmen Kubilay, Menemen'de beş esrarkeş tarafından boğazı kesilerek öldürülmüştü. CHP'liler, "Menemen Olayı"yla "Serbest Fırka" arasında bağ kurmakta gecikmediler. "Çok partili parlamenter sistem" böyle bir şeydi işte; gericileri azdırıp devrimci subayları boğazlatıyordu, derhal "tedbir alınmalı"ydı.

Gerekli tedbir alındı ve "Serbest Fırka" kapatıldı.

Bu, Fethi Bey'in İnönü karşısındaki ikinci yenilgisiydi.

Aynı zamanda Mustafa Kemal'in yenilgisi...

Çünkü, Mustafa Kemal, cumhuriyetin ilk yıllarından başlayarak, sistemi "kendince" demokratikleştirmeye çalışmış, ancak şartları ve İnönü'yü aşamamıştı.

İlk çatışmalar

"Serbest Fırka" kapatıldıktan sonra, Mustafa Kemal'le İnönü arasındaki ilişkiler eski canlılığını kaybetti. Verileni harfiyyen uygulayan, bu konuda pek sıkıntı çıkarmayan İnönü bazen haddi aşıyor, vurması gerektiği yerde öldürüyordu. Rejime sahip çıkma konusundaki duyarlılığı da takdire şayandı, gelgelelim ülkeyi kötü yönetiyordu.

Ekonomik sıkıntı başgöstermişti.

Tarihçi İsmet Bozdağ'a göre, Atatürk-İnönü çekişmesinin temel nedeni buydu.

İşte çekişmenin zirveye ulaştığı 1932 yılında ekonomik tablo:

Dünya ekonomik krizinden de etkilenen Türkiye'de para dalgalanmaları başlamış, ihracat yok denecek kadar azalmış, imar hareketleri durmuş, vergi gereğince toplanamaz olmuş, memur maaşları zamanında ödenmemeye başlamış, yoksulluk alıp yürümüştü.

Hükümet icraatlarından elini eteğini çekmiş görünen Mustafa Kemal, hükümete yardımcı olmak amacıyla çareler arıyordu.

Sık sık kurmaylarını toplayıp soruyordu:

"- Ne yapabiliriz?"

İlk zamanlar İsmet Paşa ile birlikte benimsediği "güdümlü ekonomi" ve "devlet sanayii" fikrinden vazgeçmişti.

Bir şeyler yapmalıydı.

Yeni, yepyeni bir şeyler...

Bir yıl önce, 1931'de, bir Bakanlar Kurulu toplantısına katılmış ve durumu yoklamıştı.

Bu kadroyla "bir şey yapılamayacağını" anladığı halde bir yıl beklemişti.

"Olmuyor Şeref Bey"

Yer, Yalova.

Tarih 27 Ağustos 1932.

Mustafa Kemal ve arkadaşları Yalova'daki köşkte, sofrada oturmuş, İktisat Vekili Mustafa Şeref Bey'in ekonomik gidişat konusundaki izahatlarını dinliyorlar.

"- Olmuyor Mustafa Şeref Bey!"

Mustafa Şeref konuşmasını kesip, sıkıntıyla etrafına bakındı. Zaten konuşmuyor, meram anlatmaya çalışıyordu. İşlerin neden yolunda gitmediğini izah ediyordu.

Mustafa Kemal dayanamadı, bağırdı:

"- Ne yapıyorsunuz orada peki?"

"- Çalışıyoruz Paşam..."

"- Ama olmuyor!"

"- İzah edeyim..."

"- Etme..."

Mustafa Şeref Bey'in Atatürk tarafından haşlanması Başbakan İnönü'nün canını sıkmıştı. Bu hareketin hükümetin icraatlarına yönelik olduğunu düşünüyordu.

Ertesi gün, 28 Ağustos 1932 akşamı kendisi de Yalova'daki köşke davetliydi.

Atatürk'ün başka misafirleri de vardı.

Ama İsmet Paşa gelmedi.

Saatler geçti, yok.

Aşk-nefret ilişkisi

Mustafa Kemal, tam yaveri Salih Bozok'a dönmüş, İsmet Paşa'nın neden gelmediğini araştırmasını söylerken Paşa göründü.

Yüzü asıktı.

Sessizce sofraya oturdu.

Önce söze hiç girmedi.

Sonra da, Atatürk ne söylüyorsa tam tersini savunmaya başladı.

Ancak "aşk-nefret ilişkisi"nin tanımlayacağı bir halet içindeydi.

Sofrada "hükümet meseleleri" ikinci planda olduğu halde, İnönü söylenen her sözden, her imadan, her davranıştan alınganlık çıkarıyordu.

Gece geç saatte konuklar dağıldı.

İsmet Paşa da sessizce sofrayı terketti. Gece boyunca yaptığı sevimsiz hareketler Atatürk'ü çileden çıkarmıştı. Sonra hiç beklenmedik bir şey oldu, İsmet Paşa gece yarısından sonra Atatürk'ün yaveri Salih Bozok'u buldu ve yaptığı hareketlerden dolayı pişman olduğunu, kendisini bağışlaması için Gazi'ye ricada bulunmasını söyledi.

Salih Bozok İnönü'nün ricasını ilettiğinde Atatürk yumuşamıştı.

"- Pekala" dedi.

O gece ne oldu?

İsmet Paşa kendini kurtarmıştı, ama Mustafa Şeref Bey'in refüze edilmesine engel olamamıştı.

30 Ağustos akşamı Yalova'da Atatürk'ün köşkünde kurulan Zafear Bayramı sofrasında tam tersi bir hava vardı.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, "Politikada 45 Yıl" adlı adlı kitabında bu geceyi şöyle anlatıyor:

"Bu, bir 30 Ağustos Bayramı akşamı idi. Davetlilerin çoğunu merasim üniforması giymiş generaller teşkil ediyordu. Bunlar, her biri büyük taarruzda ordularımıza kumanda etmiş kahraman savaşçılardı ve sofrada eski başkumandanlarının sağ ve sol yanında yer almışlardı. İsmet Paşa da iki akşam önce olduğu gibi Atatürk'ün karşısında oturuyordu. Fakat bu İsmet Paşa'ya iki gün önceki İsmet Paşa demek için bin şahit lazımdı. Sanki o gitmiş, yerine bir başkası gelmiş gibiydi. Yüzünden yalnız sevgi, samimiyet ve neşe akıyordu. O gece biz gittikten sonra Atatürk ne etmiş, ne eylemişti de onu böylesine munisleştirebilmişti? Davetliler arasında İsmet Paşa'yı sevmeyenler, onun Mustafa Kemal Paşa'ya karşı bu vefa, minnet ve bağlılık gösterisini pek maharetle oynanmış bir politika oyunu gibi seyretmiş olsalar gerektir."

Yine Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun dediği gibi, İsmet Paşa o gece, Atatürk'e açtığı "Barış Savaşı"ndan kendi lehine bir sonuç elde edemeden çıktı.

Kendi Başbakanlığını kurtardı, ama İktisat Vekili Mustafa Şeref Bey'i kurtaramadı.

Atatürk, artık Mustafa Şeref'le çalışmayacağını söylüyordu.

Onun yerine uygun bir aday bulmuştu:

Celal Bayar...

Bayar İktisat Vekili

Mustafa Kemal, Celal Bayar'ın "ekonomi" konusundaki görüşlerine öteden beri değer veriyordu. Fethi Okyar'la birlikte olamamışlardı, ama, Bayar'la pekala uyumlu bir çalışma gerçekleştirebilirlerdi.

Bu fikrini İsmet Paşa'ya aktardı.

Paşa sessiz kaldı.

İnönü'nün Bayar'ı sevmediği, hatta ondan nefret ettiği biliniyordu. Bayar'la çalışmak zorunda kalmak İsmet Paşa'yı rahatsız ediyordu.

Yalova'da Mustafa Kemal'in hışmına uğrayan Mustafa Şeref, ertesi gün istifasını yazıp İsmet Paşa'ya verdi.

İsmet Paşa istifa dilekçesini hemen yürürlüğe koymadı.

Bir hafta kadar bekledi.

Mustafa Kemal'in yumuşamasını, belki de kararını gözden geçirmesini bekliyordu.

Beklenen gelişme olmadı.

7 Eylül günü Mustafa Şeref Bey'in istifasını kabul etmekten ve İktisat Vekilliği'ne Celal Bayar'ı getirmekten başka çare kalmamıştı.

 

YARIN: İnönü'nün telaşı

 


Kağıda basmak için tıklayın.



 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...