Kıbrıs ayrı AB ayrı

Bakanlar Kurulu, Başbakan Bülent Ecevit başkanlığında yaklaşık 3.5 saat süren toplantısında tek gündem maddesi olarak Katılım Ortaklığı Belgesi'ni ele aldı. Bakanlar Kurulu sonunda bir açıklama yapan Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, Bakanlar Kurulu'nun katılım ortaklığı belgesiyle ilgili bir hükümet açıklamasını benimsediğini ifade ederek, Türkiye'nin bilindiği gibi Aralık 1999'da Helsinki'den yapılan AB doruk toplantısında diğer adaylar eşit konumda AB'ye aday ülke olarak kabul edildiğini ifade etti. Gürel, "AB komisyonu diğer aday ülkelerdeki gibi ülkemiz için de hazırladığı 'katılım ortaklığı belgesini' açıklamıştır. Belge adaylık süresince ülkemizin AB müktesebatını uyum sağlamak amacıyla her alanda neler yapılması gerektiğini orta ve kısa vadeli hedefler olarak belirleyen bir surette ortaya koymaktadır" dedi. Gürel, şöyle konuştu:

Helsinki kararlarıyla uyum

"Ülkemiz için hazırlanan katılım ortaklığı belgesi öncesinde komisyon yetkilileri hükümetimiz ile çeşitli vesilelerle temas kurmuşlar. Temaslar sırasında belgede yer alacak konulara ilişkin görüşlerimiz ve duyarlılıklarımız her defasında komisyon yetkililerine iletilmiştir. Belgede pek çok konuda Helsinki doruğu sonuç bildirisindeki ifade ve usluba sadık kalındığı görülmektedir. Belge, Helsinki doruk kararlarının 4 ve 9 (a) paragrafları çervesinde siyasi diyaloğun unsurlarını teyit etmektedir. Belgede, hedefler arasında yer verildiği görülen Kıbrıs konusu öncelikle adadaki iki tarafı ilgilendirmektedir. Türkiye Kıbrıs konusunda Helsinki doruk kararlarını ve bu bağlamda AB'yle varmış olduğumuz yazılı anlayış birliğini esas almaya devam edecektir. Kıbrıs konusu ile AB adaylığını daima ayrı tutan Türkiye açıklanan belgede yukarıdaki ilkeler ışığında değerlendirecektir."

İnsan hakları ve yükümlülükler

Hükümetin Türk halkının her alandaki gereksinimlerini karşılamayı ve yaşam standarlarını yükseltmek için sher alanda başlattığı çalışmaları sürdüreceğini belirten Gürel, şöyle devam etti: "Türkiye insan hakları alanında uluslararası anlaşmalar çerçevesinde belirtilen yükümleri yerine getirmektedir. Katılım ortakları belgesinde de Türkiye'deki demokratikleşme ve insan haklarının daha da iyileştirmesi konusundaki hususların hükümet tarafından referans çalışma belgesi olarak benimsenmiş olan insan hakları koordinatör üst kurulu raporu ile önemli ölçüde uyum içinde olduğu görülmektedir." Gürel, Kıbrıs'a ilişkin bir soruya, "AB üyeliği ile Kıbrıs arasında bir bağlantı kurmuyoruz. Adadaki Türk-Rum kesimini ilgilendiren bir konudur. Türkiye her zaman bu doğrultudaki çalışmalar desteklemiştir" dedi. n ANKARA

Kıbrıs'ta pazarlık olmaz

Avrupa Birliği Komisyonu'nca açıklanan Katılım Ortaklığı Belgesi'nde Kıbrıs konusunun öncelikli hedefler arasına alınmasını değerlendiren bakanlar, Kıbrıs'ın hiçbir şekilde pazarlık konusu yapılamayacağını vurguladılar. Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, Kıbrıs'ın pazarlık konusu yapılamayacağını ifade ederken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer de Türkiye'nin Kıbrıs'ı hiçbir dönemde pazarlık konusu yapmadığı belirtti. Turizm Bakanı Erkan Mumcu da Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin Kopenhag Zirvesi'nden sonra belli kriterler üzerinde seyrettiğini belirterek, Kıbrıs'ta pazarlık olmayacağını söyledi. n Cenk Cenkçi / ANKARA

'MGK siyaseti etkiliyor'

AB'nin Katılım Ortaklığı Belgesi'nde orta vadede danışma organı olarak işlerlik kazanılmasının talep ettiği Milli Güvenlik Kurulu'nun konumu 2001 yılında da tartışılmaya devam edecek. MGK'nın katılım ortaklığındaki konumu zaman zaman uyarıcı ifadelerde yer aldı. Katılım Ortaklığı Belgesi'nin İngilizce orjinal metnin 14. sayfasında yer alan "The National Security Council" bölümünde şu ifadelere yer verildi : "MGK'nın Türk Siyasi tarihi hayatında oynadığı rol değişmemiştir. MGK'nın tavsiyeleri siyaseti kuvvetle etkilemeye devam etmektedir. Son zamanlarda radikal islamcı ve bölücü hareket içinde olan memurların görevden alınması projesi buna örnektir."