TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığı seçimlerine katılmayan eski Başkan Sema Pişkinsüt, "Seçime katılmadım, oy kullanmadım. Demokratik bir biçimde görevimi teslim ettim" dedi. Pişkinsüt, "Kırgın mısınız?" sorusunu cevapsız bıraktı.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nda dün seçim yapıldı. Seçime FP'li milletvekillerinden hiçbiri katılmazken, 25 üyeli komisyonda 13 üye ile seçim gerçekleştirildi. Komisyon Başkanlığı'na 13 oyun tamamını alan MHP Manisa Milletvekili Hüseyin Akgül getirilirken, başkanvekilliklerine DSP Burdur Milletvekili Hasan Macit, ANAP İstanbul Milletvekili Emre Kocaoğlu, Komisyon Sözgülüğü'ne de DYP Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt yine 13'er oy alarak seçildiler. Katip Üyeliğe ise FP milletvekillerinden biri daha sonra seçilecek. Komisyonun önceki başkanı DSP Milletvekili Sema Pişkinsüt, seçimlerin tamamlanmasının ardından toplantı salonuna geldi. Kısa süre komisyon toplantı salonunda kalan Pişkinsüt ayrılırken gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Pişkinsüt, eski başkan olarak yeni başkan Akgül'e elinde bulunan çeşitli evrak ve belgeleri teslim ettiğini bildirdi.

'Seçime katılmadım'

Pişkinsüt, "Oy kullandınız mı?" sorusunu, "Seçime katılmadım, oy kullanmadım. Demokratik bir biçimde görevimi teslim ettim" diye cevaplandırdı. Pişkinsüt, "Bu davranışınız bir tepki miydi?" sorusunu ise yanıtsız bıraktı. Pişkinsüt, yaptığı yazılı açıklamada da Komisyon Başkanlığı'nın MHP'ye verilmesinin kendisini rahatsız ettiğini söyledi.

Sorun kişisel değil

"Beni en az insan hakları konusunun siyasallaştırılması kadar rahatsız eden husus, bir talep olmamasına karşın Komisyon Başkanlığı'nın MHP'ye bırakılmış olmasıdır" diyen Pişkinsüt, şunları kaydetti: "Yaşanan gelişmeler karşısında üzerinde hassasiyetle durduğum ve duracağım bir diğer husus ise bunun kişisel bir sorun olarak görülmesi ve gösterilmeye çalışılması olacaktır. Özellikle insan hakları alanındaki ortak çabaların önemine inanmış bir kişi olarak böyle bir bakış açısını kabul etmem hiçbir zaman söz konusu olamaz. Çalışmaların başarısı ile ilgili takdirin kamuoyu tarafından yapılmasının herhangi bir değerlendirmeden çok daha önemli olduğuna inanmaktayım."