|
|
 |
Cumhuriyet halka açılıyor arkadaşlar!

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin 312. madde konusunda önceki gün yaptığı açıklamayı, ne yalan söyleyeyim, "biraz" üzerime alındım.
Pardon, atlamışım.Cumhuriyet gazetesi "yaşam savaşı" veriyor.
Daha doğrusu, batıyor.
Televizyon kurmak için topladıkları paraları çarçur ettiler;
"Cumhuriyet mahallesi", "Cumhuriyet sitesi" gibilerden, "kemalizan" amaçlı inşaatçılık, müteahhitlik, kooperatifçilik girişimlerinden de sonuç çıkmadı. "Çağdaş Yayınları" dersen, kitap zaten satmıyor... Türk halkı, dünyası dar, ufku dar, imgelemi dar "memurin" takımının yazdıklarını zaten merak etmiyor.
"Cumhuriyet Kitap Kulübü" de kocaman bir fiyasko; neredeyse yüzde elliye varan indirimlerle kitap satacaklar, iltifat eden yok.
Deniz Som diye bir Cumhuriyet yazarı, geçen gün "Doktor Stess" programında üç-dört aydır maaş alamadıklarından yakınıyordu.
(Deniz Som arkadaşımız her gün, istikrarlı bir biçimde "ihbar" ve "jurnal" yazıları yazıyor. 12 Mart'ın "sayın muhbir vatandaş"ını hatırlatan üslubuyla, borsadaki fiyat dalgalanmalarını izler gibi, her gün, kamu kurum ve kuruluşlarındaki "çağdışı görüntüleri" izleyip derleyip dosyalayıp cumhuriyet savcılarının "ilgisine" sunuyor. Bu işi BÇG ve BTK'nın bordrolu elemanları zaten yapıyor a iki gözüm, bir de ne diye sana para ödesinler ki?)
Birkaç kez şirket değiştirdiler.
Olmadı...
Hasan Cemal'lere "darbe" filan yaptırdılar.
Yine olmadı.
Kendi deyimleriyle "liboş, dönek, numaracı cumhuriyetçiler"den kurtulup, eski bir cuntacı olan İlhan abilerinin önderliğinde bağımsızlıklarını ilan edince, iyice dibe vurdular.
Hanidir, satılacakları yönünde dedikodular dolaşıyor ortalıkta. Bir ara Aydın Doğan talip olmuş da, fiyatta anlaşamamışlar. Rivayet...
Gazete, şimdi, bir "vakıf"a bağlı olarak çıkıyor.
(Hani, vakıf "ilkel" ve "çağdışı" bir örgütlenme biçimiydi arkadaşlar, "kitle çizgisi"ne uymuyordu? Ne değişti de "ilkeli, devrimci" duruşunuzdan feragat edip "Osmanlı gericiliği"nin kurumsal yapısından medet umar oldunuz? Sakın bu, gariban Cumhuriyet çalışanlarının kıdem tazminatlarını yakmaya dönük bir "manevra" olmasın? İlhan abi neden bu konuda "aydınlatıcı" bir açıklama yapmıyor?)
28 Şubat'çılardan hayır çıkmadı, CUMOK'un il, kasaba ve bucak düzeyindeki örgütlenmesi de fiyaskoyla sonuçlandı, Cumhuriyet ideolojisinin "krem krema"sı sayılan yarı mutlu azınlık da gazetesine sahip çıkmıyor, ne yapsınlar, "yeşil sermaye"nin ortaklık formülünden mülhem "halka arz" yöntemini benimseyiverdiler. YİMPAŞ ve KOMBASSAN modeli hani...
Aydın Doğan'a satamadık, halka satalım bari.
Beheri 100 dolardan, ilk etapta beş milyon dolarlık (Neden dolar? Dolar, emperyalist ABD'nin para birimi değil miydi?) "sermaye birikimi" sağlayacak hisselerin satışına başlandı. Amaç, daha kaliteli, daha renkli, daha okunabilir bir Cumhuriyet sunmak.
Olur, hay hay...
Oysa, eski bir Cumhuriyet çalışanı olan Ufuk Güldemir, gazetedeki düşüşü "para"ya değil, daha başka nedenlere; Cumhuriyet'e yön veren ağabeylerin çözemeyecekleri, kavrayamayacakları, kavrasalar bile işlerine gelmediği için oralı olmayacakları nedenlere bağlıyordu. Üstelik, CHP'nin serüveniyle, Cumhuriyet'in serüveni arasında, yine o ağabeylerin çözemeyecekleri, kavrayamayacakları paralellikler kuruyordu.
Okuyalım:
"Gerçekle düş arasındaki uçurum açılınca CHP küçüldü. Tıpkı bir dönem severek çalıştığım Cumhuriyet gazetesi gibi. Cumhuriyet neden tiraj kaybedip marjinal kaldıysa, CHP de aynı nedenle seçmen kaybına uğradı. CHP nasıl ki delegelerinin esiri olup halkla bütünleşemediyse, Cumhuriyet de okuru zannettiği kişilerin esiri olup geniş kitlelere açılamadı."
Neymiş?
Marifet, vakıf kurup basın emekçilerinin tazminatlarının üzerine yatmak değil... Hele "yeşil sermaye"den kopya çekip, "karşılıksız" hisseleri 100 dolardan okutmak hiç değil... Marifet, geniş kitlelere "arz" yaratacak gerekli dönüşümleri gerçekleştirmek.
Kısacası, kafaları değiştirmek, çağı yakalamak...
O zaman, "belki" kurtulursunuz.
24 Mart 2000
|
 |
|