YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Yine konuştu

Hep sustu.

Oba terbiyesi mi, ocak ketumiyeti mi?

Büyüklerin yanında konuşulmaz, yorum yapılmaz, ayak ayak üstüne atılmaz, zinhar gülünmez...

Geleneksel "oba terbiyesi"ni muhafaza ediyor Devlet Bahçeli.

Ketum...

Hiç konuşmuyor.

Generallerin, pardon büyüklerinin yanında yorum yapmıyor, ayak ayak üstüne atmıyor, gülmüyor. (Evet, gülmüyor... Hani, dudak kıvrımları iki yanağa doğru yayılır da, hafif aralıktan "diş" adı verilen sarı-beyaz birşeyler görünür ya; işte bunu hiç yapmıyor.)

Özür dilerim, bir konuşmasına şahit olmuştum.

"Milliyetçi, muhafazakar, dindar MHP'ye yakışan, bir 'siyasî tasfiye aracı'na dönüşen 312. maddeyi kaldırmak ve sinsice oturup 'gelişmelerin nereye varacağını kollama' alışkanlığından kurtulmak olmalıdır" diyen bir gazeteciyi fırçalamıştı.

O gazeteci kim mi?

Kim olacak, bu satırların yazarı...

Ben onu "erkek" sanmıştım da, "Gelin, sizi vareden koşullara düşmanlık etmekten vazgeçin, 312. maddeyi kaldırın, hukuk yalnızca FP'lilere değil, MHP'ye ve haklarında suç dosyası tanzim edilen MHP'li vekillere de lazım olacak" deyivermiştim; ama "ürkek" çıktı.

Nereden bilebilirdim.

Biraz cesaret bulsam, daha da ileri gider, millî ve mukaddes değerlere küfreden, İstiklal Marşı'mızın yazarı merhum Mehmed Akif'i "Arap uşaklığı"yla suçlayan dişçi tuğgenerale karşı neden aynı celadeti sergilemediğini sorardım.

Görüyorsunuz ki, soramıyorum.

Miting meydanlarını "Ya Allah Bismillah Allahü ekber" nidalarıyla inleten, iktidar koltuğuna oturur oturmaz anlaşılmaz (Bu "anlaşılmaz"ları hep "anlaşılır" diye okuyacaksınız) bir suskunluğa bürünen Devlet Bahçeli, gazeteci azarlamaktan fırsat bulup, önceki gün lütfen bir "açıklama" daha yaptı.

Üstü örtük biçimde, aday olmak için fırsat kollayan ANAP lideri Mesut Yılmaz'ı suçladı.

"MHP olarak şaibeli adaya oy vermeyiz. MHP'nin 127 milletvekilinden şaibeli bir adaya tek bir oy bile çıkmaz."

Bu hassasiyet güzel.

Mesut Yılmaz gerçekten de "şaibeli" bir isim.

Hakkında sekiz ayrı dosya var.

Üstelik Türkiye Cumhuriyeti tarihinde "yolsuzluk" suçlamasıyla iktidardan düşürülmüş ilk ve tek Başbakan.

İyi de, anlayamadığım bir şey var; şaibeli bir ismi Başbakanlığa, Başbakan yardımcılığına, hatta koalisyon ortaklığına yakıştıran Devlet Bahçeli, neden Çankaya sözkonusu olunca aynı toleransı göstermiyor?

Çankaya'nın ayrıcalığı nedir?

Kaldı ki, "çete suçları"nı af kapsamına almak için kolkola girip Meclis'te üstün bir "dayanışma örneği" sergilediği bir isim bu...

Bahçeli kabul eder mi, bilmiyorum.

Benim aklımdan "şaibesiz" bir isim geçiyor:

Sadi Somuncuoğlu.

Üstelik MHP'li.

Üstelik hiçbir yolsuzluğa, hiçbir pisliğe bulaşmamış.

Nasıl?

"Olmaz" mı diyorsunuz?

Neden olmazmış?

Sadi Bey'e karşı mısınız yoksa?

Yaa, öyle mi?

Bunu, Sadi Somuncuoğlu ismi geçtiğinde her defasında huysuzlanmanızdan, sinirlenmenizden, bu isme destek vereceğini açıklayan rakip partileri azarlamanızdan anlamalıydım.

Alparslan Türkeş'in rahle-i tedrisinden geçmek, değerli mensup Tunca Toskay'ın "gözetim"ine verilmek yaramış size, "görülebilir" bir olgunluk kazandırmış... Kutlarım.


22 Nisan 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ahmet Kekeç

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...