YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Kalbleriyle yaşayanlar: Fatih ve Tayyip

Fatih Terim, şöyle konuşuyordu: "Her şey fizikle sınırlı değildir. Belki fizik varlığımıza hükmedilebilir, ama kalblere hükmedilmez. Biz kalblerimizle yaşıyoruz."

İşin sırrını yakalayan müthiş bir sözdü bu.

Geçen günkü yazımda, Fatih Terim ile Tayyip Erdoğan'ı aynı duygu ortamında değerlendirdim. Bu iki ismin, ülkemiz için paralel misyonlar üstlenebileceğini ifade ettim.

Bugün bunu daha kuvvetle ifade etmek istiyorum. Bu, ne Fatih Terim'in popülaritesine Tayyip Erdoğan'ı eklemleme çabası, ne de uçuk bir temenni.

Şu an, bu iki isim etrafında oluşan sevgi halesi, bir toplumsal gerçeklik haline gelmişse, bunun altında psiko-sosyal sebepler olmalıdır.

Bu iki genç adam, bir şeyi yakaladılar Türkiye'de ve isimleri etrafında sevgi haleleri oluştu.

Keşke Tayyip Erdoğan yasaklı olmasaydı da, onun toplumla kurduğu sevgi bağından bugün güncel bir gerçeklik olarak söz edebilseydik. Ama mecburen yasaklı bir siyasetçinin tahminlere dayalı halkla ilişkilerinden bahsetmek zorunda kalıyoruz. Buna rağmen, meselâ cumhurbaşkanlığı için yapılan kamuoyu yoklamalarında, adaylığı bile söz konusu olmamasına rağmen, Tayyip Erdoğan isminin ön sıralarda çıkması, yargı kararlarının bile önleyemediği bir gönül buluşmasının ifadesi olmalıdır.

Evet, bu iki adam bir şeyi yakaladılar Türkiye'de ve isimleri etrafında sevgi halesi oluştu.

Tayyip Erdoğan'ın çizdiği imajı hatırlayın... Meselâ, Ramazanlar'da, fukara evlerinde bağdaş kurup iftar açan bir genç başkan... Siyasetçiyi, garip gecekondu sofralarına taşıyan ve, çocukları, gençleri, hayatın yükü altında ezilmiş anne-babalarıyla o ortamla, hiçbir protokol olmaksızın buluşabilen bir guraba dostu... Toplumun ortalama maddi ve manevi değerleriyle buluşabilen, kendisiyle kolayca bütünleşilebilecek sadelikte, hareketlerinde herkesin içinde bir parça bulunan delikanlılık, yiğitlik sergilenen, yüzünde duru tebessümler gezinen, etrafna pozitif enerji yayan ve hizmet üreten... Bahanelere sığınmayan, şehrin tıkanan soluklarını açmak için canını dişine takan... Dua ile, yani "Yukarısı" ile dost, içli dışlı... Kalbi ile yaşayan... Ve Kasımpaşalı'lığı terbiye etmiş bir gönül adamı... Bu tipi sevdi Türkiye... Doğusu, Batısı ile... Ve dedi ki toplumun çok farklı eğilimdeki insanları, "Tayyip olursa, onunla yürürüm." Bu, Türkiye'de hâlâ bir sosyal gerçeklik. Yargı sınırlamalarını aşan bir gerçeklik bu...

Fatih Terim... Adanalılığı terbiye etmiş bir kalb adamı da o. Genç yüreklerin kendisi ile bütünleşebileceği bir lider. Güven veren, yüreğinden konuşan, etrafını yüreğinin içine alan, orada tutku ve inançla yoğuran ve hayatın içine salan... Ne ise üretilecek olan başarı, zafer, ona kilitlenen, gönülleri kilitleyen, tutkusu ile erdemleri buluşturma noktasında, farkedilir bir deruni yükselme yaşayan...

Bir top adamının, çocuklarını cehennemi bir kuşatmanın içine salarken, "kalbi ile yaşamak"tan söz etmesi, "fizik varlığınız zorlanabilir, ama kalbinize kimse hükmedemez, kalbinizi diri tutun" diye seslenmesi, Türkiye için olağanüstü bir tırmanma noktası değil midir?

Fatih'i, şu son gerilimde izledim, bir tek falsolu İfadesine rastlamadım. Böyle bir ortamda, içimdeki politikacı silüetlerini yokladım, bu kadar gerilim ortamında bu kadar dengeli olabileni bulmakta zorlandım. Vardır muhakkak ama, zorlanmam da bir gerçeklik.

Fatih, televole malzemesi olmayan aile sevgisi ile seviliyor, delikanlılığı ile, Anadolu'nun has renklerini yüzünde hissettirmesi ile, bu kimliği içinde, işine-dâvâsına, hiçbir zaman yapmacık olamayacak yoğunlaşması-konsantrasyonu ile, iş-dâvâ arkadaşları ile bütünleşmesi ile, kendini onlara taşıması, onlarla evlâd-baba-ağabey-kardeş gibi et-tırnak olması ile ve başarısı ile... Bahanelere sığınmaması ile...

Fatih'le Tayyip Bey'in hayatta, yarınlarda siyasi hayat içinde yolları buluşur mu bilmiyorum. Tayyip Bey'in elleri ne zaman çözülür bilemiyorum. Ama, bu örnek insanların, Türkiye'ye çok şey verebileceklerini düşünüyorum. Bu yalın, yapmacıksız karakterlerini taşıma imkânı bulabilirlerse siyasi alana, hele, elele tutuşup bulabilirlerse, farklı kulvarlarda olsa bile, yüreklerini Türkiye sevdasında buluşturup paralel yürüyüşler yapabilirlerse memleketimiz için bir başka milad olacaktır. Tutku adamları, sevda adamları, gönül adamları, kalb işçileri aranıyor Türkiye'de... Bu ülkenin çocuklarını yepyeni ve masum ve kalbi tutkularla donatıp, onlara cihan çapında başarılara layık oldukları hissini verecek genç önderler... Fatih ve Tayyip bey, bu umudu yeşertti içimde... Ne yapayım, kalblere hükmedilemiyor...


22 Nisan 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ahmet Taşgetiren

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...