YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

 

 

Dalaşan, yine "ihale takipçileri"ne takmış..

Hürriyet'in Emin Dalaşan'ı, Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'a "Toplum vicdanının sesi" dediğim için, yine bulaşmış bana..

Emin yine benim için, "ihale takipçisi" demiş..

İnanıyor musunuz bu saçmalığa?

-İstanbul'un Elektrik Dağıtımı İhalesi'ni ben aldım..

-Petrol Ofisi Özelleştirme İhalesi'ni de ben aldım..

-Sabancılar ve Şahenk'lerle ortaklık kurup, GSM Cep Telefonu İhalesi'ni almak için de, artırmaya ben girdim..

Belli ki Emin Dalaşan'ın beyni hafif ısınmış..

Aydın Doğan'a laf atmak için, bana "ihale takipçisi" diyor..

Ayrıca bana "tüccar gazeteci" de demiş..

Gerçekten Dalaşan'ın beyninde bir hadise var..

Ben hem bankacılık, hem gazetecilik mi yapıyorum?.. Gazete patronuna teşvik almak için, bakanlarla pazarlığa mı giriyorum?

Allah insana akıl vermezse böyle olur işte..

Hani Bağdat Valisi Mithat Paşa'ya, İstanbul'dan, Padişah'tan telgraf emri gelmiş..

-Acele 100 bin ton çayı paketleyip, İstanbul'a gönderin, deniliyormuş emirde..

Mithat Paşa da, cevabi telgrafında şunları söylemiş..

-Padişahım.. Çin İmparatoru'na gönderdiğiniz telgraf, yanlışlıkla bana geldi..

Ben de bu Emin'e şöyle bir telgraf mı çeksem?..

-Dalaşan'ım.. Patronunuza ve müdürünüze gönderdiğiniz imalar, yanlışlıkla bana geldi..

Emin Dalaşan, Sami Selçuk'a "Toplum vicdanının sesi" dediğim için, daha da ağır bir şeyler aramış, bana söylemek için..

Mümkün olsa, "Kartelin tetikçisi" bile diyecek.. "Suskun besleme" de diyebilir..

"Yeni Şafak"ta yazmamı herhalde kast ederek, "Şimdi dincilerden maaş alıyor" diye, kendince saldırmış..

A, Dalaşan!..

Gazete yazarı, çalıştığı gazetenin patronunun dinine bakarak mı yapar tercihini?..

Aydın Doğan, televizyonda Çiller'in karşısına çıkıp, "Üç Kulvhallah okursan, kendimi Taksim'de asarım" dediği zaman, sen kendi patronunun Hıristiyan olduğunu mu zannettin?

Ayrıca bu patron seçimi konusunda, bence kimin dinci, kimin dinsiz olmasından daha önemlisi, kimin ne işler yaptığının bilinmesi değil midir?

Mesela, sen NTV'den maaş alırken, hem o kanalın, hem de İnter-Bank'ın sahibi Cavit Çağlar'a "Banka boşaltılıyor mu" diye sorabildin mi? Seni, NTV'yle beraber Doğuş Holding'e satarken, hesap mı sordun?

Şimdi hem Aydın Doğan'dan, hem Ayhan Şahenk'ten maaş aldığına göre, "Medya patronları RTÜK yasasına rağmen neden kamu ihalelerine giriyor" diye de sormazsın.

Aslında sen, oto-sansürlü bir Dalaşan'sın..

Sen Turgut Özal'a küfredersin..

Sen Sami Selçuk'a saldırırsın..

"Liberal demokrasi" senin gibiler için, entellik ve liboşluktur..

Ama Cavit Çağlar'ların karşısında, boynu bükük oturursun..

Aslında, ayağın da çok uğurlu değil..

Erol Simavi'nin hayatını, övgülerle doldurarak yazdın.. Simavi Hürriyet'i sattı..

Cavit Çağlar'ın televizyon kanalına girdin, adamcağızın tüm işi-gücü alt-üst oldu..

Bir marifetmiş gibi, "Demirel'in görev süresi uzatılmalı.. İstikrar için bu şart" dedin.. Süleyman Demirel, milletvekilleri tarafından emekli edildi..

Bereket uçağa binmeye korkuyorsun.. "Kahraman gazeteciler"le Leeds'e gidebilseydin, Allah bilir Galatasaray finale de kalamazdı..

Aklını başına topla..

Bana "ihale takipçisi" diye yaza yaza, sonunda patronlarının ihalelerine, uğursuzluk getirdin..

Aydın Doğan da, Ayhan Şahenk de, GSM ihalesini alamadılar.. Onlara da uğursuz gelmeye başladın.

Ayağını denk al.. Kimseye fazla bulaşma!..

ŞAKA

Büyük yürüyüş!..

Demirel, 16 Mayıs'ta, arkasında büyük kalabalıkla Çankaya'dan çıkıp, yürüyerek Güniz Sokak'a gidecekmiş..

Şimdiden bunun için hazırlıklar başlamış..

Söylentiye göre, Emin Dalaşan bu yürüyüşte davul çalarak, üstüne düşeni yapacakmış..

Emin'in davulunu da, Cavit Çağlar Bursa'dan getirecekmiş..

Bu yürüyüşte, kimin zurna çalacağı henüz belirlenmemiş..

AVRUPALILIK

Futbol zaferi herşeye yetmez!..

Galatasaray'ın UEFA Kupası finaline kalışı, hepimizi coşturdu.. Bu satırların yazarı gibi, Galatasaray'ı tutanlar için, ayrıca bir bayram bu..

Ama hiç unutmayalım..

Futbol oynamayanlar, profesyonel olmayanlar için, bu olay, haftada bir, lig döneminde yaşanılan 90 dakikalık heyecandır..

Kupalar da, bir sezon alınır, ertesi sezon alınamayabilir..

Oysa, Avrupa Birliği üyeliği ve "Kopenhag Kriterleri'ne uyum" meselesi, hepimizi ve gelecek kuşakları ömür boyu etkileyecek bir heyecanı ifade ediyor..

Eğer medya, futbola verdiği önemi, biraz da "insan hakları"na, "enflasyonla mücadele"ye, "hukukun üstünlüğü" konusuna verse, sokaklardaki kitleler, Avrupalı olmak kavramına, UEFA maçları kadar ağırlık verirler..

Partilerin kapatıldığı, "düşünce suçluları"nın hapiste bulunduğu, siyasetin yasaklandığı bir ülkede, futbol zaferleri, hiçbir şeye yetmez..

Diktatör Videla'nın Arjantin'i, futbolda dünyanın en iyisi değil miydi?

Hiç unutmayalım..

Hagi'nin Romanya'sı, Avrupa Birliği'ne, Galatasaray'ın Türkiye'sinden daha yakın..

Kıbrıslı Rumlar Avrupa Birliği'ne girerken, Galatasaray'ın UEFA kupasına final oynaması, hangi kader tablosunu değiştirebilir?..

Ben Galatasaraylıyım.. Ama Türkiyeliyim de..


22 Nisan 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet BARLAS

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...