ANKARA- Türkiye'nin demokrasi ve insan haklarındaki durumu Devlet Planlama Teşkilatı bünyesinde oluşturulan Türkiye-Avrupa Birliği Özel İhtisas Komisyonu tarafından raporlaştırıldı. Raporda, Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin kaldırılmasından, MGK'nın yapısının değiştirilmesine, idarenin tüm kararlarının yargı denetimine alınmasından düşünce özgürlüğünün tam olarak sağlanmasına kadar bir dizi köklü değişiklik önerildi. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı çerçevesinde oluşturulan Türkiye-Avrupa Birliği İlişkileri Özel İhtisas Komisyonu'nun Siyasi İlişkiler Alt Komisyonu, "Kopenhag Siyasi Kriterleri ve Sözkonusu Kriterler Işığında Türkiye'nin Durumu" başlıklı bir rapor hazırladı. İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu Sekreterya Başkanı Gürsel Demirok başkanlığındaki Komisyon'da İçişleri, Dışişleri, Adalet, Milli Eğitim, Sağlık Bakanlıklarından ve Türkiye-AB Derneği'nden temsilciler ile dört akademisyen yeraldı. Komisyona, İçişleri adına katılan temsilciler arasında, Jandarma Genel Komutanlığı'ndan ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden de birer yetkili bulundu. Komisyon raporu, yarın DPT'ye sunulacak.

Ordunun politikaya etkisi

Türkiye-AB İlişkileri Özel İhtisas Komisyonu bünyesinde hazırlanan raporda, Kopenhag Siyasi Kriterleri'nin üç önemli unsuru olan demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konularında Türkiye'nin durumu ele alındı. Raporda, Avrupa Komisyonu'nun AB'ye katılım yönündeki düzenli ilerleme raporlarında Türkiye'nin nasıl ele alındığı da anlatılan raporda, Avrupa Komisyonu'nun, ordu üzerindeki sivil denetim eksikliği ve ordunun MGK kanalıyla politik yaşamda oynadığı rolden duyduğu kaygıya vurgu yapıldı. Raporda, Türkiye'yi AB'ye aday diğer ülkelerden ayıran özelliğin, demokrasinin uzun süre önce uygulanmaya başlanması olduğu belirtilirken, ancak bu sürenin demokrasiyi mükemmelleştirmek için gerektiği gibi kullanılamadığı ifade edildi.

'82 Anayasası özgürlükleri sınırlıyor'

1982 Anayasası'nın temel hak ve özgürlüklerde bazı sınırlandırmalar getirdiği kaydedilen raporda, bunun sonucu olarak başta düşünceyi açıklama özgürlüğü olmak üzere bu hak ve özgürlüklerin hukuksal boyutlarıyla ilgili sorunlar ortaya çıktığı dile getirildi.