Dünyalı olmak kolay değil ki...

 
Gerçekten ileri, gelişmiş ve çağdaş ülkelerin yaşamına yön veren kadrolar, eskisinden çok farklı ve globalleşmiş bir ortamda yaşadıklarını biliyorlar..

Her "doğru", kendi mekanında ve zamanında doğrudur. Dün doğru diye bilinen, bugün yanlış olabilir.. Bir ülkede geçerli olan, başka bir coğrafyada anlamsız kalabilir..

Örneği, şu anda bulunduğum "Maldiv Cumhuriyeti" ile, Türkiye'yi karşılaştırarak verebilirim.

Biz ne deriz?

- Devlet ebed müddet.!

Yani, devlet ebedidir..

Gelin bunu, Maldiv Cumhuriyeti'ne uyarlamaya çalışalım..

Maldiv, Hint Okyanusu'nda bulunan, 1190 adadan oluşan, 300 bin nüfuslu bir devlet.. Bu adaların hepsi deniz seviyesinde ve Maldiv nüfusu, 198 adanın üzerinde yaşıyor.

Bilim adamlarının hesaplarına göre, ozon tabakasının delinmesi sonucu, güneş ışınları dünyayı daha fazla ısıtıyor ya.. Dünyadaki ortalama sıcaklık 3 derece arttığı zaman, kutuplardaki buzulların erimesi sonucu, bütün denizlerin 50 santimetre yükselmesi bekleniyor.

Hesaplara göre de, bu olay, önümüzdeki 50 yıl içinde gerçekleşecek..

Peki bunun Maldiv Cumhuriyeti ile ilgisi ne?

Denizler ve bu arada Hint Okyanusu 50 santimetre yükseldiği zaman, Maldiv Adaları'nın tümü ve neticede Maldiv Cumhuriyeti, sular altında kalıyor..

Gelin şimdi Maldiv'de, "Devlet ebed müddet" deyin.

Yani herşey görecelidir, izafidir..

Hani biz, "devletin milleti ve toprağı ile bölünmez bütünlüğü"nden söz ederiz ya..

19'uncu yüzyılda, küçük devletlere bölünmüş olan İtalya'da, "İtalya'nın bütünlüğü"nden söz etmek, bazan idam cezasına kadar dayanan bir suçtu..

Ya da gelin bugün, Bosna'da veya Kosova'da, "Yugoslavya'nın bütünlüğü" diye siyaset yapmaya kalkın..

Ekonomide de, zaman ve mekan, kavramlar üzerinde inanılmaz değişiklikler yapıyor..

Örneğin, 20'nci yüzyılın son çeyreğine kadar, ülkelerin ekonomik gücü, sınai üretimlerine göre ölçülürdü.

Galiba Stalin söylemiş..

- Amerika'nın en önemli generalleri, General Motors ve General Electric'tir, demiş Stalin..

Son rakamlara baktım..

Dünyanın en büyük otomotiv üreticisi olan "General Motors" şirketinde, 300 bin kişi çalışıyor.. General Motors, dünya otomobil ve kamyon pazarının yüzde 15'ine hakim..

Ve General Motors'un hisse senetlerinin tümünü, borsa değerinden paraya çevirseniz, 52 milyar dolar ediyor.

Yani cebinizde 52 milyar dolar varsa, General Motors'u alabilirsiniz..

Buna karşı, hamburger adı verilen köftelerin yapımcısı "Mc Donalds"ın piyasa değeri 57 milyar dolar..

Renkli gazoz "Coca-Cola"nın pazar değeri 161 milyar dolar..

Bill Gates adı ile özdeşleşen "Microsoft"un pazar değeri ise, 552 milyar dolar..

Bu ne demek?

Eğer birileri, bazı ülkelerde, "Biz ağır sanayi devrimi yapacağız" diye politika yapıyorsa, bu saçmadır, dinozorcadır..

Eskiden, herşeyin ölçüsü "atom"lardı..

Ağırlık, hacım, şekil falan ölçülüp, bir mala değer biçilirdi.. Şimdi ise, en değerli şey "bilgi", "hizmet", "iletişim." Artık "atom"ların değil "byt"ların ölçüldüğü bir dünya var..

Bütün bunlardan ne çıkar?

Gerçekten ileri, gelişmiş ve çağdaş ülkelerin yaşamına yön veren kadrolar, eskisinden çok farklı ve globalleşmiş bir ortamda yaşadıklarını biliyorlar.. Öyle hamasi nutuklarla, artık anlamsız kalan sloganlarla politika yapanlar, gelişmiş ülkelerin aydınları, seçkinleri ve medyası tarafından tefe koyulup, çalınıyor.. Bunlar alay konusu oluyor.

Daha ötesi var mı?

Birleşmiş Milletler'de temsil edilen, cumhurbaşkanı ve ordusu olan Maldiv Cumhuriyeti, hava kirlenmesi sonucu, 50 yıl sonra denize gömülüyor..

ŞAKA

Öyle değil mi?

Güney Amerika'da yapılan kazılarda, 50 milyon yıl önce yaşamış bir canlının iskeleti bulunmuş..

Bu iskelet, mümkün olup canlandırılsaydı, herhalde ilk sözü şu olurdu..

- Bana Türkiye'deki kartel gazetelerini getirin.. Bugünün dünyasına uymak için, bir geçiş dönemi yaşamalıyım!.

GERÇEKLER

Bildiri yayınlamak kolaydır!..

Bir "ezeli ve ebedi suçlar" var..

Bir de "moda suçlar" var..

Cinayet-hileli iflas, rüşvet alıp-vermek, dolandırıcılık gibi fiiller, her dinin ve her hukukun suç sayıp, cezalandırdığı olgular..

Ama bazı toplumlarda, "moda suçlar", daha ağırlıklı ele alınır.. Esen siyasi rüzgarlara göre, "yerel suçlar" ihdas edilir..

Örneğin bakın cumhuriyetin ekonomik tarihine..

Kimbilir kaç kişi, "Milli Korunma Kanunu"nu ihlalden veya "Türk Parasını Koruma Kanunu"ndan ötürü hapse girdi Türkiye'de?

Bugün tüm kapitalistlerin ağzının suyunu akıtan teşebbüslerin sahipleri olan isimlerin geçmişine bakın?

Kaç tanesi, döviz ve dış ticaret suçu işlediği için yargılandı, cezaevlerinde yattı ve hatta yurt-dışına kaçıp orada yaşadı?

"Düşünce suçu" kavramı da böyle..

Bugün Türkiye'de Cumhurbaşkanı veya Başbakan olan kişiler, "yakın dün"ün "siyasi suçlular"ı ve "mahkûmlar"ı ise, bunda bir yanlışlık vardır..

Birileri, dehşetengiz bildiriler yayınlayıp, "terör" ile "siyaset"i birbirine karıştırırken, gözlerini biraz daha açmalıdırlar.