| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Baştan çıkarıcı tüketim
İnsan ister New York, ister İstanbul, isterse de Tokyo'da yaşasın, büyük bir çarşıya dönüşen dünyada müthiş bir reklam bombardımanıyla karşı karşıya kalıyor. Dünyada herkes, yaşı, işi ve eğitimi ne olursa olsun, zamanının önemli bir kısmını çarşılarda dolaşarak geçiriyor. Gerçekten ihtiyaç olup olmadığına bakmadan, herkesin durmadan bir isteğini karşılamaya çalışması, günlük yaşantının vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Tüketimi mutluluk kabûl eden toplumun değerleriyle biçimlenen yaşama tarzı, bütün dünya ölçüsünde geçerlilik kazandı. Günümüzde pekçok evde artık tek araba, buzdolabı, televizyon ya da telefonla yetinilmiyor. Bütün dünyada evler tüketimin ana merkezleri haline geldi. Evler ile çarşılar arasındaki trafik giderek yoğunlaşıyor. Çarşılardaki hareketlilik, kaçınılmaz olarak evlere de yansıyor. Ev odaklı tüketim, tüketim ekonomisinin belkemiğini oluşturuyor. Dünyanın her tarafında evler, küçük çarşılara dönüştü. Her ülkede birey, ihtiyaçların sınırlılığıyle isteklerin sınırsızlığı arasında gidip gelmenin baskısı altında eziliyor. Bireyin sınırlı ihtiyaçlarına karşılık istekleri sınırsız. Artık herkesin karnı tok, ancak gözü aç. Karın doyurulabilir ama göz doyurulamıyor. İnsana bir vadi dolusu para verilse, o peşinden ikinci bir para dolu vadi istiyor. İnsanın tüketme tutkusu öylesine istismar edildi ki, herkes J. M. Keynes gibi "iyinin kötü, kötünün iyi" olduğuna inandı. Çünkü açgözlülüğü büyütmede kötü işe yarar, iyi ise yaramazdı. Bunun için özellikle tüketim toplumlarında açgözlülük baştacı edildi. Açgözlülüğün baştacı edinilmesinin sonucu tüketim baştan çıkarıcı bir işlev yüklendi. Z. Brzezinski tüketim toplumunu "hiçbir ahlaki değerlendirme ölçüsünün olmadığı bir toplum" olarak tanımlıyor. Bizim kültürümüzde tüketimin baştan çıkarıcılığına karşı koymada en etkili güç, tasavvufun potasında yoğrulmuş tokgözlü insandır. Dördüncü baskısını hazırladığım "Görünmeyen Üniversite"de anlatmaya çalıştığım gibi, bir yabancı dil öğrenircesine tokgözlülüğün öğrenilmesi gerekir. Tokgözlülüğün eğitiminden geçmeyenler, kolaylıkla açgözlülüğün tuzağına düşebilirler.
ngurdogan@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|